Suriye'de yeni paradigma, İsrail'in yeni yaşam alanı mı olacak?

Suriye'nin kuzeydoğusunda, terör örgütü PKK/YPG'nin elinde tuttuğu topraklar, ABD ve İsrail'in iştahını kabartıyor. Davut Koridoru Planı kapsamında İsrail'in yeni yaşam olarak gördüğü Fırat'ın doğusu; petrol ve doğalgaz rezervlerinin yanı sıra buğday ve pamuk başta olmak üzere zengin tarım arazileriyle de dikkat çekiyor. Bölgedeki yeni paradigmanın enerji kaynaklarının yanı sıra su politiği özelinde şekilleneceği belirtiliyor.
Gazze'de soykırım suçu işleyen İsrail, bir yandan da Suriye'de; terör örgütü PKK/YPG'nin kontrol ettiği alandaki yer altı ve yer üstü varlıklarına göz dikmiş durumda. "Davut Koridoru Planı" kapsamında, Fırat'ın doğusundaki terör bölgesi ile birleşmek isteyen İsrail'in söz konusu bölgeyi, 'yeni yaşam alanı' olarak belirlediğine dikkat çekiliyor. Suriye'nin petrol ve gaz rezervleri, ülkenin kuzeydoğusunda bulunurken, terör örgütü PKK/YPG'nin en önemli gelir kaynaklarını oluşturuyor. Haseke'deki "Rimelan Petrol Sahası"nda günde yaklaşık 100 bin varil petrol üretilirken, yerel rafinerilerde işlenen ürün dizel ve benzine dönüştürülüyor.

PETROL FIŞKIRIYOR
Fırat Nehri'nin doğusunda yer alan ve SDG'nin kontrolündeki en stratejik noktalardan biri olan El Ömer, petrol sahasında ise 40 bin varil petrol üretiliyor. El Ömer'den çıkarılan petrol, Irak'ın Kürt Bölgesel Yönetimi üzerinden uluslararası piyasalara ulaştırılıyor. Haseke'nin güneyinde yer alan önemli bir petrol sahası Cabsa'da günlük üretim kapasitesi yaklaşık 15 bin varil olarak telaffuz ediliyor. Deyr el Zor bölgesinde bulunan Koniko, hem petrol hem de doğal gaz üretimi ile SDG'nin enerji ihtiyacını karşılamada kritik rol oynuyor. Süveydiye'den çıkarılan gaz ise Kamışlı ve Haseke'nin enerji ihtiyacını karşılıyor.
KAYNAK TABKA BARAJI
ABD, İsrail destekli SDG'nin elinde tuttuğu bölge aynı zamanda su kaynakları ve tarım üretimi için de hayati öneme sahip. Fırat Nehri üzerindeki Tabka Barajında, yıllık yaklaşık 11,7 milyar metreküp su depolanırken, tarım arazilerinin yaklaşık yüzde 30'u bu kaynak sayesinde sulanıyor. Tişrin Barajı ise yılda yaklaşık 2 milyar metreküp su depolama kapasitesine sahip. Bu baraj, hem elektrik üretimi hem de su kaynağı olarak kullanılıyor. Tişrin Barajı, özellikle Deyr el Zor bölgesindeki tarım arazilerinin sulanması için hayati önemde kabul ediliyor.
BUĞDAY AMBARI
Fırat'ın doğusundaki yer altı ve yer üstü kaynakların İsrail'in yeni yaşam alanı olarak görüldüğünü belirten İstihbarat ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Sait Yılmaz ise şunları söyledi: "Fırat'ın doğusu, tarımsal üretiminin kalbi durumunda. Bu bölge, özellikle buğday, arpa ve pamuk üretiminde ülkenin en önemli merkezi. Öyle ki, Suriye'nin buğday üretiminin yaklaşık yüzde 80'i bu bölgeden karşılanıyor. SDG kontrolündeki bölgelerde yıllık buğday üretimi, 2.5 milyon ton, yıllık arpa üretimi, yaklaşık 1,5 milyon ton civarında. Bölgede yılda yaklaşık 500 bin ton civarında pamuk üretilip pazarlanıyor."
ABD VE İSRAİL'İN PLANI
Haseke ve Deyr el Zor bölgelerindeki zengin fosfat yataklarının önemine de değinen Prof. Dr. Yılmaz, "Fosfat tarımda gübre üretimi için kullanılıyor. SDG kontrolündeki bölgelerde yılda yaklaşık 2 milyon ton civarında fosfat, hem iç tüketim hem de ihracat için ayrılıyor. SDG ve YPG'nin bu kaynakları kontrol etmesi, bölgesel güç dengelerini de etkiliyor. ABD ve İsrail, bu kaynakların kontrolü için bölgede etkin bir mücadele yürütüyor" diye konuştu.

İSRAİL'İN FIRAT HEDEFİ
Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız ise Suriye’deki değişimin Fırat Nehri özelinde su politiğini değiştirdiğini belirterek, değişimin sonuçlarının birkaç yıl içinde görüleceğini belirtti. İsrail'in Fırat suyuna göz diktiğinin altını çizen Yıldız, "Yayılma eğiliminde olan İsrail, Fırat'ın doğusunu kontrol etmek istiyor. Fırat suyunun bölgenin barışı ve istikrarına hizmet etmesi Suriye’nin istikrarına, üniter bütünlüğüne ve kıyıdaş ülkeler arasındaki ilişkilere bağlı" ifadelerini kullandı.
Kaynak: Web Özel