Plan içinde plan, göç dalgası rafinerilere bağlı

Orta Doğu'da ateş çemberi büyürken, İsrail-İran gerilimi de "Büyük Savaş"a evriliyor. İsrail yönetimi, İran'ın son füze saldırısına cevap vereceğini açıklarken, uzmanlar ısrarla "Lübnan, İran, Suriye, Irak" denkleminde taşların yerinden oynayacağı uyarısında bulunuyor. Yükselen tansiyona ilişkin 'haberglobal.com.tr'nin sorularını yanıtlayan Uluslararası İlişkinler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni ise İran'daki petrol tesislerine yapılacak bir saldırının, Türkiye'yi de olumsuz etkileyeceğini belirtirken, "Faşist Netanyahu, İran'ın petrol rafinerileri veya nükleer tesislerini vurursa, ülke ekonomisi çöker, iç kargaşa başlar. Böylesi bir tablo, Türkiye'ye kitlesel göç dalgası anlamına gelir ki, bizim de ülke olarak bu yükü demografik, sosyal, ekonomik ve güvenlik açısından taşıyacak durumumuz olamaz" dedi.  

KÜRT KORİDORU İSRAİL İÇİN 

"Herkes Rusya’nın Suriye'deki stratejisi ile sıcak denizlere indiğini söylüyor ancak İran da, Akdeniz’e çıkmış durumda. Kürt Koridorunun varlığı alternatif enerji güzergahı ile ilgili gözükse de asıl varlık nedeni İsrail'in güvenliği. Sözde Kürdistan projesi en çok Türkiye, İran, Irak, Suriye'yi olumsuz etkiler. Kürt Koridoru üzerinden bölgesel çatışmalar, İsrail'in rahat nefes alması anlamına geliyor."

İSRAİL LOBİSİ İSTEMİYOR

Kürt meselesi ABD tarafından kaşındığı sürece, hem bölgemizde hem Ortadoğu'da çatışmalar sona ermeyeceği gibi; İsrail'e yönelecek Müslüman tazyik de kendi içinde güç kaybedecektir.  ABD, Suriye'den çıkmak istese de İsrail lobisi buna yanaşmıyor. Meselenin bir de İran boyutu var. Bu ülkenin vekil güçlerini Suriye'den çektiğinizde Rusya-İran ittifakı çatırdar. Kimse görmüyor ama asıl tehlike henüz kapıyı çalmadı. Suriye'deki iç savaş da kışkırtma ile büyüyebilir."

ÇİN'E GİDEN ENERJİ İRAN'DAN

"ABD, Orta Doğu ile birlikte; Hazar Denizi alanındaki, Azerbaycan, İran, Kazakistan, Rusya, Türkmenistan ve Güney Çin denizindeki enerji üretim alanlarına gözünü dikmiş durumda. Amerika’nın izlediği çevreleme politikasının amacı, Çin’in petrol ve enerji alım alanlarını kısıtlamak. Çin, Libya ve Sudan’dan petrol ithal ederken bu ülkeler çeşitli nedenlerle ya kaosa sürüklendi, ya da insancıl adı altında müdahalelere maruz kaldılar. İran ise Çin’in enerji gereksinimlerini sağlamaya devam ediyor. Amerika bir yandan da İran Körfezinden gelen petrol ve gazı Çin'e ulaştıran Myanmar'ı karıştırmaya çalışıyor. "

ARZ-I MEV'UD HAYAT BULAMAZ 

"Siyonistlerin, 'Arz-ı Mev'ud' diye nitelendirilen, sözde 'vadedilmiş toprakları' ele geçirme stratejisi asla hayata bulamaz. İsrail, Gazze, Batı Şeria ve Lübnan'ın güneyini ele geçirerek sınırlarına son halini verecektir. İsrail'in; Nil Nehrin'den Fırat'a kadar olan bir alana yayılacak nüfusu yok. Böyle bir strateji için 70, 80 milyonluk bir nüfusunuzun olması gerekir. Ancak Suriye, Irak, İran üzerinde ABD desteği ile yaratılacak kargaşa üzerinden Türkiye'yi mülteci istilası ile kıskaca almak isteyeceklerdir.

KARŞI KARŞIYA GELMEMELİYİZ

ABD ve İsrail'in, İran'a yönelik olası bir askeri operasyonu olursa Türkiye mutlaka denge politikası yürütmeli ve taraf olmamalıdır. İran, Asya jeopolitiğinde olan bir ülke. AB üyesi ülkelerin böyle bir operasyona katılması çok uzak bir ihtimal. Türkiye ile İran hiçbir zaman karşı karşıya gelmez ve gelmemelidir. İran’a askeri müdahaleye destek Türkiye'ye için tamir edilemez hasarlara neden olur.

[email protected] 

Kaynak: Web Özel