Trump savaş kabinesi kurdu, İran'a askeri harekat kapıda mı?
ABD başkanı seçilen Trump, yeni güvenlik kadrosunu, İran, Suriye ve Lübnan'da savaşın derinleşmesinden yana olan isimlerden oluşturdu. ABD'nin yeni dönemde temel hedefinin İran'ın sınırlanması olacağı belirtilirken, "savaşları bitireceğim" diyen Trump'ın Ortadoğu'da oluşturacağı güvenlik politikalarının bölgesel bir savaşın fitilini ateşlemesinden endişe ediliyor.
Yeni kabinesini oluşturan Donald Trump, Savunma Bakanlığı'na Pete Hegseth'i, Dışişleri Bakanlığı'na Marco Rubio'yu getireceğini duyurdu. Ulusal İstihbarat Direktörlüğü'ne ise Tulsi Gabbard atandı. Trump'ın oluşturduğu yeni yönetimde güvenlik ve dış ilişkilere "şahin" olarak kabul edilen isimlerin getirilmesi "savaş kabinesi mi kuruluyor" sorularının sorulmasına neden oldu. Yeni Trump yönetiminin Ukrayna ve Ortadoğu'da yöneleceği politikalar Türkiye'nin güvenliğini yakından ilgilendiriyor. ABD'nin yeni kabinesini Haber Global Web Özel'e değerlendiren Bahçeşehir Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Başkanı, güvenlik ve terör uzmanı Abdullah Ağar'a göre, Trump'ın "savaşları bitireceğim" açıklaması bir seçim sloganından ibaret kalabilir.
"HEDEF İRAN"
Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard'ın 2017'deki Suriye ziyaretini hatırlatan Ağar, şöyle konuştu: "Gabbard, Esad ve eşiyle görüşmüştü ve Kongre'de her iki kanatta da eleştirilmişti. Gabbard, Suriye'deki rejim değişikliği için 'ABD çıkarlarına hizmet etmiyor' demişti. ABD'nin Ortadoğu'daki güvenlik mimarisinin Trump ekibinin planları çerçevesinde kurgulanmaya çalışılabileceğini görmeliyiz. Temel öncelikleri, İsrail’in varlığı-beklentileri ile eşgüdüm; sıcak öncelikleri de İran tehdidini en aza indirmek. Hatta işe yarar bir kıvamda tutmak! Hasar gören İbrahim Anlaşmalarını, Suudi-İsrail nükleer angajmanlı anlaşmasını onarmak, ticaret rotalarını dizayn etmek. Trump 'Ukrayna'daki savaşı durduracağım' dedi. Ancak nasıl durduracak, Putin'e ne verecek, Avrupa’ya ne diyecek? Seçim öncesi söylemlerle seçimden sonra yapacakları farklı olabilir."
BU POLİTİKA YORAR
ABD'nin yeni dönemde Suriye politikasının nasıl olacağını da değerlendiren Ağar, "Ben meseleye sadece Trump kadrosu olarak bakmıyorum. Çıkarlarına ve ihtiraslarına bakacaklar. ABD Suriye inisiyatifini devam ettirmek, geleceğinde söz sahibi olmak istiyor, ama bu politika sürdürülebilir değil. Bu ABD’nin küresel politikalarında ve NATO içinde çatlakları derinleştirir, ABD'yi de Ortadoğu'da çok yorar. Türkiye'yi yoruyor zaten. Küresel hakimiyeti için her müttefikinin desteğine ihtiyacı var. Türkiye gibi bir müttefikini uzaklaştırmanın ağır bir bedeli olur" dedi.
ABD, ESAD'IN PEŞİNDE
Ağar, İran'ın ABD tarafından sınırlanmasının ardından Suriye'deki Esad yönetiminin geleceğinin ne olacağıyla ilgili ise şunları söyledi: "Esad İran ve Rusya'nın etkisi altında; varlığını onlara borçlu. Şimdi ABD, İran'a karşı, Suriye'de bir Esad-YPG dengesi kurabilir mi? Lübnan savaşının Suriye’ye baskısı ve İsrail’in Esad üzerinde ortaya koyduğu bilinen ve bilinmeyen etki... Esad rejiminin reflekslerinde değişim var. Arap ülkelerinin Arap kimliği üzerinden Esad üzerinde etkili olmaya çalıştığı gözüken bir parametre. Yine de Rusya ve İran'ın etkisindeki Suriye’de işleri kolay değil."
"Esad'ın Arap kimliği var ama Şia ve İran güdümüne girmiş bir Nusayri kimliği var. Arap kimliği üzerinden ABD-İsrail, Esad üzerinde etkili olur mu? Lübnan savaşında farklı bir şey oldu. Tehdidin baskısı altında kalan Esad, İsrail ile sıcak bir angajman geliştirmemek için her şeyi yaptı. Şimdi Suriye’deki Hizbullah ve İran milisleri de çok zayıfladı. Bu ne kadar derinleşecek? Yeni durum Türkiye’yi de bölgedeki terör örgütü YPG/PKK’nın pozisyonunu da çok etkileyecek."
Prof. Dr. Hasan Köni yorumluyor
"TRUMP TİCARETİ SEVER"
Trump güvenlik kadrosunu "şahin" isimlerle kursa da ilk hedefinin İran'a askeri müdahale değil ekonomik darbe olacağını belirten Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni ise şu açıklamaları yaptı:
"Trump savaşı değil ticareti seven bir adam. Bu konulara Pentagon ve CIA karar veriyor. Onlar da şöyle düşünüyor; 'nükleer tesisleri bombaladığımızda gerçekten nükleer silah yapabilirler. Böyle ülkeleri etkilemenin en iyi yolu ekonomik olarak sıkıştırmaktır. Zaten hiçbir şey üretmiyor. Bunlar hemen yere yapışır o vekalet güçlerini de besleyemez diye düşünüyorlar. ABD'de kabinenin bu konularda ne söylediği önemli değil. ABD'de bir milyon kişinin çalıştığı askeri kompleks bir yapı var, onların ne söylediği önemli."
[email protected]
Kaynak: Web Özel