Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kanal İstanbul eleştirilerine yanıt
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısındaki açıklamasında Kanal İstanbul eleştirileri ve Katarlılara sınavsız tıp iddiasına yanıt verdi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, Kanal İstanbul tartışmasıyla ilgili olarak, "Yatırımlarını çekmeye uğraştığımız ülkeye bile parmak sallıyorlar. Kredi verecek olursanız bunları ödemeyiz diyorlar. Deutsche Bank'a tehdit sallıyorlar. Muhalefet Kanal İstanbul ile, iş insanı, bankacı herkesi tehdit ediyor. Bunlar daha şimdiden, devlet nedir, devlet yönetmek nedir, bunlardan haberleri bile yok. Uluslararası tahkim mekanizması var, bundan da haberleri yok" dedi.
Erken seçimle ilgili Erdoğan, "Haziran 2023, Türkiye'nin seçim takvimidir. Cumhur İttifakı olarak kararımız budur. İlan ettiğimiz tarih budur. Siyaset ciddiyet ister" ifadelerini kullandı.
Katarlılara sınavsız tıp iddiasına da yanıt veren Erdoğan, "Katarlı öğrenciler sınavsız tıp fakültesine girecek denilen mesele, tamamı da dost 12 ülke ile aramızda 1994 yılından beri var olan Askeri Sağlık İşbirliği Protokolü'nün Katar'la da imzalanması meselesidir. Bu sadece askeri öğrencilerle ilgili yapılan bir anlaşma. Her protokol gibi Katar'la anlaşma da karşılıklıdır" diye konuştu.
Erdoğan'ın açıklamaları:
AK Parti'nin istişare kültürü olarak gördüğüm toplantılarda söz alan her milletvekilimiz özgürce düşüncesini ifade ediyor. Her hususu samimiyetle görüşme fırsatı buluyoruz.
Dünkü MYK'da da ifade ettim. Türkiye 2023'e yaklaştıkça partimize, ülkemize saldırıların artacağı anlaşılıyor. Muhalefet sıfatıyla ortada dolaşan bir parti Türkiye'nin önünü kesmeye yönelik kampanyaya ortak olmaktadır. CHP ahlaksız bir şekilde bizi hedef alıyor, ülkenin demokrasisine, geleceğine kastetmektedir. Dışarıdan aldığı sözleri bizzat kendileri ikrar ediyorlar. Kıyılar nasıl müsilaj tehdidi ile boğuşuyorsa, siyasette de bir müsilajla karşı karşıyayız. CHP'nin başını çektiği bu siyasi müsilaj her türlü yalanı, sosyal medya ağı ile milletimizin üzerine adeta yağmur gibi yağdırmaktadır. Burada sehven bilgi verme değil, bilinçli bir iftira, yalan hali, hatta stratejisi yürütülmektedir. Ortada klinik bir vaka söz konusudur.
Türkiye, CHP zihniyetinin yalan ve iftira zulmüne maruz kalmaktadır. Bunun adı da yalan terörüdür. Bunlara göre Cumhurbaşkanından başlayarak, bakanlarından milletvekillerine, bürokratından iş adamına kadar her kesim taammüden vatanına ihanet etmektedir. Herkes yolsuzluk yapmaktadır, herkes hırsızdır, herkes satılmıştır. Bizim bunca yalanı büyük bir keyifle ardı ardına sıralayan siyasetçi sıfatlı bu ruh hastasına ayıracak tek saniyemiz yoktur. Hukuk önünde hesap sorulacak hususların avukatlarımız vasıtasıyla takipçisiyiz. Diğer hususlarda ise diyoruz ki, CHP Genel Başkanı artık tıp ilminin, psikiyatrinin konusudur. Hakikat ile bağını bu derece koparmış insana doktorlar herhalde bir teşhis koyacaktır. Bize düşen Allah şifa versin demektir.
"HAZİRAN 2023 TÜRKİYE'NİN SEÇİM TAKVİMİDİR"
6 ay sonra erken seçim var biliyorsunuz değil mi? Haberiniz var. Yeni mi duydunuz? Bay Kemal öyle diyor. O diyorsa doğrudur. Şunu unutun. Bunlar adeta bir yalan makinesidir. Bu şekilde de bu yola devam edeceklerdir. Bir şeyi bilmeleri gerekiyor. Haziran 2023, Türkiye'nin seçim takvimidir. Cumhur İttifakı olarak kararımız budur. İlan ettiğimiz tarih budur. Siyaset ciddiyet ister.
Ne demişti? Kimse belediyelerden atılmayacak. Öyle demedi mi? Dedi. Peki, o günden bugüne belediyelerden personeller atılmaya başlandı mı? AK Partili olduğu zaman, ona zaten dayanması mümkün değil. Kapıya koyuyorlar. Gerek belediyelerin yan kuruluşlarında, gerekse memur statüsünde olanlar var. Acımasızca kapıya koyuyorlar. Bütün bunlar bile, hepimizin üzerindeki sorumluluğun ağırlığını göstermeye yeter de artar bile. Bunun için girmedik ev, dokunmadık yürek, kazanmadık gönül bırakmayacağız diyoruz ve yolumuza devam ediyoruz.
KANAL İSTANBUL TARTIŞMASI
Biz, 19 yıldır ülkeyi eser ve hizmet siyaseti ile yönettik, yönetiyoruz. Bunlar ise iktidarlarını yıkım siyaseti üzerine bina etmeye kalkıyorlar. Gerçi, yıkım siyasetçi CHP'nin genlerinde var. 3 köprünün her birine de CHP karşı çıkmıştır. Bu ülkede yapılan ne kadar baraj, yol, havalimanı varsa CHP hepsinin önünü kesmeye çalışmıştır. Kanal İstanbul için aynı takozluğu yapmaya çalışıyorlar. Yatırımlarını çekmeye uğraştığımız ülkeye bile parmak sallıyorlar. Kredi verecek olursanız bunları ödemeyiz diyorlar. Deutsche Bank'a tehdit sallıyorlar. Muhalefet Kanal İstanbul ile, iş insanı, bankacı herkesi tehdit ediyor. Bunlar daha şimdiden, devlet nedir, devlet yönetmek nedir, bunlardan haberleri bile yok. Uluslararası tahkim mekanizması var, bundan da haberleri yok. Biz iktidar olduk, bizden önceki borçlanmaları ödedik. Devlet budur da onun için. Hayal bile değil bunların iktidar olma süreci. Sadece Kanal İstanbul beyanları ile bile ne yasa, ne anayasa, ne devlet adabı tanımadıklarını ortaya koymaktadırlar. Biz Kanal İstanbul dedik, onların İstanbul için çok daha büyük bir proje önermesini beklerdik.
"KANAL İSTANBUL'UN KAZISINA DA SÜRATLE BAŞLIYORUZ"
Türkiye bugüne kadar bunca esere nasıl CHP'ye rağmen sahip olmuşsa Kanal İstanbul Projesi'ne de aynı şekilde kavuşacaktır. Bu projeyi şehrin geleceğini kurtaracak bir eser olarak görüyoruz. Aynı zamanda İstanbul'a limanı ile ihracatımızı rahatlatacak yeni bir nefes borusu açıyoruz. Proje hazırlık aşaması bilimin ışığında titizlikle tamamlanan Kanal İstanbul'un ilk köprüsünün temelini atararak bismillah dedik. Kanalın kazısına da süratle başlıyoruz. Toplamda 500 bin kişilik şehirler, İstanbul'a ilave nüfus getirme değil, kentsel dönüşümde yaşanan sıkışıklığı giderme amaçlıdır.
Şehrin hiçbir meselesinde dişe dokunur çabasını görmediklerimizin Kanal İstanbul'a karşı kampanya yürütmeleri zavallılık işaretidir. Neymiş, yeteri kadar tartışılmamış. Biz 11 yıl önce açıkladı, o günden beri tartıştık. Dedik ki, bizim çılgın projemiz Kanal İstanbul.
Bu projenin yanı başında Avcılar var. Orada ciddi deprem felaketleri geçirdik. Buradan vatandaşlarımıza, size yerler hazırladık, yerleşebilirsiniz diyeceğiz. Gerekirse buralara taşıyacağız. İstiyoruz ki vatandaşımız güvenli yerlerde yaşamaya devam etsin. Biz bunları düşünüyoruz.
KATARLILARA SINAVSIZ TIP İDDİASI
CHP'nin başındaki zatın, üniversite sınavı arefesindeki ihaneti bile örnek olarak yeterlidir. Katarlı öğrencilerin sınavsız tıp fakültesine gireceği yalanını, utanmadan, 2 milyon 600 bin öğrenciye ve ailelerine saygı duymadan tekrarlayacak kadar alçalabilen bir kafa bulunuyor. Bu ne densizliktir. Bu ne terbiyesizliktir. Bir ülke ki, aramızda ilişkilerimiz var. Bu ülkenin bizimle olan ilişkilerini bir kenara koyup kalkıp Katarlı öğrenciler sınavsız olarak imtihana girebilecekler diyorsunuz. Tepeden tırnağa yalan. Bunlar zaten yalan dersini özellikle alıyorlar. Katarlı öğrenciler sınavsız tıp fakültesine girecek denilen mesele, tamamı da dost 12 ülke ile aramızda 1994 yılından beri var olan Askeri Sağlık İşbirliği Protokolü'nün Katar'la da imzalanması meselesidir. Bu sadece askeri öğrencilerle ilgili yapılan bir anlaşma. Her protokol gibi Katar'la anlaşma da karşılıklıdır. Bu kapsamda geçen haftalarda 4 Azerbaycanlı ve 5 Afganistanlı sağlık astsubayı mezun olarak ülkelerine dönmüşlerdir. Sınava giren evlatlarımız ve ailelerinin moralini bozmanın kime ne faydası olmuştur. Kılıçdaroğlu, yıllardır sürdürdüğü iftira listesine yenisin ekleyerek kendisi için nasıl bir siyasi neticeyi murad etmiştir. Sosyal medya mecraları, medya mecraları en küçük bir hicap duymuşlar mıdır?
Geçen günlerde CHP Genel Merkezi'nin pek çok yöneticisi ve belediye başkanları Çanakkale Assos'ta kaçak bir işletmenin açılış törenine katılıyor. Bunların derdi ağaç değil, tabiat değil. Bunların tek derdi AK Parti ve hükümete zarar vermek.
PALET FABRİKASINA ZİYARET
Bu hafta, cuma günü Sakarya'da olacağız. Önce Arifiye'ye uğrayacağız. Arifiye'deki palet fabrikasını ziyaret edecek, orada cumayı kıldıktan sonra diğer programlarımızı da icra edeceğiz. Bütün mesele, birçok yalanı, iftirayı, Arifiye'deki palet fabrikasının Katar'a satılıp satılmadığını gerek orada çalışanlarımıza, gerekse milletimize oradan anlatma imkanı bulacağız.
NORMALLEŞME DÖNEMİ
Salgınla mücadelede yarın yeni döneme giriyoruz. İçişleri Bakanlığımız genelgeyi geçtiğimiz günlerde yayımladı. İnşallah salgının sosyal ve ekonomik hayatımız üzerindeki olumsuz etkilerini de önemli ölçüde ortadan kaldıracak bir normalleşme dönemine adım atıyoruz. Bize düşen sağlıktan gıda tedarikine her hususta tüm senaryolara hazır olmaktır. Yeni dönemin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Vatandaşlarımdan yeni dönemde de tedbiri elden bırakmadan hayatlarını sürdürmelerini istirham ediyorum.
Kaynak: Haber Global TV