Unutulmayan ABD ihaneti, "Geminizi batırdık özür dileriz"

Türk Silahlı Kuvvetleri TSK Pentagon ABD Amerika Birleşik Devletleri balistik füze Türkiye Şehit Gündem haberleri Yaşam Haberleri ÖZEL HABERLER Dünya haberleri NATO
Unutulmayan ABD ihaneti, "Geminizi batırdık özür dileriz"

TCG Muavenet, 2 Ekim 1992 günü, Ege Denizi'nde gerçekleştirilen NATO tatbikatında "Amerikan" füzeleriyle vuruldu. 5 Türk askerinin şehit düştüğü olayın ardından; ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Lawrence Eagleburger, "Geminizi batırdık, özür dileriz" açıklamasında bulundu 32 yıl önce gemide teğmen olarak bulunan İsmail Can ise yaşananları kaleme alırken, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Türk Donanmasına ait TCG Muavenet, 2 Ekim 1992'de; Ege Denizi'nde gerçekleştirilen NATO Kararlılık Gösterisi-92 Tatbikatında Amerikan "USS Saratoga" uçak gemisinden atılan iki adet Sea Sparrow füzesiyle vuruldu. Yaşanan olayda; gemi komutanı Kurmay Yarbay Levent Kudret Güngör, Uçaksavar Yardımcı Subayı Teğmen Alper Tunga Akan, Telsiz Astsubayı Serkan Aktepe, İkmal Çavuşu Mustafa Kılıç ve Er Recep Atak hayatını kaybederken, 22 Mehmetçik de yaralandı. "Kaza" denilerek üzeri örtülmeye çalışılan olay hakkında dönemin ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Lawrence Eagleburger,  Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Nüzhet Kandemir'e "Geminizi batırdık, özür dileriz" açıklamasında bulunmuştu.

Unutulmayan ABD ihaneti, "Geminizi batırdık özür dileriz" - Resim : 1
Muavenet'in vurulmasından sonra, Saratoga mürettebatının iki atışının da tam isabet kaydetmesi ve 'Sea Sparrow' füzelerinin ateşlenebilmesi için altı ayrı karara ihtiyaç olması, ayrıca bu işlemlerin ayrı ayrı odalarda bulunan personel tarafından yapılması" gerekliliği "kaza" ihtimalini imkansız kılıyordu.

KİMSE YAZMAMIŞTI 

1992'deki NATO tatbikatında vurulan Muavenet Muhribinde yaralanan askerler yıllarca ABD ve Türkiye nezdinde adalet arasalar da tüm girişimleri sonuçsuz kaldı. Muavenet'te teğmen rütbesiyle görev alan isimlerden İsmail Can ise aradan geçen 32 yıl sonra yaşadıklarını "Muavenet-i Milliye-TCG Muavenet-Bir Zaferin ve Bir Hüznün Hikayesi” isimli kitapta topladı. Galeati Yayıncılık tarafından yayımlanan kitapta Muavenet'in vurulması ve o anlarda yaşanan tüm detaylarıyla ele alınırken, Haber Global'e konuşan İsmail Can şunları söyledi:
“Muavenet olayı' olduğunda, gemideki en kıdemsiz subaydım. Olayın yaşandığı esnada; yeni mezun bir teğmendim. Bilgi ve tecrübe eksiğim vardı. Bu nedenle ben yazarsam, hep bir şeylerin eksik ve yanlış olacağından çekindim. Askeri geleneklerimiz nedeniyle sürekli olarak benim yazmamın pek uygun olmayacağını düşündüm. Aradan 30 yıldan fazla süre geçti, kimse yazmadı." 

SIRTIMIZDAN VURULDUK

"Bir eğitimci ve denizci olarak 'kaza' olmadığına inandığım TCG Muavenet olayında, biz bahriyeliler, müttefik bir ülkenin gemisi tarafından sırtımızdan vurulduk. Gemide çok büyük ve tehlikeli bir yangın çıkmasına rağmen, ilk anda meydana gelen kayıplarımız haricinde, bize emanet edilen gemiyi ve vatan evlatlarını limana getirmeyi başardık. Bunun sonucunda tüm gemi personeli olarak, Genelkurmay Başkanlığı tarafından 'üstün cesaret ve feragat' şerit rozetiyle onurlandırıldık."

SONUÇSUZ KALDI 

"Olaydan sonra TCG Muavenet personelinin başlatmış olduğu hukuki mücadele neticesinde, Amerikan yüksek mahkemesi, özetle; 'bu olay hukuki bir olay değildir, iki devletin gemileri arasında olan bu olayda Amerikan mahkemelerinin karar verme yetkisi yoktur. Bu siyasi bir olaydır ve iki devlet arasında çözülmelidir' şeklinde karar vererek tüm hukuki yolları kapatmıştır. Adalet arayışımız aşamasında, TCG Muavenet personeli olarak arkamızda devletimizi görememenin üzüntüsünü yaşadık."

Unutulmayan ABD ihaneti, "Geminizi batırdık özür dileriz" - Resim : 2
İsmail Can tarafından kaleme alınan "Muavenet-i Milliye-TCG Muavenet-Bir Zaferin ve Bir Hüznün Hikayesi” isimli kitapta Muavenet olayı sırasında gemide olup bitenler tüm detaylarıyla aktarılıyor. 

"YÜZÜM YANIYORDU"

Öte yandan Muavenet gemisinde muhabere subayı olarak görev yaparken Uluç Kılıç ise 2002 yılında yaptığımız görüşmede, şunları anlatmıştı: "Vurulmadan önce kaptan köşkünde hummalı bir çalışma vardı, tatbikata hazırlanıyorduk. Birden ani bir patlama oldu. Ne olduğunu anlamadım, yüzümü kapadım çünkü yanıyordu. Patlamadan sonra feryadlar duydum. Kimse kimseyi görmüyordu. Yüzümden sonra vücudumda da yanma hissettim. Kazağımı çıkarıp attım. O sırada rüya gördüğümü düşünüyordum. Herhangi biri yanlışlıkla bir düğmeye basıp füzeleri fırlatamaz. 3.6 mil uzaklıktaki bir gemiden atılan füze yanlışlıkla başka bir geminin kaptan köşkünü nasıl vurabilir? Yaralanan mürettebatın açtığı tazminat davaları, Amerikan Bölge ve Amerikan 11. Temyiz Mahkemeleri tarafından reddedildi. "

[email protected] 

Kaynak: Web Özel