Nedim Şener: PKK'nın siyasi ayağıyla iş birliği içindeler
Haber Global ekranlarında yayınlanan Buket Aydın'la Yüz Yüze programının bu haftaki konuğu gazeteci Nedim Şener oldu. Gündeme dair önemli açıklamalarda ve değerlendirmelerde bulunan Şener, muhalefetin PKK'nın siyasi ayağıyla iş birliği içinde olduğunu söyledi.
Haber Global ekranlarında yayınlanan Buket Aydın'la Yüz Yüze programının bu haftaki konuğu gazeteci Nedim Şener oldu. Gündeme dair önemli değerlendirmelerde ve açıklamalarda bulunan Şener, muhalefeti çok sert sözlerle eleştirdi. Muhalefetin amacının FETÖ'cüleri yeniden devletin içine sokmak olduğunu ifade eden Şener, muhalefetin PKK'nın siyasi ayağı HDP ile iş birliği içinde olduğunu da söyledi.
Nedim Şener'in açıklamalarından öne çıkanlar:
TÜRKİYE'NİN GİDİŞATI
Rusya ve Ukrayna heyetlerinin Türkiye'ye gelmesi gurur verici.
Erdoğan'ın faiz politikasında ısrar etmesi ve kurun enflasyon üzerindeki etkisinin iyi değerlendirilmesi lazım. Faiz politikasında sert üst üste düşüşlerde enflasyon düşüşünü sağlayacağını düşünürken kur artışına neden olduğunu görmeniz lazım. Savunma sanayisinin ne kadar önemli olduğunu görebiliyoruz.
Bazı bürokratların aldığı veya almadığı kararlar. Çok basit bir şey vardır. Et fiyatları... Sürekli tırmanıyor, çok önemli bir tartışma konusu. Peki, bu fiyatları indirmekle ilgili bir şeyler neden planlanmaz? Bugün hükümet yetkililerin 'boş bulduğunuz her yeri ekin' demesi. Bunu neden daha önce yapmadık? Pandemi döneminde çiftçilere çok fazla destek verildi, peki bunlar nasıl değerlendirildi?
25 TL'ye domates olur mu? Ben almadım. O fiyattan domates tüketmek benim içime sinmiyor. Bazı ülkelere yaptığımız ihracat nedeniyle biz içeride bunu tüketemez hale geliyoruz ve bir tarım ülkesinden bahsediyoruz. Güçlü devletin dış politikadaki etkinliğinin içeride de olması gerekiyor. Bir fahiş fiyat artışı kontrol altına alınamıyor. 5-6 lira olan ürün nasıl İstanbul'da 25 lira oluyor?
Pazarcı da çaresiz. Adam 20 liradan almış 25 liradan satacak ki onun masrafını çıkarsın. Yaz ayları geliyor fiyatlar düşer diye bakmamak lazım. Üretimi desteklemek ve fahiş fiyat artışını kontrol altına almak gerekiyor. Marketlere ceza yazılıyor. Peki, tekel haline gelmiş marketlere kapatma cezası veriliyor mu? Devletin bu piyasaların gözünün üstünde olması çok önemli. Bir hal yasası mesela, uzun zamandır bekliyoruz.
Gidelim marketlere bakalım KDV indirimleri marketlere yansıdı mı? Hayır, indirseler dahi o fiyatlar geri gelecek. Tüketiciye doğrudan giden bir şey yok. Bu sefer aklımıza gelen asgari ücrete zam yapalım. Yılın ortasına dahi gelmeden zam yok oluyor. Cumhurbaşkanı bile gerekirse zam yapmak zorunda kalırız, diyor.
İKTİDARI ELEŞTİRİYOR MU?
Yazdığım ve görüştüğüm konular genellikle terör konuları. Benim Cumhurbaşkanı ya da muhalefeti eleştirmek gibi bir vazifem yok. Muhalefeti eleştirdiğim zaman daha çok dikkat çekiyor. Çünkü algıyı yönetme muhalefetin elinde.
2007 yılından beri Dink cinayetiyle birlikte benim eleştirdiğim konu FETÖ'cüler. Bize Ergenekoncu diyorlardı. 17-25 Aralık'tan sonra mücadeleye başlayınca muhalif kesim geçti onların tarafına. CHP'nin cemaatle iş birliği konusuyla ilgili bir algı var ve kendileri söylüyorlar. Zaman Gazetesi'nde artık Kılıçdaroğlu fotoğrafları vardı. Muhalif kesimlerin bunların yanında yer oldu. Bu eleştirilmeyecek mi? Benim eleştirdiğim yanlışlar. Derdim HDP seçmeni değil. Kim PKK'nın yanındaysa onu eleştiririm.
Daha önceden ekonomi muhabiriydim. Oradan FETÖ başta olmak üzere PKK gibi terör örgütlerini takip ettim. yolsuzlukları takip ederken bir anda kendimi Hrant Dink cinayeti içinde buluverdim. Özellikle ilgileneyim dediğim bir konu değildi.
Artık cezaevine gitmekten korkmuyorum. Alıştım artık. Daha öncesinde bilmiyordum.
Orta Asya Türk Cumhuriyetleri duvarın yıkılmasından sonra CIA'in bir uzantısı haline geldi. FETÖ okulları açtılar orada. 7-8 yılda aslında bunların ne olduğu ortaya çıkmıştı. 1999 yılında Özbekistan Cumhurbaşkanı Kerimova'ya bir suikast düzenlendi. 2010 yılında bir iş adamı grubu kaçırılmıştı.
Kırgızistan ve Kazakistan'daki olaylarda FETÖ olayları vardır. Ukrayna'da da bir FETÖ yapılanması vardır.
CEZAEVİ ÖNCESİ VE SONRASI
Benim ciddiye aldığım herhangi bir kurum tarafından yaftalamaya maruz kalmadım. FETÖ ile mücadelede bazı muhalif kesimler tarafından AK Parti'ye yaradığı düşüncesiyle sen AK Partilisin düşüncesi yürüttüler. Öyle olmadığını zaten AK Partililer biliyor. Herhangi bir AK Parti üyesine AKP'li denildiğini duydunuz mu? Suçlama olarak bunun dendiğini duydunuz mu? Ben kendimi sadece bir insan, bir gazeteci olarak tanımlıyorum. Benim, kendime mesele konularda hakikati anlatmam.
PKK, 15 bin insanımızın şehit olmasına neden oldu. PKK bana doğrudan zarar verdi mi? Ama ben bir öğretmenin, hemşirenin bedeni havaya uçurulduğunda bu beni rahatsız etmeyecek mi? Bunu söylediğim zaman da bana ne dediler, Kürt düşmanı. Bunlara oy verirsen, PKK'lının, askerime sıkılan kurşundan hiçbir farkı yoktur. Mesele insanın kendini nasıl tarif ettiğidir. Benim cezaevine girmeden önce yaptığım ne var ki yapmıyor olmuşum. FETÖ ile mücadele ediyordum yine mücadele ediyorum. Asıl siz bu tür zihniyette olanların, bugün Atatürk'ün partisi, İP isimli bir parti var o, askeri öğrencilerin haklarını savunacağım diye FETÖ'cülerle, PKK'lılarla iş birliği yapıyorlar.
Ben muhalif değilim, gazeteciyim. Bunlar evrensel anlamda bir muhalifse neden CHP'li belediye diye eleştirilmiyorlar. Onlar muhalif değil onlar iktidar adayı. Ben ne AK Parti ne CHP iktidarında bir beklenti içinde değilim. Yoksa çok kolaydı. 2012'de cezaevinden çıkmışım. İsteseydim bana yafta takanlardan daha önce milletvekili olmuştum. Hiçbir partinin kongresine bile davet almadım. Ben hiç Erdoğan'ı bile görmedim. O beni görmedi ben onu. Ya da bir bakanla. Hiçbir özel görüşmem yok. Ben haber kaynaklarımla görüşürüm.
Biz tutuklandığımız zaman hayatlarımızı didik didik ettiler. Birçok kişinin ağzını açamamasının nedeni FETÖ'nün ellerinde birçok kaset belge olması. KHK'lılarla, askeri öğrenciler diye savunmaya kalkanlarla, ben göreceğim 17-25 Aralık sürecinde hangi belgeleri paylaşmışlar göreceğiz. FETÖ dediğiniz şey bir istihbarat örgütü.
İBB VE İLETİŞİM STRATEJİLERİ
Ekrem İmamoğlu başkan seçilmiş birisi. Yavaş'ın ya da Mersin Belediyesi'nin basın danışmanını tanıyor musunuz? Bu Murat Ongun'un geçmişini bileceksiniz. Tarık Toros bağlantılarını bilirim. Medya A.Ş.'nin de başında.
Nedim Şener, Murat Ongun karşısında sustu kaldı dediler. Haber Global'e de bağlandı. Hazırlanmış. Yoksa özel olarak bir husumetim yok. Benim nefretimi kazanacak kadar önemli birisi değil o. Gerçek dışı paylaşımları ve algı operasyonları beni rahatsız ediyor. İsviçre'ye tatile gidersiniz ve oradan yolda kalanlara hakarete varan şeyler söylüyorsunuz. Bu ayıp olmuyor mu?
Geçenlerde ne yaptılar, Diyanet İşler Başkanlığından inanç masasına alınmış birisi vardı onu işten almışlar. O orada kamu görevi yapıyor. Kamu görevinde olduğu için tarafsız olması gerekiyor ama siz itibar suikastı yapmaya kalkışırsanız buna bir cevabımız olacaktır.
UĞUR DÜNDAR SERT BİR MUHALİF DEĞİL
Uğur Dündar ile görüşüyoruz. Meslek büyüğümüz. Görüş ayrılıklarımız olabilir ama bunları konuşmuyoruz. Uğur Bey sert bir muhalif değil. Sert bulunabilir ama ben hiç kimseye hakaret ettiğini ya da kimseyi hedef gösterdiğini görmedim. Uğur Dündar hakkında da yaratılan bir algı var. İtibar suikastine o da uğruyor. Bu konuda da devletin yapması gereken şeyler var. Böyle bir yasa çıkarılması lazım. Uğur Dündar, Uğur Mumcu gibi çocukluğumuzun kahramanı. Dündar'ın 40. yılında bir kitap haline getirmiştik. Bu ikimizin de akdi. Bu bana da yükümlülük veriyor. Beni eleştirdiği bir konu olmadı. Ona bir saldırı olduğu zaman ben gereken desteğimi veririm o bana yapar, birbirimizi yatıştırmaya çalışırız.
Eski adı Doğan Medya Center şimdi adı Demirören Medya Center olan binanın içindeyim. O bina içindeki en eskilerden birisi benim. İkisi arasında bir kıyaslama şansım yok. Ben olaya şöyle bakıyorum ben ne yapıyorum. 1994 başladığım zaman ekonomi muhabiriydim. 2010 yılında Posta Gazetesi'nde derim bir köşe açar mısınız, Hrant Dink cinayetini yazmak istiyorum. Ve ben Dink'in ölüm yıl dönümünde orada yazmaya başladım. Sonra bir cezaevi süreci başladı. 2019 sonunda da köşem Hürriyet'e taşındı. Beni de takip edenler ne yaptığımı görüyorsa onu takip ediyor. Tevfik Yener'in çıkardığı bir gazeteyle 1991'de başladım mesleğe. Sonra oradan Dünya'ya geçtim. Milliyet'e geçtim sonra Hürriyet daha büyük gazete oraya geçtim. Adı değişse de hepsi bir bütün ve çok değerlidir.
HAYDAR DÜMEN EN İTİBARLI YAZARLARDAN BİRİDİR
Hatta Posta gazetesinde yazarken FETÖ, PKK'yı yazarken, FETÖ'cüler hatta Haydar Dümen orada yazılar yazardı. Müstehzi yazılar yazarlardı küçümsemek için. Dümen en itibarlı yazarlardan ve birçok insanın dertlerine çare arayan insanlardan biriydi. Önemli olan benim okuyucu ile kurduğum ilişkidir. Benim bir davam var mı, önemli olan budur.
NEDİM ŞENER'İN MAHALLESİ YOK MU?
Kişi nerede duracağına kendi karar verir. Buna kimse karar vermez. Geçmişte kendimi sol bir grubun içinde mi buldum ve slogan mı attım? Ya da Necip Fazıl'dan şiir okuyup sağ gruba mı katıldım? Yok öyle bir şey. Tek başına olmakla yalnızlık arasında büyük bir fark vardır. Tek başına olan her şeyin bedelini kendisi öder. Yalnızlık öyle değildir bir grubun parçasınızdır sonra herkes çekilir yalnız kalırsınız. 2004 yılında bir TV programında söylediğim cümleyi hala söylüyorum.
FETÖ TEHDİDİ DEVAM EDİYOR MU?
Hiç ummadığım zamanda darbe girişiminde mücadele edecek insanlar evlere saklanmışlar. FETÖ'nün ABD organizasyonu olduğunu herkes çok iyi biliyor. Şimdi FETÖ'cüler diyorlar, bize FETÖ demeyin sizi destekleyelim, diyorlar. FETÖ'cüler oturup da adamı tehdit etmez, o devleti ele geçirir, şu anda da var olan hakimiyle seni tehdit eder. Seni tehdit etmezler operasyon yaparlar. Onlar devlet üniforması giymeden kıllarını kıpırdatamazlar. Güvendikleri hala devletin içindeki unsurları ve sokmaya çalıştıkları unsurları.
Lise öğrencilerin yargılanması değil darbeci askerler gibi cezalandırılması mesele. Askeri öğrencilerin çoğu beraat etti, herhangi bir suça karışmamış olanlar. Tutuklu olanlar şehit ve gazilere ateş açanlarla ilgili. Kanun emir alıp almadıklarına değil suç işleyip işlemediklerine bakıyor. Beraat edenlerin çoğu askeri öğrenciler ve erler. İBB önünde şehit olanlar vardı, 10-15 kişilik grup. Diyorlar üzerime zimmetli silah yoktu. Nasıl o zaman alıyorsun. Sen illa ki emre itaat etmek zorunda değilsin. Hepimiz askerlik yaptık. Biz terör operasyonu var diye gittik, diyorlar. Fatih'te insanlar gitmişler, ayağında terlik şortuyla. İBB havuzunda abdest aldılar. Orada annen baban olsa ateş eder miydin, etmezdin. O zaman cezaya katlanacaksın. CHP o kadar büyük hatalar yaptı ki. Meclis bombalanmış ve sen kalkmış bu kontrollü bir darbe diyorsun. Bundan daha büyük ihanet olur mu, 251 şehide bundan büyük ihanet olur mu? Çıkıyorsunuz Adil Öksüz'ün MİT elemanı olduğunu ortaya atıyorsunuz. Eğer öyle çıkarsa haklı çıkacaklar, kontrollü darbe olduğuyla ilgili. Niye bütün insanlar, CHP takımı çıkıp demiyor, ilk başta 'Bu kontrollü darbe' dediniz, sonra alenen darbe dediniz sonra da en son 'darbeyi beraber engelledik' dediniz. KHK'lıları iade edeceğim dedi ama bunlar mahrem imam. Askeri öğrencilere Meclis kürsüsünden selam gönderiyor. FETÖ'cüler tarafından yerleştirilen askerlerden bahsediyoruz. FETÖ'cülerin ailelerini CHP Genel Merkezi'nde ağırladı. Bir gün olsun Balyoz ve Ergenekon davasındakileri topladınız mı oraya?
AMAÇ FETÖ ÜYELERİNİ TEKRAR DEVLETİN İÇİNE YERLEŞTİRMEK
Kılıçdaroğlu'nun amacı tekrar FETÖ'cüleri devletin içine yerleştirmek. Başka bir anlamı yok bunun. Ben bunları üstü kapalı anlatmaya çalışıyordum ama baktım ki hiçbir anlamı yok. FETÖ'nün bütün unsurlarına tek tek sizin işinizi çözeceğiz diyor. AK Parti, bunların örgüt olduğunu anladı ve bir mücadeleye girdi. Şu binada bir tane FETÖ'cü olsun hiçbirinizin garantisi yok. Hiçbir güvenliğiniz kalmaz. Şimdi siz diyorsunuz KHK'lıları iade edeceğim, askeri öğrencilere selam gönderiyor. ,
Kılıçdaroğlu amacına giden yolda hem bizi hem de Türk milletini bulacağız zaten. Geçen gün altılı masa yapmışsınız. Babacan diyor ki, Balyoz ve Ergenekon davasında yargılananlar temiz değiller. FETÖ yargıladı bunları ve şimdi bunlar tarafsız yargılanmalı diyor. Sen FETÖ'nün DEVA'sıyla mutabakat yapıyorsun. Bu bir güvenlik sorunu. Birkaç FETÖ'cünün nasıl kumpas kotardığını gördük. Babacan İzmir casusluk davasında masum insanların hayatının kararmasının müsebbibi. Şu anda amaç konuşmak için çok erken. Yaptıklarını şu anda görün, FETÖ'cülerin devleti yeniden ele geçirmesini izleyeceksiniz.
PKK'NIN SİYASİ AYAĞIYLA İŞ BİRLİĞİ İÇİNDELER
PKK'nın siyasi ayağı kim? PKK'nın siyasi ayağıyla iş birliği içindesin. Görüyoruz, kimseyi aptal yerine koymasınlar. Beni yaftalayanlar PKK'ya HDP'ye laf söyleyebilir mi? Aklıma CHP'nin HDP ile iş tutacağı aklıma gelmezdi. HDP'liler PKK sloganları atınca CHP'liler İzmir'de laf söyletmediler. Şimdi PKK marşı söylediler, ses çıkmadı. Bugün söylediğimi eğer on katı fazlasını suratlarına söylemezsem. İktidar olmak istiyorlar. Hesap vereceksin tehdidi bana sökmez, ama ben bunun bedelini ağır ödeteceğim. PKK'nın siyasi şubesiyle iş birliği yapmak bir güvenlik meselesidir.
Kaynak: Haber Global TV