NATO'ya alerjisi olan Donald Trump 'Rusya saldırsın, savunmam' demişti! Hangi ülkeleri kastetti? Yüzde 2'ye hangi ülkeler uyuyor?
Donald Trump'ın NATO'ya yönelik düşmanlığı biliniyordu, ancak hafta sonunda Güney Carolina'da düzenlenen bir mitingde bu durum teyit edildi.
Eski ABD Başkanı, seçilmesi halinde NATO üyesi ülkelerin Rusya tarafından saldırıya uğraması halinde onları otomatik olarak savunmayacağını açıkladı. Bu açıklama, ittifakın, üyelerden birinin saldırıya uğraması halinde dayanışmasını düzenleyen 5’inci maddesinin sorgulanmasına yol açıyor.
Donald Trump, bir NATO üyesinin mali taahhütlerini yerine getirmemesi halinde Rusya'yı "ne isterse" yapmaya teşvik edeceğini bile açıkça ifade etti ve "Borçlarınızı ödemek zorundasınız" diye tekrarladı.
Bu ifadeler, tepki yarattı. Avrupa Birliği diplomasisinin başı Josep Borrell, NATO'nun "alakart bir ittifak" olmadığını söyledi. Trump'ın kasım ayındaki muhtemel rakibi olan eski Başkan Joe Biden bu davranışı "dehşet verici ve tehlikeli" olarak kınadı.
Trump, Avrupa Pazarından Sorumlu Komisyon Üyesi Thierry Breton tarafından geçen ay paylaşılan bir anekdota göre, 2020 yılında İsviçre'deki Davos forumunda "Avrupa saldırıya uğrarsa size yardıma gelmeyiz" demişti.
Beyaz Saray'ın eski sahibi, 2018'de X'te, Avrupa’nın askerî yatırımlarının eksikliğinden şikayet ediyor ve "Savunmamız gereken bazı NATO ülkeleri sadece yüzde 2'lik taahhütlerini yerine getirmemekle kalmıyor, aynı zamanda yıllardır yapmadıkları ödemeleri de yapmıyorlar" diyordu.
11 ülke bütçe taahhütlerini yerine getiriyor
Cumhuriyetçi başkan adayı, GSYİH'lerinin (gayrisafi yurtiçi hasıla) yüzde 2'sinden daha azını savunmaya ayıran ülkeleri hedef alıyor.
Rusya'nın Kırım'ı yasadışı ilhak ettiği 2014 yılında, 28 üye ülke yıllık savunma harcamalarını 2024 yılına kadar GSYH'nin yüzde 2'sine çıkarma taahhüdünde bulunmuştu.
Bu hedefe ulaşılamadı. On yıl önce sadece üç ülke, halihazırda ise 31 üyeden sadece 11'i bu taahhüdü yerine getiriyor.
Bu 11 ülkeden beşi Doğu Avrupa'da ve Rusya'nın doğrudan tehdidi altındadır (Polonya, Estonya, Litvanya, Romanya ve Letonya).
Fransa GSYİH'sinin yüzde 1,9'unu savunmaya harcıyor ve bu oran ittifakın tavsiyesinin biraz altında kalıyor. Temmuz ayında kabul edilen 2024-2030 askerî programlama yasası, Fransa'nın yakın gelecekte bu hedefe ulaşmasını sağlayacak.
Bu yüzde 2'lik hedef her zaman tartışma ve sorgulama konusu oldu. Bunun en son örneği, birkaç gün önce yüzde 2'nin yetersiz olduğunu düşünen ve çıtanın yüzde 2,5'e yükseltilmesini isteyen İngiliz Savunma Bakanı Grant Shapps oldu.
Bir başka eleştiri de Lüksemburg'dan geldi ki ittifak içinde GSYİH'sinin en düşük oranını savunmaya ayıran ülke olarak biliniyor.
Lüksemburg Başbakan Luc Frieden, GSYİH’nin iyi bir gösterge olmadığını düşünüyor ve gayri safi milli geliri tercih ediyor. Bu, bu küçük ülkenin sıralamasını iyileştirecek bir hesaplama!
NATO, web sitesinde, "yüzde 2 kuralı kendi başına fonların en etkin ve verimli şekilde kullanılacağını garanti etmez. Bu değer aynı zamanda her bir Devletin genel çabaya katkıda bulunma konusundaki siyasî iradesinin bir göstergesi olarak da hizmet eder" diyor.
NATO'ya açık ara en büyük katkı ABD’den
On yıl önce verilen bir diğer taahhüt de yıllık savunma harcamalarının yüzde 20'sini büyük ekipman alımına ayırmaktı. Bu konuda daha iyi bir performans sergileniyor. 2014 yılında 7 ülke, 2022’de ise 24 ülke bu hedefe ulaştı.
NATO üyeleri, 2022 yılında savunmaya 1.2 trilyon dolar dolar harcayarak, 2021 yılına kıyasla yaklaşık yüzde 1 daha fazla harcama yaptı. Bu tutarın, 2023 ve 2024 yıllarında daha da artması bekleniyor.
ABD, NATO'nun operasyonlarına en büyük katkıyı yapan ülke olmaya devam etmektedir. Amerika'nın GSYİH'si ittifakın diğer tüm üyelerinin GSYİH'sinin yüzde 54'üne karşılık geliyor.
ABD'nin savunma harcamalarının 2022 yılında NATO'ya üye 30 ülkenin neredeyse yüzde 70'inin harcamalarına eşdeğer olması bir başka çarpıcı veri teşkil ediyor.
Bu, Amerikalıların Avrupalı ortaklarına NATO'ya daha fazla yatırım yapmaları çağrısında bulunarak, onları Amerikan ordusunun gücüne bel bağlamakla eleştirdikleri ilk olay değil. Bu eleştirinin Atlantik'in diğer yakasında bir adı bile var: "yük paylaşımı"!
Ekim 2022'de yayınlanan Ulusal Güvenlik Stratejisinde ABD’nin "Çin'e karşı sürdürülebilir bir rekabet avantajı sağlamaya öncelik vereceği" belirtilerek Avrupa'dan ziyade Hint-Pasifik bölgesi ana odak noktası haline getiriliyor.