Erdoğan'dan 3'lü zirvede 'Suriye' mesajı: Krizi biz çıkarmadık, tüm yükü biz alamayız

İran Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan
Erdoğan'dan 3'lü zirvede 'Suriye' mesajı: Krizi biz çıkarmadık, tüm yükü biz alamayız

İran'ın başkenti Tahran'da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi arasında 3'lü zirve sona erdi. Zirvede önemli mesajlar veren Erdoğan, "Suriye'deki krizi biz çıkarmadık, tüm yükü biz alamayız" dedi.

Alınan son dakika bilgisine göre, İran'ın başkenti Tahran'da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi arasında 3'lü zirve sona erdi.

3'lü zirve öncesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ikili bir görüşme gerçekleştirdi. Ukrayna'dan tahıl sevkiyatı konusu, görüşmede ele alınan önemli başlıklar arasındaydı.

REİSİ: SURİYE'DE ÇÖZÜM YOLU DİPLOMASİDİR

İran Cumhurbaşkanı Reisi, "Suriye'de tek çözüm yolu diplomasidir. Askeri müdahale sorunu artırır" ifadesini kullandı. 

PUTİN: SURİYELİLER KENDİ KADERLERİNİ ÇÖZEBİLMELİLER

Rusya Devlet Başkanı Putin, "Suriyeliler dış müdahale olmadan kendi kaderlerini çizebilmeliler. Ülkelerimiz Suriye topraklarında var olan terör yuvalarını ortadan kaldırmak için çaba sarf edecek. Suriyeli mültecileri için elimizden geleni yapmalıyız." dedi. 

ERDOĞAN: SURİYE'DE KRİZİ BİZ ÇIKARMADIK, TÜM YÜKÜ ALAMAYIZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın zirvedeki açıklamaları şu şekilde:

"Bu formatta 2019 yılında Ankara'da bir araya gelmiştik. Önümüzdeki dönemde daha çok görüşme fırsatı bulacağız. Suriye krizi kaynaklı meydan okumalar görüşmeleri gerekli kılıyor. Astana platformu somut adımlar atabilen yegane girişimdir. Rusya ve İran'dan beklentimiz, bu mücadelede Türkiye'ye destek olmalarıdır.

"SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL TERÖRDÜR"

PKK, PYD, YPG terörü hepimizin ortak meselesidir. Bu hedeflere el birliğiyle ulaşacağımıza yürekten inanıyorum. Suriye'nin toprak bütünlüğündeki en büyük engel terördür. Fırat'ın doğusunda terör eylemleri devam ediyor. Suriye'ye yapılacak en büyük iyilik, bölücü terör örgütünün uzantılarının topraklardan atılmasıdır. Önümüzdeki dönemlerde de eli kanlı terör örgütlerine yönelik mücadelemizi sürdüreceğiz. Bugünkü alacağımız kararların Suriye'deki siyasi geçiş sürecine yardımcı olmasını özellikle temenni ediyorum. Onurlu geri dönüşler de Astana'nın önemli gündemlerinden biridir. Terör örgütlerinin aldıkları dış destek ile Suriye'nin bölünmesi sürecine katkı sağlıyor. Tel Fırat ve Münbiç terör yatağı haline dönüştü. PKK, PYD, YPG Fırat'ın doğusunda ve batısında eylemlerine devam ediyor.

Gündemimizde Suriyeli sığınmacıların geri gönderilmesi de var. 

Astana ortaklarından beklentilerimiz Suriye'de istikrarın sağlanmasına yönelik çabalarımıza destek vermeleridir. 

Sivil yerleşim yerlerini hedef alan saldırılar, siyasi çözüm çabamızı baltalıyor. İdlib'te terör örgütlerinden kaynaklanan endişelerinizi anlıyoruz. Gelinen noktada çalışmalarımız neticesinde bu bölgelerde terörist yapıların hakimiyetinin bulunduğunu belirtmek isterim. Türkiye, 3,7 milyon Suriyeli kardeşimizi misafir etmektedir. Bu krizi biz çıkarmadık, külfetinin sadece bizim tarafından yüklenilmesini beklemek adil değildir. Suriye'nin kuzey batısındaki durum özellikle dikkat çekiyor. Suriyeliler yardıma her zamankinden fazla ihtiyaç duyuyor. Türkiye sınır ötesi ve çizgi ötesi olmak üzere tüm destekleri vermiştir. BM yardımlarının sürdürülebilir yardımları, krizi önleyebilecek yegane yoldur. Zirvenin Suriye için barış, huzura katkı sunmasını temenni ediyorum.

Suriyelilerin toprakların huzuru kalple, güvenli ve onurlu geri dönüşleri temin edilmelidir. Türkiye'den 500 binden fazla Suriyeli, terörden temizlediğimiz noktalara geri döndü. 

SURİYE'DE YARDIMA HER ZAMANKİNDEN DAHA ÇOK İHTİYAÇ DUYULUYOR"

Uluslararası toplumların yardımlarının ayrım gözetilmeksizin yapılması ortak menfaatimizedir. Suriye'de yardıma her zamankinden daha çok ihtiyaç duyuluyor. Astana ortaklarımızdan da aynı anlayışı bekliyoruz. BM sınır ötesi mekanizması 6 ay süreyle uzatıldı. Suriye'nin tamamına yönelik yardımların planlanması için bu sürenin yeterli olmadığı açıktır. Yeni iş birliği geliştirmemize imkan sağlayan zirve toplantılarının daha çok icra edilmesinin faydalı olacağı aşikardır."

3'LÜ ZİRVENİN ARDINDAN LİDERLERDEN ORTAK BASIN TOPLANTISI

İran'ın başkenti Tahran'da gerçekleştirilen 3'lü görüşmenin ardından liderler basın açıklaması yaptı.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin açıklamalarından satır başları: 

Biz özellikle terörizm ile mücadele konusundaki iş birliğine vurgu yaptık. Terörizm ile ilgili mevcut olan endişeler ve sıkıntılar gerçekten büyük bir sıkıntı ve bu büyük sıkıntıyı gidermek için ülkelerin azim ve iradesi önemlidir. Suriye'ye insani yardım ulaştırılmasının önemi de vurgulandı. Buna ek olarak bütün taraflar, Suriye'nin ekonomik ve geçimle ilgili sıkıntılarının giderilmesinin önemi vurgulandı. Suriye'nin egemenliğini ihlal edecek herhangi bir gelişmeden kaçınılması gerektiği vurgulandı. Siyonist rejimin saldırılarının durdurulması gerekliliği vurgulandı. Rusya, Türkiye ve İran'ın iş birliklerinde ve Suriye'nin hükümetiyle olan iş birliğimiz çok önemlidir. Özellikle de öngörülen tedbirlerin uygulanması konusunda Astana formatı başarılı bir format olmuştur. Suriye'deki istikrarı bir an evvel sağlıyoruz ve hayatlarını normale dönüştürüyoruz. Suriyeli mültecilerin de bir an önce kendi ülkelerine dönmeleri lazım ve oradaki yaşamak için alt yapıların sağlanması lazım. Bu format diğer ülkelerin iş birliğiyle Suriye'de istikrarın sağlanmasını sağlayacaktır. Ortak bildiri yayımlandı. Her 3 ülkede bu bildiride mutabık kalınan konuları vurguladılar. Suriye'de toprak bütünlüğü ve güvenliğin sağlanmasını temin edeceğiz. Bu toplantı İran'da oldu ve bir sonraki toplantıda Rusya'da gerçekleştirilecektir. 

Putin'in açıklamalarından önemli satır başları:

Suriye'de yaptığımız iş birliğinin en önemli kritik noktalarını değerlendirdik. Suriye'de yaşanabilir bir normalleşme sağlanması için kararlı olduğumuzu ilettik. Suriye'de çözüm krizi sadece ve sadece diplomatik yöntemlerle çözülebilir. Suriye'nin toprak bütünlüğü korunmalıdır. Suriye'nin geleceğini Suriyeliler kendileri belirlemelidir. Astana formatında Dışişleri Bakanları toplantısı olacak. Suriye'de terörizmle mücadele konularını inceledik. Suriye krizi sadece siyasi ve diplomatik yollarla çözülmeli. Biz her türlü terörizmle mücadele konusunda kararlıyız. Kabul ettiğimiz mutabakatlar, kararlar, Suriye'de barışın sağlanması yönünde. İstanbul'da yapılan görüşmelerin neticeleri memnuniyetle karşılandı Bir sonraki Astana zirvesi Rusya'da yapılacaktır. 

Erdoğan'ın açıklamalarından önemli satır başları şu şekilde:

Astana formatındaki 3'lü zirvemizin ilkini gerçekleştirdik. Suriye'deki durumu ele aldık. Ülkede kalıcı siyasi çözüme ulaşılması için atılması gereken adımları değerlendirdik. Astana garantörleri olarak bu doğrultuda aynı alanda çalışma irademizi teyit ettik. Türkiye olarak, DAEŞ olsun, PKK olsun, PYD, YPG olsun terör örgütleri arasında fark görmüyoruz. Terör örgütleriyle mücadelemiz her daim sürecektir. Milli güvenliğimize kast eden şer odaklarını Suriye'den söküp atmak da kararlıyız. Terör örgütleri hepimizin ortak meselesidir. Terörün Suriye'nin toprak bütünlüğünü hedef aldığını unutmamalıyız. Astana ortaklarımıza ihtilafın kalıcı ve barışçıl bir şekilde çözülebilmesi için çağrımızı yeniledik. Anayasa Komitesi çalışmalarının somut sonuç doğurması zaruridir. Güvenlik ve istikrarın yeniden sağlandığı bir barış ortamı tesis edilmelidir. Suriye'de yaşanan insani dramın sona erdirilmesi de hedeflerimizdendir. Buradan hareketle bizler Suriye'de briket evler yapmak suretiyle, kardeşlerimizin bu evlere taşınması için gerekli adımları atmaktayız. Ateşkesin muhafazasının önemine değindik. Mevcut mutabakatların uygulanmasına yönelik çalışmalarımızı ele aldık. Hedefimiz, Suriyeli kardeşlerimizin evlerine güvenli ve onurlu şekilde dönmelerini temin etmektir. Reisi'ye gösterdikleri misafirperverlikten dolayı teşekkür ediyorum. 

ZİRVE SONRASINDA ÜÇ ÜLKEDEN 16 MADDELİK BİLDİRİ

Üçlü zirvenin ardından 16 maddelik ortak bildiri yayımlandı. Türkiye-İran-Rusya ortak bildirisinde uluslararası topluma, Suriye'ye dönmek isteyen sığınmacıların yerleşimleri için yük paylaşımında daha fazla sorumluluk alma çağrısı yapıldı.

Bildiride şu ifadelere yer verildi:

İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Sait İbrahim Reisi, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan 19 Temmuz 2022 tarihinde Tahran’da Astana Formatı çerçevesinde Üçlü Zirve için bir araya gelmişlerdir.

Devlet Başkanları: 

Suriye’de sahadaki güncel durumu ele almışlar, 1 Temmuz 2020 tarihinde video konferans yoluyla yapılan son toplantının ardından meydana gelen gelişmeleri değerlendirmişler ve aralarında varılan mutabakatlar ile Dışişleri Bakanlarının ve temsilcilerinin toplantılarındaki mutabakatlar uyarınca üçlü işbirliğini güçlendirme hususundaki kararlılıklarını vurgulamışlardır. Ayrıca, son uluslararası ve bölgesel gelişmeleri ele almışlar ve Astana Sürecinin, Suriye krizinin barışçıl ve sürdürülebilir çözümündeki öncü rolüne vurgu yapmışlardır.

2. Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile Birleşmiş Milletler Şartı’nın amaç ve ilkelerine olan kuvvetli bağlılıklarını vurgulamışlardır. Bu ilkelere evrensel olarak saygı gösterilmesi ve kim tarafından yapılırsa yapılsın hiçbir eylemin sözkonusu ilkeleri zayıflatmaması gerektiğine işaret etmişlerdir. 

3. Terörün her tür ve biçimiyle mücadele etmek amacıyla birlikte çalışmaya devam etme kararlılıklarını dile getirmişlerdir. Sivil tesisleri hedef alan ve masum can kayıplarına neden olan saldırılar da dahil olmak üzere, Suriye'nin çeşitli bölgelerindeki terör örgütlerinin ve bunlarla iltisaklı farklı isimler altındaki grupların artan varlık ve faaliyetlerini kınamışlardır. Suriye'nin kuzeyi ile ilgili tüm düzenlemelerin eksiksiz bir şekilde uygulanması gerektiğinin altını çizmişlerdir.

 4. Gayrimeşru özyönetim teşebbüsleri dahil olmak üzere, terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişimi reddetmişler ve Suriye’nin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün yanısıra komşu ülkelerin milli güvenliğini tehdit eden sınır ötesi saldırılar ve sızmalar dahil olmak üzere ayrılıkçı gündemlere karşı durma kararlılıklarını vurgulamışlardır.  

 5. Suriye'nin kuzeyindeki durumu ele almışlar, bu bölgede kalıcı güvenlik ile istikrarın ancak ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğünün muhafazası temelinde sağlanabileceği hususunu vurgulamışlar, bu yöndeki çabalarını koordine etme hususunda mutabık kalmışlardır. Suriye'ye ait olması gereken petrol gelirlerinin yasadışı olarak ele geçirilmesine ve aktarılmasına karşı olduklarını ifade etmişlerdir. 

 6. Uluslararası insancıl hukuk uyarınca, sivillerin ve sivil altyapının korunmasını sağlarken, terör örgütleriyle bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler ve varlıkların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla aralarındaki süregiden işbirliğinin devam ettirilmesi hususundaki kararlılıklarını teyit etmişlerdir. 

 7. İdlip Gerginliği Azaltma Bölgesindeki durumu ayrıntılarıyla ele almışlar ve sahada sükunetin sağlanması için İdlip’le ilgili bütün anlaşmaların tam olarak uygulanması gerektiğinin altını çizmişlerdir. İdlip Gerginliği Azaltma bölgesinin içindeki ve dışındaki sivillere tehdit oluşturan terörist grupların varlığı ve terörist faaliyetleri konusunda ciddi endişelerini dile getirmişlerdir. İnsani durum da dahil olmak üzere, İdlip Gerginliği Azaltma bölgesi ve çevresindeki durumdaki normalleşmenin sürdürülebilir olmasını sağlamak için daha fazla çaba göstermek hususunda mutabık kalmışlardır.

 8. Suriye’deki insani durumdan duydukları derin endişeyi kaydetmişlerdir. Uluslararası hukuka, uluslararası insancıl hukuka ve BM Şartı’na aykırı tüm tek taraflı yaptırımları, ayrıca, belirli bölgelere yönelik muafiyetler uygulamak suretiyle ayrılıkçı gündemlere yarar sağlayacak ve ülkenin parçalanmasına yol açabilecek ayrımcı önlemleri reddetmişlerdir. Bu bağlamda, başta BM ve insani yardım kuruluşları ile diğer hükümet/hükümet dışı uluslararası kuruluşlar olmak üzere uluslararası topluma, ayrımcılık, siyasileştirme ve önkoşullar olmaksızın ve daha şeffaf bir şekilde tüm Suriyelilere yönelik yardımlarını arttırmaları çağrısında bulunmuşlardır.

 9. Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemeyeceğine ve ihtilafın yalnızca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı çerçevesinde, Birleşmiş Milletler’in kolaylaştırıcılığında, Suriyelilerin öncülüğü ve sahipliğinde bir siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğine dair inançlarını teyit etmişlerdir. Bu bağlamda, Astana garantörlerinin belirleyici katkılarının ve Soçi’deki Suriye Ulusal Diyalog Kongresinin kararlarının uygulanmasının sonucunda ortaya çıkan Anayasa Komitesinin önemli rolünün altını çizmişlerdir. Anayasa Komitesi’nin müteakip oturumlarının sürdürülebilir ve etkili çalışmasını sağlamak için Komite üyeleriyle ve kolaylaştırıcı olarak BM Genel Sekreteri'nin Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen ile sürekli etkileşimi desteklemeye hazır olduklarını yinelemişlerdir. Komite'nin anayasa reformu hazırlama ve halkın onayına sunma görevini yerine getirebilmesi ve çalışmalarında ilerleme kaydedebilmesi için çalışmalarında, Görev Tanımına ve Temel Usul Kurallarına riayet etmesi ve üyeler arasında mutabakat sağlanabilmesi için dış müdahale ve dışarıdan dayatılan zaman çizelgeleri olmaksızın uzlaşı ve yapıcı angajman anlayışıyla yönetilmesi gerektiğini ifade etmişlerdir. Anayasa Komitesinin faaliyetlerini herhangi bürokratik ve lojistik engel olmaksızın sürdürebilmesi gerektiğinin altını çizmişlerdir.

 10. Astana formatının ilgili Çalışma Grubu çerçevesinde tutukluların/kaçırılanların karşılıklı salıverilmesinin sürdürülmesi hususundaki kararlılıklarının altını çizmişlerdir. Çalışma Grubunun, Suriyeli taraflar arasında güven inşa  etmekteki etkisini ve gerekliliğini kanıtlayan özgün bir mekanizma olduğunun altını çizerek, tutukluların serbest bırakılması konusundaki çalışmalarını sürdürmeye, cenazelerin teslimi ve kayıp kişilerin kimliklerinin belirlenmesi konusundaki faaliyetlerini görev tanımına uygun olarak genişletme kararlılıklarını açıklamışlardır.

 11. Sığınmacıların ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin, geri dönme ve bu çerçevede desteklenme haklarını teminen, Suriye'deki asıl ikamet yerlerine güvenli ve gönüllü geri dönüşlerinin kolaylaştırılmasının gerekliliğinin altını çizmişlerdir. Bu bağlamda, uluslararası topluma, bu şahısların yeniden yerleşimleri ve günlük normal yaşamlarının tesis edilmesi için uygun katkılar sağlama ve yük paylaşımında daha fazla sorumluluk alma; bu meyanda, temel altyapının restorasyonu da dahil olmak üzere, özellikle su, elektrik, sanitasyon, sağlık, eğitim, tesisleri, okullar, hastaneler ile uluslararası insancıl hukuka uygun insani mayın faaliyetleri dahil erken toparlanma projeleri aracılığıyla Suriye'ye yönelik yardımları artırma çağrısında bulunmuşlardır.

 12. İsrail’in, sivil altyapı dahil Suriye’deki askeri saldırılarını kınamışlardır. Bu saldırıların, uluslararası hukuku, uluslararası insancıl hukuku ve Suriye’nin egemenliğini ihlal ettiğini değerlendirmişler; bölgeyi istikrarsızlaştırdığını ve gerginliği tırmandırdığını teslim etmişlerdir. İsrail'in bu bağlamda aldığı tüm karar ve önlemleri de geçersiz sayan ve bunların hiçbir hukuki etkisi olmadığını değerlendiren Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 242 ve 497 sayılı kararları başta gelmek üzere, Suriye Golanı’nın işgalini reddeden ilgili Birleşmiş Milletler kararlarının hükümleri dahil, evrensel olarak tanınan uluslararası hukuk kararlarına uyulması gerekliliğini teyid etmişlerdir.

 13. Suriye meselesine ek olarak, ortak siyasi ve ekonomik işbirliğini artırmak için farklı alanlardaki üçlü koordinasyonu güçlendirmeye yönelik isteklerini teyit etmişlerdir;

 14. Astana Formatında düzenlenen Suriye konulu Uluslararası Toplantının 19.sunun 2022 yılının sonuna kadar düzenlenmesini teminen temsilcilerini görevlendirmekte mutabık kalmışlardır;

 15. Bir sonraki Üçlü Zirveyi Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin’in daveti üzerine Rusya Federasyonu’nda gerçekleştirmekte mutabık kalmışlardır.

 16. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Tahran’da gerçekleştirilen Astana Formatında Üçlü Zirveye ev sahipliği yapmasından ötürü İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın İbrahim Reisi’ye samimi teşekkürlerini ifade etmişlerdir.

 

 

 

Kaynak: Haber Global TV

İran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan