44 ağır metal, korkutan rapor

Yaşam Haberleri Sağlık Sağlık Haberleri Muğla Bodrum
44 ağır metal, korkutan rapor

Muğla Milas'ta, kömür numuneleri üzerinde yapılan araştırmalarda 44 ağır metalin saptanması endişe yarattı. Numunelerde arsenik, baryum, stronsuyum, uranyum, vanadyum miktarlarının dikkat çekici düzeyde olduğu öne sürülürken, bölgedeki su kaynakları için de "ciddi tehdit altında" uyarısı yapıldı.

Muğla Milas bölgesi sınırlarındaki ormanlara yönelik hazırlanan son rapor endişe yarattı.  Bölgedeki madencilik ve kömürlü termik santrallerin etkilerine yönelik bugüne kadar çok sayıda rapora imza atan ve geçmişte bilirkişi olarak da görev yapan Prof. Dr. Doğan Kantarcı tarafından hazırlanan "Akbelen Ormanı ve Çevresindeki Ormanlar ile Zeytinlikleri" başlıklı kapsamlı raporda, kömür madenleri için yapılan patlatmaların, binlerce yıl içerisinde oluşan yeraltı çatlak sistemini değiştirdiğine dikkat çekilirken, "Bodrum’un su kaynakları da patlatmalardan ve açık ocak işletmesinden olumsuz etkilenmiştir" deniliyor.

MİKRO DEPREM YAPIYOR

Raporda yeraltı su kaynaklarının durumuna özellikle dikkat çekilirken, "Kireç taşı tabakalarını gevşetmek için dinamit ve anfo ile patlatma yapılmaktadır. Patlatmalar deprem etkisi yapmakta ve İstanbul’da Kandilli’de deprem olarak kaydedilmektedir" tespitlerine de yer veriliyor. 

44 ağır metal, korkutan rapor - Resim : 1
Milas bölgesi son yıllarda madencilik faaliyetleri nedeniyle tartışmaların odağında bulunurken, çevreciler söz konusu faaliyetlerin durdurulmasını istiyorlar.

44 AĞIR METAL İÇERİĞİ 

Hüsamlar, Sekköy, İkizköy ve Çakıralan bölgesinden alınan kömür numunelerinde 44 ağır metal içeriği olduğu, bunların arasında arsenik, bor, baryum, krom, manganez, stronsuyum, uranyum, vanadyum miktarlarını dikkat çekici düzeyde belirlendiği, benzer durumun Akbelen için de geçerli olduğu öne sürülen raporda, "Bu ağır metallerden elektrostatik filtrelerde tutulamayan ince kül ile bacadan havaya verilmektedir. Örneğin Karacahisar Suçıkan’daki zeytin yaprakları 5 defa, her seferinde bir şişe içme suyu kullanılarak yıkanmıştır. İlk yıkama suyu çamurludur. Son 5. yıkamada da su bulanıktır. Suçıkandaki zeytinlik yoldan uzaktadır. Yaprakların yüzeyinde birikip, yıkama suyunu bulandıran taneler termik santralın bacasından kaçan küldür" deniliyor.

KÜL SORUNU SÜRÜYOR

Rapordan yansıyan diğer uyarı ve tespitler ise şöyle sıralanıyor:

"Termik santralin bir birimi sıcakta tutulmakta ve elektrik kullanımının arttığı saatlerde devreye alınmaktadır. Sıcakta tutulan birim devreye alınırken elektrostatik filtreler de çalıştırılamadığı için kül bacadan havaya verilmektedir. Bu külün içindeki çok küçük taneler ve de ağır metaller bitki yapraklarına, meyvelere ve insanlar ile hayvanların akciğerlerine kadar girebilmektedir."

AĞIR METAL KOVANLARA TAŞINIYOR

"Bölgede çam balı ile çiçek balları halkın önemli geçim kaynağıdır. Arıların dilleri 6-9 mm olup, hortum şeklindedir. Arılar dilleri ile kokulu şekerli sıvıyı emip bal midelerine depolarlar. arıların ince sis damlacığı ve bulut damlacığı boyutundaki tozları, külleri ve  ağır metalleri de çiçek tozları ile birlikte kovana taşıdıkları anlaşılır."

AĞAÇLARDA KÜKÜRTDİOKSİT KALINTILARI 

"Muğla termik santralleri ‘akışkan yataklı’ olmadıkları gibi, işletmeye açıldıklarında baca gazlarının sisleme ile arıtılma sistemleri de yoktu. Bilirkişi raporumuz ile baca gazlarının arıtma sistemleri kurulup, çalıştırıldı. Ancak arıtma sistemlerinin verimli çalışmadığı, arızalandığı, veya elektrik sarfı sebebiyle çalıştırılmadığı anlaşılmaktadır. Muğla Termik Santrallarının baca gazı analizleri ve çevrelerindeki orman ağaçları üzerindeki araştırmalarımız kükürtdioksit çıkışlarının devam ettiğini göstermektedir."

 DOĞALGAZ İLE ÇALIŞTIRILMALI

Hazırlanan kapsamlı raporu 'haberglobal.com.tr' ile paylaşan Prof. Dr. Kantarcı ise yaptığı açıklamada termik santrallerin kömürle işletilmeye devam etmesi durumunda ormanlar, zeytinlikler ve tarım alanlarının zarar göreceğini vurgularken,  "Madenlerden geriye kayalık, taşlık ve ağaçlandırılamaz çukurlar kalacak. Su üretimi engellendiği için çevrede yeraltı suyunu kullanan yerleşim ve tarım alanları ile zeytinlikler susuz kalarak devamlılığını yitirecektir."

"Su üretiminin engellenmesi önemli bir turizm yerleşimi olan Bodrum’un da sonu anlamına gelmektedir. Muğla termik santrallarında üretilen enerji ülke üretimini yüzde 2.5’i kadar. Bölgedeki termik santralların doğal gaz ile çalıştırılma zamanı da gelmiştir" uyarılarını sıraladı." 

mert.inan@haberglobal.com.tr 

Kaynak: Web Özel

Akbelen muğla Milas Bodrum termik santral ekoloji Çevre Haberi Zeytin su kaynakları su krizi