Lozan'a göre Türk toprağı... Ege'de ikinci Kardak krizi mi?

Kuzey Ege'de, Gökçeada'nın karşısında yer alan Zürafa adacığı, Türkiye ve Yunanistan arasında yeniden krize neden oldu. Türkiye'nin, kendi egemenliği altındaki adacığın çevresinde başlattığı tatbikat sonrası Yunan basınında, söz konusu kayalıkların Yunan egemenliğinde olduğu, Türkiye'nin de Atina'nın egemenlik haklarına meydan okuyan bir tatbikata başladığı haberleri yer aldı. Türkiye'nin tatbikatta Rusya'dan alınan S-400 füze sistemini test edeceği iddiası da dikkatlerin Ege'ye çevrilmesine neden oldu.

ATİNA ÜZERİNE FENER YAPTI

Ankara, adacığın yetki alanı içerisinde yer aldığını hatırlatarak tatbikat duyurusu yaparken, adada işgalci konumda olanın Atina yönetimi olduğunu vurguladı.  Öte yandan Zürafa kayalıklarının toplam büyüklüğü 9 metrekare ve sahilinin uzunluğu ise 32 metre. Yunanistan'a ait Semadirek Adası'na 6.4 mil, Türk ana karasına ise 14.2 mil uzaklıkta. Ege'nin bu noktasında Zürafa kayalıkları gibi yüzlerce daha kayalık bulunuyor. Yunanistan 1980’li yıllarda kayalıkların üzerine beton dökerek üzerine fener inşa etmişti. Kayalıklar Türkiye için balıkçılık ve savunma açısından stratejik bir öneme sahip. Atina da kayalıkların Avrupa'nın en uç sınırı olduğu iddiasında.

LOZAN'DA TÜRKİYE'NİN OLDU

Uluslararası ilişkiler uzmanı Hasan Köni, Yunanistan'ın, Ege'de Türkiye'nin egemenliğinde bulunan adacık ve kayalıklara el koymaya çalıştığını belirterek, “Lozan Anlaşması'nda 3 mil içinde kalan bütün kayalık ve adacıkların Türkiye'ye ait olduğu karar altına alınmıştı. Uluslararası Deniz Hukuku'na göre eğer bu türden ada ve kayalıkların üzerinde yerleşim yeri olmazsa deniz yetki alanı bulunmuyor. Yunanistan'la karşılıklı olarak deniz alanlarını 6 mile çıkardık. Bunun üzerini kabul etmiyoruz. Zürafa Adası 3 milin içinde yer alan adalardan biri” dedi.

YUNANİSTAN DA İMZA ATTI

Köni şunları söyledi: “Yunanistan kendisinin bir 'takım adalar devleti' olduğunu iddia ediyor. Bunan göre ana merkez Yunan kıtası, adalar da bunun parçaları. Yunanistan bu tür adaların deniz alanı olabilmesi için bir askeri manga, bir askeri tesis gibi yapılar inşa ediyor. Türkiye haklı olarak diyor ki; 'Zürafa Adası benim sonradan aldığım bir yer değil. Lozan'da karşılıklı olarak imzaladığımız 3 milin içerisinde. Tatbikatım uluslararası hukuka uygundur.' Yunanistan Batı'dan aldığı desteğe güvenerek bu tür konuları oldu-bittiye getirmeye çalışıyor. Girişimlerini Türkiye'ye kabul ettirebileceğini düşünüyor.”

 YUNANİSTAN KAZANAMAZ

Başkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Hasan Ünal ise Haber Global Web Özel'e şu değerlendirmeleri yaptı: “Zürafa Adası ile başlayan gerilim büyük tartışmanın küçük bir parçası. İki ülke arasındaki deniz yetki alanlarının çizilmemiş olmasından kaynaklanan sorunlar bunlar. Yunanistan buralarda egemen olduğunu iddia ediyor. Bu çerçevede de bakıldığında Türkiye kendi kıyılarına hapsedilmiş oluyor."

"Yunanistan 2004 yılından sonra bu konuda zemin kazandı. Bazı adaları fiilen işgal etmiş. Bunlardan bir kısmı Türkiye'nin doğrudan egemenliğinde olan adalar. O zaman Türkiye AB sürecine girdiği için bunlara göz yumulmuş. Ancak şu anda Zürafa Adası ile başlayan tartışma Türkiye'nin bu konuda tezlerini etkili bir şekilde savunmaya karar verdiğini gösteriyor. Çok kutupluluğa evrilen bir dünyada Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı çıkması çok mümkün değildir.”

ertan.altan@haberglobal.com.tr 

Kaynak: Web Özel