İsrail'i durdurma planına ABD çok da mesafeli bakmıyor
"ABD’li bakan son 1 ayda 3 kez Ortadoğu’ya geldi. İlk günkü tavrı tek taraflı olarak İsrail’den yana, keskin ve netti. Ama gelinen noktada bu bakış değişmeye başladı." Haber Global Genel Yayın Yönetmeni Taha Dağlı yazdı...
ABD Dışişleri Bakanı Blinken’in Ankara ziyaretinde neler konuşuldu? Öncelikle görüşme, Ankara’nın tahmin ettiğinden çok daha olumlu geçti. Gerginlik neredeyse yoktu.
Elbette konu İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarıydı. Daha doğrusu bu saldırıların nasıl durdurulacağıydı.
Türkiye’nin önerisi net. Bir an önce ateşkes olsun ve ardından siyasi süreç başlatılsın. Bu uluslararası bir barış konferansıyla olabilir.
Siyasi süreçte Türkiye’nin de içinde yer alacağı garantörlük mekanizması kurulsun. Bu sürecin hedefi iki devletli çözüm. Nihayetinde bağımsız Filistin Devleti kurulsun.
ABD’nin ajandasında Gazze’ye BM şemsiyesinde oluşturulması planlanan bazı uluslararası geçici mekanizmalar vardı. Ankara bu önerilere sıcak bakmadı. Çünkü Türkiye’ye göre o planların tamamı, pansuman niteliğinde. Kalıcı çözüm içermiyor. Ve hatta yarısı zaten mülteci kampı olan Gazze şeridinin tamamını bir mülteci kampına çevirmeyi öngörüyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, tüm bunları ABD Dışişleri Bakanı Blinken’a anlattı. Görüşme öncesi tahminler, Blinken’ın Türkiye’nin önerilerine pek de sıcak bakmayacağı yönündeydi.
Görüşme tamamlandığında farklı bir hava ortaya çıktı. ABD tarafı Türkiye’nin çözüm önerilerine çok da mesafeli değildi. Blinken herhangi bir planı dayatmaya yönelik söz sarf etmedi. Böyle bir şey yapsa, zirve olumsuz sonuçlarla bitecekti. Aksine Fidan’ın söylediklerine hak verdi, kalıcı çözüm formüllerini desteklediğini söyledi.
ABD’li bakan son 1 ayda 3 kez Ortadoğu’ya geldi. İlk günkü tavrı tek taraflı olarak İsrail’den yana, keskin ve netti. Ama gelinen noktada bu bakış değişmeye başladı.
Bölge ülkeleri rahatsız. Özellikle Ürdün ve Mısır. İsrail böyle devam eder ve ABD buna “dur” demezse, her iki Arap ülkesinde de rejimlerde sarsıntılar yaşanabilir. ABD bunu istemiyor.
ABD’nin kendi içinde ve Avrupa ülkelerinde sokaktaki İsrail karşıtlığı da gün geçtikçe artıyor. İsrail’in hunharca saldırıları batı kamuoyunda çığ gibi büyüyen bir tepkiye dönüşüyor, ABD yönetimi dahil iktidarlar, sokaktaki bu tepkinin altında kalmaktan endişe duyuyor.
7 Ekim’den bu yana ABD, “sınırsız İsrail’in yanındayız” noktasından, “İsrail’i nasıl durdururuz” konumuna geçmiş durumda. Durdurabilirler mi, tam olarak onlar da emin değiller. Az çok bilinen bir şey var o da artık ABD’nin dahi İsrail’in bu zalimce saldırılarından ve laf dinlemez şımarık tavırlarından rahatsızlık duymaya ve hatta bıkmaya başladığı.