ABD eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Matthew Bryza: Ermenistan'ın haklı sebepleri yok, işgalciler, askeri güçleri de yok

ABD Türkiye Azerbaycan Recep Tayyip Erdoğan

ABD eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Matthew Bryza Haber Global canlı yayınında soruları yanıtladı. Bryza, Türkiye - ABD ilişkileri, Ermenistan'ın provokasyonları ve diğer önemli gündem maddeleri hakkında açıklamalarda bulundu.

ABD eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Matthew Bryza, Haber Global canlı yayınında Saynur Tezel'in sorularını yanıtladı. Matthew Bryza'nın açıklamaları şöyle:

BIDEN'IN PUTİN'E YANITI

Putin'in taktiği gerilimi tırmandırıp daha sonra sakinleştirmek... Karşı tarafa ben gerilimi sizden daha fazla tırmandırabilirim doktrini vardır. Kendisi bir süredir nükleer şantaj yapıyor. Nükleer silah kullanmaya niyeti var gibi göstermeye çalışıyor. Öyle bir şey yapmayacak. Deli bir adam değil, zeki bir adam. Taktik kuran bir adam. Vucic ve Lukaşenko da onun bu söylemlerine eşlik ediyorlar. Bizi korkutmak istiyorlar ama bu işe yaramayacak. Bence daha büyük bir savaş ihtimali sıfır.

PUTİN TAKTİKSEL NÜKLEER KULLANIRSA BUNA TEPKİ NE OLUR?

Buna verilecek tepki çok daha derin yaptırımlar olabilir. Eğer Avrupalılar Rusya'ya giden bütün geliri keserlerse. Rusya'dan Avrupa veya ABD'ye seyahati tamamen keserlerse bunun bir etkisi olur. Putin şu ana kadar seferberlik kararı vermedi çünkü buna savaş demek istemiyor.

Askeri cevap olabilir, NATO'dan. Bireysel üyeler olabilir ya da NATO bütün olarak cevap verebilir. Gönderilen silahların çok daha üst düzeye taşındığını görürüz, savaş jetleri olur. Tabii ki bu taktiksel nükleer silaha karşı olarak böyle bir tepki de verilebilir. Nerede verilir bilmiyorum ama bunlar düşük olasılıklar. Şunu hatırlayalım, savaş siyasetin başka bir yöntemle uygulanmasıdır. Savaş öldürmek ya da yok etmek için değil siyasi amaçlara ulaşmak için yapılan bir eylem. Putin nükleer kullanırsa başarmak için uğraştığı bütün siyasi amaçları kaybetmiş olacak. Ukrayna'yı işgaldeki amaçlarına ulaşamayacak.

Caydırıcılık ne olacak?

İkinci dünya savaşından beri caydırıcılıkla savaşılıyor. Putin nükleer silahları kullanmadı, kullanmayacak da. Öncelikle kendiyle ilgili endişeleri ve Rusya'da zayıflayan siyasi konumuyla ilgili endişeleri var. Bir Rus milyarder bana hepimiz Putin'den bıktık, bu savaş bir hataydı dedi.

Geçen sonbaharı düşünelim. Gündemdeki konu küresel ısınma vs.'ydi. Hiçbir başkentte çatışma gündemde değildi. Herkes Putin sakin olsun, medeni davransın istiyordu.

PUTİN'E KARŞI DARBE GİRİŞİMİ YA DA GÖSTERİ YAPILABİLİR Mİ?

Zannetmiyorum şu an. Putin'in kurduğu sistem halen güçlü bir sistem. O  gitse bile onun sisteminden bir başkası bunu yine sürdürecek. Bazı protestolar gördük. Çocuklarımızı savaşa göndermek istemiyoruz diyenler çıktı. Ancak her türlü siyasi huzursuzluk durumunda görülmeyen pek çok şey olabilir ve o kırılma anını göremeyebilirsiniz, ya da hiçbir zaman gelmeyebilir.

BATI'DA NÜKLEER TEHDİT BİR BÖLÜNMEYE YOL AÇACAK MI?

Putin bu kış havalar soğuyup yeterince doğal gaz olmayınca fabrikalar kapanıp insanlar işlerini kaybetmeye başlayınca Batı'nın birliğinin bozulacağını umuyor. Aslında birçok ülke savaşın devam etmesini istemiyor ancak Putin bir şeyleri yanlış hesapladı.

Almanya'da kamuoyu yoklamalarında Rusya'dan gelen doğal gazın kesilmesi için büyük destek var. Putin Rusya'nın geleceğini mahvediyor şu an. Birlik konusunda Avrupa'da bir sorun olacağını düşünmüyorum ama eğer öyle bir şey olur ve Ukrayna'ya askeri destek ortadan kalkarsa o zaman Ukrayna ayakta kalamaz. Destek devam ederse de Rusya'nın bu savaşı kazanma ihtimali yok.

TÜRKİYE'NİN ÇABALARINI NASIL GÖRÜYORSUNUZ? 

Şunu söyleyebiliriz ki Türkiye'nin arabuluculuk çabaları çok önemli oldu. Guterres de bunu hep söyledi. ABD'de Türkiye'yle ilgili çok fazla eleştiri var, NATO yanlısı tarafı tutmadığı için ama Türkiye çok büyük bir ülke. Türkiye öyle bir coğrafyada bulunuyor ki. ABD'ye her şeyi düşünmediyseniz Kuzey Irak'a girmeyin mesajları vardı. Türkiye, NATO'daki üye devletlerle her zaman aynı görüşte olmamız mümkün değil çünkü bu iki ülke bizim komşularımız der. Türkiye siyasi söylemlerle Ukrayna'yı destekliyor, saldırıyı kınayarak Kırım'ın ilhakını kabul etmeyerek destek oluyor ama aynı zamanda Rusya ile de iletişimini açık tutuyor. Tahıl koridoru ve esir takası da önemli bir gelişme. Putin'e ortamı yatıştırma fırsatı sunuyor. O tırmandırmaya çalışıyor ama bir yandan da yatıştırmaya çalışıyor. Putin'in gerginliği yatıştırma yoluna girdiğini düşünüyorum.

"ŞU ANDA LAVROV OLMAYI İSTEMEZDİM"

Şu anda Lavrov olmayı istemezdim açıkçası. Çok zeki ve iyi bir ortaktı. Karabağ'da barış için çok pragmatikti. Ancak Putin tarafından küçük düşürüldü. Lavrov bence bu savaşın çok büyük bir yalan olduğunu biliyor. Ukrayna'nın demokratik devlet başkanına Nazi demenin ne kadar saçma olduğunu biliyor. Lavrov BM'de evet savaşı savunacak ve Putin'in söylemlerini yankılandıracak ama tahıl koridoru ve esir takasını da gündeme getirecek diye düşünüyorum.

ERMENİSTAN AZERBAYCAN SINIRINDAKİ GELİŞMELER 

Bence Paşinyan, imzaladığı anlaşmalara sadık kalmak istiyor. Ateşkeste şöyle bir söz verdi: Bütün birliklerini Karabağ'dan çekecekti ama bu yapılmadı. Başka 3'lü bir anlaşma yaptı Aliyev ve Putin'le 3 ülke işbirliğinde ulaşım vb. projeler geliştirecekti. Bu Ermenistan'a da katkı sağlayacaktı. Bunu da yapmadı. Neden, çünkü içeride Ermenistan'da siyasi muhalefet Azerbaycan'la çatışmanın bitmesini istemediklerine karar verdiler. Savaşı kazanabileceklerini düşündükleri için değil, haklı sebepleri de yok işgalciler, askeri güçleri de yok. 10 yıllarca Azerbaycan topraklarını işgal ettiler.

ÇATIŞMALAR SÜRER Mİ?

Ben zannetmiyorum. Çatışmalar sınırda devam edecektir, Karabağ'da değil. Çünkü orada barış arabulucuları yok. Rusların görev alanı sadece Karabağ ve asker sayısı da Ukrayna savaşı nedeniyle az. Gönderseler de sınırdaki durumu kapsamıyor. Bu Kolektif Güvenlik Anlaşması'yla ilgili taraflara da çağrı yapıldı. Ermenistan için tek umut Rusya tarafından desteklenmek olacaktır ama onun da olacağını zannetmiyorum.

PELOSI'NİN ERMENİSTAN ZİYARETİ

Açıkçası dış politika anlamında Pelosi'nin ABD adına konuşmuyor olması üzücü. ABD dış politikası anayasamıza göre başkan tarafından belirlenir. Pelosi oldukça güçlü bir karakter. Normalde Temsilciler Meclisi olarak yasa yapıcıdır ve başkan da uygulayıcıdır. Dış politika ise böyle değil. Bir ülkeyi ziyaret ettiğinde bu kişiseldir, Tayvan için de böyleydi. Ama resmi anlamda da ABD hükümetinin bir bölümünün bir yarısı olarak ziyaret ediyor. Yasa yapıcıdır aynı zamanda da eşit konumdadır bizim icra birimlerimizle ama görevi bu değildir. Biden'ın Demokrat Parti'si için son derece önemli gelişmeler bunlar. Temsilciler Meclisi, Cumhuriyetçiler'in çoğunluğu olan bir duruma geçebilir ama demokratların da hala kazanma şansı var. En büyük Ermeni diasporasının olduğu Kaliforniya bölgesinden Pelosi. Bu da aynı Tayvan'daki gibi Biden idaresinin çok da hoş karşılamadığı bir ziyaret. Biden, Pelosi'nin Tayvan'a gitmesini istemediğini söylemişti. Pelosi Erivan'a gidince de Blinken Ermeni ve Azerbaycan dış işleri bakanlarıyla toplantı düzenledi ve arabuluculuk mesajı verdi. Pelosi'nin mesajlarına gelince, ABD tarafsız bir arabulucu olmak istiyorsa tarafsız olması lazım.

ABD'NİN ROLÜ 

Bu zamanla göreceğimiz bir şey. ABD taraf tutmak istemiyor. Azerbaycan ve Ermenistan arasında arabuluculuk yapmak konusunda çok önemli bir rolümüz vardı. Benim görev yaptığım dönemde arabuluculuk benim görevimdi. Rusya, ABD birlikte çalıştı. Resmi olmayan şekilde pek çok kavramda uzlaşma sağlandı. Rusya, Fransa ve ABD arasındaki bu tip bir işbirliği kalmadı. Minsk grubu kağıt üzerinde var ama artık bu gerçekleşemez. Fransa Ermenistan tarafını tuttuğunu açıkladı, Rusya savaş içinde, ABD ise tek tarafsız ülke kaldı. AB de önemli, Michel burada önemli bir rol oynadı. AB yakın temasta çalışarak arabuluculuk çabalarını ortaya koydu. Pelosi yüzünden ABD, Ermenistan tarafını tuttu diye düşünülüyor ama bu öyle değil. Pelosi bunu Kaliforniya'daki Ermeni oyları için yaptı.

ÇİN VE ABD İLİŞKİLERİ

Biden şunu net bir şekilde ifade etmek istedi. Pelosi'nin ziyareti ve ortaya koyduğu agresif tonu istemediğini dile getirmiş oldu. Biden Tayvan'ı askeri olarak savunacaklarını söylemişti. ABD'nin Tayvan'ı korumaya hazır olduğunu söyledi. Bu ABD'nin politikasına uymuyor. Biden biraz ileri gittiğini fark etti. Çin Devlet Başkanı da Ukrayna'daki savaşın devam etmesini istemediklerini söylemişti. Putin de fevri davrandığını fark etti ve geri adım attı. Öte yandan Biden da birçok kez söylediklerinden geri adım atmıştır.

TÜRKİYE - YUNANİSTAN GERİLİMİ

Bence Miçotakis Türkiye ile gerilimleri artırmaya karar verdi çünkü bu onun için başarılı bir politika stratejisi. Erdoğan ile birkaç ay önce beraber centilmenlik anlaşması yapmıştı. Miçotakis F16 satışını bloke etmeyecekti. Miçotakis bunu anlamıştı, F16 satışının Türkiye ABD gerginliğinin yatıştırılması anlamına geldiğini biliyordu. Türkiye 1.3 milyar dolar ödedi F35 için ve bu para bir anda buharlaştı ve bu haksızlık. Trump da Türkiye ve Erdoğan haklı dedi. Bence Erdoğan tamam F35 almayacağız o zaman F16 alacağız dedi. Zaten montajları Türkiye'de yapılıyor. Hiç hata olmadan F16 montajı yapılıyor Türkiye'de. Türkiye neden Washington F16 almamıza karşı çıkıyor diye düşünüyor. Bunun tek nedeni Washington'un düşmanca tutum alması olmalıydı. Buna rağmen Miçotakis ABD'ye gidip F16 satışına karşı bir söylem kullandı. Erdoğan da kızdı doğal olarak. Miçotakis sonra şöyle bir şey yaptı. Bir NATO müttefiki, diğer bir NATO ülkesinin uçağını radarla kilitlemez. Bu inanılmaz. Yunanistan'ı severim, bence hepsi biraz fark etti ki bu gerilim biraz ileri gitti. Bir sonraki gerilim de Doğu Akdeniz olacak. Bir sondaj gemisi gidecek ve tartışmaya açık olmayan açık sularda Türkiye sondaja başlayacak. Bakalım Yunanistan ne yapacak göreceğiz. Bundan sonra bazı diplomatik gelişmeler olabilir. Erdoğan çok akıllıca bir hareket yaptı sondaj gemilerini Akdeniz'den çekip Karadeniz'e gitmesini söylemişti.

Tabii ki konu Miçotakis'in Yunanistan'daki milliyetçilere hitap etmesinden çok daha derin. Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın söylediklerine katılıyorum. Yunan ordusu ile Türk ordusu kıyas kabul etmez demişti. ABD'nin orada bir askeri yığınak yapmasının da bu  dengeyi değiştireceğini zannetmiyorum. ABD, Yunanistan'ı tercih ediyor, Türkiye'ye kıyasla... Bence siyasi olarak bunun cevabı evet. ABD'de çok güçlü bir Yunan diasporası var. Birleşik Krallık'ta da bu böyle. Yunanistan'a yönelik romantik bir bakış açısı var. Kısmi olarak iç politika evet ama aynı zamanda da kalpten hissettikleri bir konu. Çok fazla Yunan asıllı ABD vatandaşı var ve Yunan kültürü çok iyi biliniyor. Demokratik sistemlerin kökenleri, Yunanistan'ın kökenlerinden geliyor.

Yunan asıllı ya da Ermeni asıllı ABD vatandaşları bir arada çalışıyorlar. Gerçekten Türkiye'nin ABD ile ilişkisini bu S-400 çok sarstı. Sonsuza kadar tartışabiliriz bunu. Burada Yunanistan'ın eline şöyle bir fırsat geçti. Yunanistan da bunu kullandı ve ABD'den daha çok silah istedi.

Yunanistan'daki S-300'ler aslında çifte standart değil. Çünkü S-300 sistemi, Kıbrıslı Rumlar tarafından alınmıştı. ABD ve Türkiye buna hayır deyince onlar da bunu Girit adasına koydular. Yunan tarafı da bunu alıyoruz ve kullanmayacağız dedi. Kutudan bile çıkarmayacağız dediler ama görünen o ki kutularından çıkarılmış bu sistemler ki bir NATO ülkesinin savaş uçağına kilitlediler. Bu durumda S300'lerin Güney Kıbrıs'tan ayrılmasıyla ilgili anlaşmayı Yunanistan ihlal etmiş oldu.

ABD'NİN PKK/PYD DESTEĞİ

Irak'ın işgalinin Türkiye üzerinden gerçekleşmesi için Ankara'yı ikna etmeye çalışıyordum. Bana meclisten evet kararı çıktı dediler ancak 15-20 dakika sonra oy çokluğu sağlanamadı denildi. O zaman ki Türk yetkililerine ABD-Türkiye ilişkileri şu anda alev almış bir uçak gibi, uçuyor ama düşmek üzere ve sürekli irtifa kaybediyor demiştim. O günden bugüne kadar çok şey oldu.  1 Mart tezkeresinin doğrudan bir ilişkisi yok ama uçağın düşüşünün başlangıcıydı diyebilirim. Pelosi'nin Ermenistan'daki açıklaması da o uçağın yere düşüp patlaması diyebiliriz. 1 Mart tezkeresine kadar Washington ile Ankara'nın ilişkisi en yüksek stratejik ortaklık seviyesine geliyordu. Sonra öyle bir kırılma oldu ki. Obama idaresi ve terör örgütleriyle ortaklık yapmaya kadar gittiler. Obama idaresi PYD'nin terör örgütü olduğunu çok iyi biliyordu. Suriye Demokratik Güçleri diyerek ismi değiştirdiler. Gerçekten korkunç bir şey ABD'nin bunu yapmış olması. On yıllarca süregelen ABD politikasının ihlaliydi bu. 2018 Ekim'de Erdoğan'la birlikte bir anlaşma varıldı. ABD güçlerini çekecekti kuzeyden Türkiye oraya birliklerini gönderecekti. Trump çok büyük eleştiri aldı. ABD'de de PYD-YPG eşittir Kürtler diye bir mit var ama öyle değil.

Bu F16 anlaşması, bu uçağı  tekrar inşa etme adımı olacaktır. ABD'deki diasporalar da bu anlaşmayı bloke etmek istiyorlar. PYD YPG konusu da gücünü kaybediyor, zaten IŞİD bozguna uğratıldı. Artık ihtiyaç yok. YPG'yi de bırakıp farklı bir çözüm bulunabilir.

F-16 ANLAŞMASI NİHAYETE ERER Mİ?

Evet, Biden idaresi bunu istiyor, kongrenin de onaylamasını istediler. Türkiye'den Yunanistan'a karşı herhangi bir tehdit unsuru olmadığını gösteren bir niyet olursa olur. Ama Kasım ara seçimlerinden sonraya kalır.

Erdoğan hükümetiyle ilgili Biden'ın söylediğine pişman olduğu sözlerinden biri. Bunu söylememelisiniz, bir adayı başkasına tercih etmemelisiniz. Ama demokratik bir süreç olduğunu belirtti,  darbe çağrısı yapmadı ama yine de söylediği yanlıştı. Washington'da birçok insan da bir sonraki genel seçimleri bekliyor Türkiye'de ve yeni bir hükümet olacağını umuyorlar. Yeni hükümetle çalışmaya başlayalım diye düşünüyorlar ama Türkiye bir NATO ülkesi ve bu hükümetle de çalışmalıyız. Biden da şu an ABD'deki ara seçimlere bakıyor, Türkiye'deki seçimlere bir etki etme sorunu olduğunu sanmıyorum.

ERDOĞAN'IN KKTC'NİN TANINMASI ÇAĞRISI

Kıbrıs konusu halen çözüme kavuşamadı. Artık iki devletli bir çözüm zamanı geldi diye bakıyor Türkiye. Müzakereler katılanlar da Türk tarafının her şeyi masaya koyduğunu belirtiyor. Her şey teklif edildi. Ama Anastasiadis şöyle hissetti, 'Ben siyasi olarak evet diyemem' dedi. Türk tarafı da bunu fark etti, her şeyi verdik yine de kabul etmediler demek ki hiçbir zaman evet demeyecekler diye düşündü. Bu söylediklerim için Yunan asıllı ABD vatandaşları bana çok kızacak. ABD'nin halen bir görüşme umudu var. Burada diplomasinin zayıf noktası var. İnsanlar çözümden ziyade sürece odaklanıyor. Taraflar konuştuğu sürece iyi bir şey diye düşünüyorlar ama anlamsız diyaloglar dönüyorsa bir anlamı yok.

ABD Azerbaycan türkiye Recep Tayyip Erdoğan Ermenistan Türkiye ABD ilişkileri