En kötüsü henüz yaşanmadı! Kar yağmayınca barajlar dolmadı
Yaz ve sonbahar döneminde kuraklığın pençesine düşen İstanbul'da; son bir aydır etkili olan yağışların baraj doluluk oranlarına etkisi istenilen düzeyde olmadı. İstanbul, kar yağışı ve suya hasret kalırken, Türkiye ise son 53 yılın 'en sıcak yılını' geride bıraktı. Bilim insanları en kötümser iklim değişikliği senaryosunun kaçınılmaz olduğunu söylüyor.
İstanbul barajları, kar yağışının gerçekleşmemesi nedeniyle bir türlü dolmuyor. Kent genelinde son bir aydır etkili olan yağışlara rağmen, İstanbul barajlarının genel doluluk oranı yüzde 50 seviyesinde kalırken; Alibey, Darlik, Elmalı, Kazandere Istrancalar ve Pabuçdere barajları ise neredeyse kurumaya yüz tuttu. Ömerli, Terkos, Büyükçekmece barajları dışındaki kaynakların tükenme noktasına geldiği megakentteki kayıp kaçak oranının ise yüzde 19 olduğu tahmin ediliyor. İstanbul'a İSKİ tarafından günde ortalama 3 milyon metreküp su verilirken, bu miktarın büyük kısmı Avrupa Yakası'nda tüketiliyor.
SU KITLIĞINA GİDİYORUZ
Kuraklık riskinin devam ettiğinin söyleyen DSİ eski yöneticisi Dursun Yıldız, tabloyu yorumlarken, "İstanbul'da kayıp, kaçak oranı yüzde 19 seviyesinde. Bu oranın yüzde 10'e düşürülmeli. Biz söylemekten yorulduk ama oto yıkama, bahçe sulama, kapalı havuz kullanımı, halı yıkama gibi su tüketimine yönelik hoyratlıklar sürüyor. İstanbul'un yanı sıra son 60 yılda Türkiye’de kişi başına düşen tatlı su miktarının dörtte bir azaldı. Kişi başına düşen tatlı su miktarının 1.300 m³’e geriledi. Su kıtlığına doğru gidiyoruz" dedi.
MELEN DE YETMEZ
Eylül, Ekim ve Kasım aylarında yağışların ortalamanın altında kaldığını belirten Yıldız, "Aralık ve Ocak ayının ilk yarısında istenilen yağışları görsek de, İstanbul'a kar yağmadı. Melen Barajı’nın gövdesindeki çatlaklar nedeniyle işletmeye alınamaması İstanbul’un su temini planını tamamen bozuyor. Ayrıca Melen sistemindeki Cumhuriyet arıtma tesisinin kapasitesinin yetersiz kalması da Avrupa ‘ya gönderilen su miktarını kısıtlıyor. Bir süre sonra Melen'de yetmeyecek ve deniz suyunu arıtma gündeme gelecek" diye konuştu.
DAHA ÇOK ISINIYORUZ
Öte yandan İstanbul, kar yağışı ve suya hasret kalırken, Türkiye'de ise son 53 yılın 'en sıcak yılı' yaşandı. Bilim insanları ise en kötümser iklim değişikliği senaryosunun kaçınılmaz olduğunu belirtirken, Meteoroloji Genel Müdürlüğü de 2024’ün Türkiye için ‘‘en sıcak yıl’’ olduğunu duyurdu. Küresel sıcaklıklar ilk kez sanayi öncesi ortalamanın yaklaşık 1.5 derece üzerinde kaydedilirken, İTÜ İklim Bilimi ve Meteoroloji Mühendisliği'nden Prof. Dr. Barış Önol, şu uyarıları sıraladı: "Türkiye ısınıyor. Özellikle de Akdeniz ile İç Anadolu bölgeleri dünya ortalamasından da daha fazla ısınıyor. Bu sene Akdeniz Bölgesi’nde sıcaklıklar, normallerin 3 derece üzerindeydi. Bu çok yüksek bir fark. ‘La Nina etkisi bitip El Nino etkisi başladığında, Pasifik’teki deniz suyu sıcaklıkları artacak. Bunun anlamı rekor sıcaklıklar demek."
ANORMALLİK VAR
‘‘2024 tüm dünyada en sıcak yıl oldu ve 1.5 derece sınırına ilk defa ulaşıldı. Fakat Avrupa, dünya ortalamasının biraz daha üzerinde ısınıyor. Dolayısıyla Avrupa’da bir buçuk derece barajı da aşılmış oldu. Deniz suyu sıcaklıkları, kış mevsiminde bile çok yüksek ‘Örneğin şu anda, Kuzey Atlantik’teki deniz suyu sıcaklıklarına bakıyorum: Atlantik Okyanusu’nda, Japonya’nın kuzeydoğusu diyebileceğim bir bölgede, sıcaklıklar, normallerin 4, 5 derece üzerinde. Bu değerler, özellikle kış mevsimi için oldukça anormal. Akdeniz ve Karadeniz de normallerin üzerinde sıcak. Türkiye’nin, Akdeniz çanağı iklim değişikliğinden daha fazla etkileniyor.
Kaynak: Web Özel