Yine, yeni bir platform geldi! Hangisine abone olacağız? Ne ara hepsini izleyeceğiz?
Disney+'ın oldukça iddialı bir şekilde Türkiye pazarına girmesiyle, abone olmak isteyenler için dijital platform sayısına bir yenisi daha eklendi. Bu kadar çok streaming platformu arasından hangisine karar vereceğiz? Hepsini izleyecek vaktimiz var mı?
Son yıllarda hayatımıza giren streaming endüstrisi, dizi ve sinema sektörünü temelden sarstı. Salgınla birlikte daha da bir parlayan sektörde Türkiye’de de pek çok oyuncu var. Bunlardan en sonuncusu Disney+, Türkiye’de hizmet vermeye başladı.
Netflix, BluTV, Amazon Prime, Gain, Mubi ve Exxen Türkiye’de halihazırda piyasadaki oyunculardan. Peki bir insan hangi platforma üye olacağına nasıl karar verecek? 3-4 tanesine aynı anda sahip olsa bile bu içerikleri izleyecek vakit var mı?
Amerika Birleşik Devletleri’nde bu isme ‘Subscription fatigue’ yani üyelik yorgunluğu ismi veriliyor. “Ifluencerların tüketici satın alma tutum ve davranışlarına etkileri üzerine nitel bir araştırma” ve “Çevrimiçi alışveriş yapan tüketici davranışlarına yönelik çevrimiçi bir araştırma” adlı makaleleri bulunan Dr. Öğr. Üyesi Arzu Şeker bu kadar çok platformun müşterilerde yarattığı durumu, "Bu aslında yeni normallerimizden... Bir tükenmişlik yaratsa da bu yeni normalimiz" diyerek açıklıyor.
'FARKINDA OLMADAN PEK ÇOĞUMUZUN YAŞAMI DEĞİŞTİ'
“Pandemiyle farkında olmadan ya da olarak pek çoğumuzun yaşamı da değişti” diyen Dr. Şeker kendi örneğinden şu şekilde söz ediyor:
“Kendi adıma 'Netflix'e üye olmayacağım' diyordum; 'Bilim insanıyım ben! Bağımlısı olmayacağım; zaten televizyonda bir sürü sinema ve belgesel kanalım var...' Ancak pandemi patlak verdi. Aslında hayatı eve sığdırmak için, evin içinde yaşamlarımızı daha çekilir kılabilmek için bulduğumuz yollardan bazıları bu seyirlik şeyler.”
“Türk tüketim toplumunda yeni nesil tüketicileri anlamak: X ve Y kuşaklarının alışveriş pratikleri ve satın alma davranışları üzerine bir araştırma” başlıklı bir makalesi bulunan Dr. Duygu Aydın Aslaner ise bu noktada FOMO'nun (Fear of Missing Out) önemine dikkat çekiyor.
“Olup biteni kaçırma korkusu” olarak çevirebileceğimiz bu ifade çok önemli.
'İÇERİK VAR MI YOK MU ÖNEMLİ DEĞİL'
Dr. Aydın Aslaner, “Tüketici açısından bakarsak, özellikle gençler bütün dijital platformlarda yer almak istiyorlar. Bir şeyleri kaçırdıklarını düşünüyorlar. Seyretmeleri ya da kendileriyle bağlantılı bir içerik var mı, yok mu çok önemli değil” diyor ve ekliyor:
“FOMO dediğimiz bir durumla fırsatları kaçırma korkusuyla bir takım abonelikler alıyoruz. Yeni makalemde yer vereceğim bir ifadeyle şahsen bu durumu 'Dijital Açlık' olarak tanımlıyorum. 'Her şeye yetişmeliyim' duygusu, tüketici olarak hepimizin içinde var.”
'ACABA BİR ŞEY Mİ KAÇIRIYORUZ?'
Dr. Aydın Aslaner, Türkiye'nin Metaverse'e yönelik ilgisinin de “Acaba bir şeyi kaçırıyor muyuz?” hissiyle alakalı olduğuna dikkat çekiyor. Dr. Arzu Şeker de FOMO vurgusu yapıyor ve “FOMO stratejilerine ilişkin bir makale yazıyorum. Bir bütünün parçası olmak istemek aslında insan olmanın gerektirdiği bir durum” yorumunda bulunuyor.
Aynı zamanda “İnsanlar ne kadar 'Ben farklı olmayı seviyorum' dese de aslında marjinal olmak ürkütür. Ekseriyetle genele uymaya meyilli insanlarız” diyen Dr. Şeker, Z Kuşağı'nda da durumun farklı olmadığını vurguluyor.
Bunların yanı sıra “Tabii bu platformlara üye olmak bireye toplumda bir statü de katıyor” diyen Dr. Aydın Aslaner “ait olmak” kavramına ilişkin ise “Eğer ki herkesin uyguladığı belli tüketim kalıplarını gerçekleştiremiyorsanız, toplum dışı edilme korkusu bireyin üstünde büyük bir tahakküm oluşturuyor” diyor ve şöyle noktalıyor:
“Herkes dizileri konuşurken söyleyecek birkaç kelimeniz olması gerekiyor. Bunu 'dışlanmak istememek' ile bağdaştırabilirsiniz.”
HANGİSİNİN NE KADAR ABONESİ VAR?
Türkiye’de yayın yapan dijital platformlar Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’ndan lisans almak durumunda ve üye sayılarını da düzenli olarak bu merciye bildiriyorlar. Variety Dergisi’nin Nisan ayında her alan bir habere göre Netflix’in Türkiye’de 3.5 milyon abonesi bulunuyor. Just Watch isimli analiz şirketinin Şubat 2021’de yaptığı bir çalışmaya göre ise 2020’nin son çeyreğinde BluTV Türkiye pazarının yüzde 44’ünü elinde bulunduruyordu, onu yüzde 25 ile Netflix takip ediyordu. Netflix’te 4 kişiye kadar imkan veren aile paketinin de olduğunu anımsatmak gerek.
*Yukarıdaki makalede yer alan bilgilerin önemli bir bölümü Haberglobal.com.tr’de Metin Aktaşoğlu imzasıyla yayınlanan ‘Daha ne kadar platforma abone olacağız? 'Üye olmayacağım diyordum ama...'’ başlıklı makaleden alınmıştır.
Ek kaynaklar: Variety, Just Watch
Kaynak: Web Özel