Bahadır Yenişehirlioğlu: AK Parti olarak hedefimiz İstanbul'u almak

Buket Aydın AK Parti Gündem haberleri CHP Ekrem İmamoğlu İstanbul
Bahadır Yenişehirlioğlu: AK Parti olarak hedefimiz İstanbul'u almak

Buket Aydın ile Yüz Yüze programının bu haftaki konuğu, AK Parti Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Bahadır Yenişehirlioğlu oldu. "Biz tam kadro ve korkunç derecede heyecanla yerel seçimlere hazırlanıyoruz." diyen Yenişehirlioğlu, "Hedefimiz İstanbul'u almak" diye ekledi.

Haber Global ekranlarında canlı olarak yayınlanan Buket Aydın ile Yüz Yüze programının bu haftaki konuğu, AK Parti Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Bahadır Yenişehirlioğlu oldu. Yenişehirlioğlu, gündeme ilişkin kritik açıklamalarda bulundu. 

Yenişehirlioğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

SİYASETE NASIL GİRDİ?

-  Bazen bazı insanlarla aynı yüzyılda yaşamak, aynı atmosferi teneffüs etmek istersiniz. Recep Tayyip Erdoğan'ı çok değerli ve anlamlı buluyorum. Onun teklifini geri çevirmem mümkün değildi. Siyaseti değerli kılan şey içindeki insanlardır. İçinde bulunmayı önemli buluyorum. Yeni anayasayı yapma aşamasında bu yapıda bulunmayı çok kıymetli buluyorum.

"FARKLI SES ÇIKARANLARA HİÇBİR ZAMAN TAHAMMÜL GÖSTERMEDİLER"

- Toplumun parametrelerini bilmeyen veya kasıtlı olarak dışlayan, kendileri gibi düşünmeyen ve farklı ses çıkaranlara hiçbir zaman tahammül göstermediler. Onların değirmenine su taşıyorsanız o zaman bir sorun yok. Farklı sesliliğe tahammül gösterilmedi yıllarca, bir alan oluşturmuşlar ve o alanı korumak için çetin bir mücadeleye girmişler. Bu ülkenin örfü, dini, değerler manzumesi var. Ülkenin içerisinde beraber var oluyorsunuz. Söylemeye çalıştıkları "Konu sanat değil, siz hala anlamadınız mı?" diyorlar. Ben bu duruşa bir reddiyat geliştirdim. Türkiye'ye düşmanlık yapmak isteyenler, sanatı kullanırlar. Sanatın yapıcı olduğu kadar yıkıcı bir yönü vardır. Bunu yaparken tiyatrocu sinemacı kisvesi de kullanırlar. Sanatın tek düzlemde devam etmesine dair ciddi mahalle baskılarıyla karşılaştık. 

"SANATIN İÇİNDE KÜÇÜK BİR KABİLE DEVLETİ KURMUŞLAR"

- Kendini sanatçı olarak tanımlayan arkadaşlar sanatın içinde küçük bir kabile devleti kurmuşlar. Kendileri gibi insanlar dahil olduğu takdirde sanatçı olarak tanımlıyorlar. Yıllarca Atatürk'ün ekmeğini yediler ve üzerinden kendini var etmeye çalıştılar. Dizi ve sinema platformu, Atatürk dizisini yayınlamama kararı aldı. Bunun Ermeni diasporası tarafından baskı neticesinde yapıldığını biliyorlardı. "Sanatçı muhalif olmalıdır" diyen arkadaşlar neden kendi cüzdanları söz konusu olduğunda itiraz etmediler? 

"GERÇEK SANATÇILAR, KENDİLERİNİ VAR EDEN COĞRAFYAYI BİLİYORLAR"

- Düşmanlık besleyeceksiniz. Kendi insanınızı küçük göreceksiniz. Dinle hiç alakanız olmayacak. Bu ülkenin dini ile kavgalı olacaksınız. O zaman aydın ve çağdaş oluyorsunuz. Bu sanat dallarının tamamıyla empoze edilmiştir. Dünyada gerçek sanatçılara baktığınız zaman kendilerini var eden coğrafyayı biliyorlar. Bunun üzerine okuma gerçekleştirdikleri için onları değerli görüyoruz. İyi bir sinemacı, oyuncu, yazar olabilir ama size Fransa'da ödül takdim ediyorlar. O ülkenin nasıl can acıttığını, sömürdüğünü, Cezayir'deki kadınların ırzına geçtiğini orada söyleyebiliyorsan duruşunu ayakta alkışlarım. Kimi kime şikayet ediyorsun? Başka türlü ödüllendirilemezsiniz, reklam alamazsınız. Disney Channel'a laf edemezsiniz. 

- Bir sanatçı Cumhuriyet Halk Partisini destekleyebilir ama bunu yapınca bambaşka tanımlanıyorken AK Parti'ye destek verdiğinde yandaş olarak tanımlanıyor. Herkes istediği partiyi destekleyebilir. 

SANAT CAMİASINDA ATAMA TARTIŞMALARI

- Kabile devletinin içinden biri atansaydı hiçbir şey söylemezlerdi. Yıllarını sanata adamış, izlemekten keyif aldığımız biri tiyatroya atanınca kötü anılıyor. Gerçek sanatçılarla geçmişimizden feyz alarak sanatlarımızı ve vazifemizi icra edeceğiz. Ayrışmanın doğru olmadığını biliyoruz. Derdimiz ülkemizi daha ileriye taşımak. Var olan eksiklikleri nasıl düzeltebiliriz? Ayrıştırmak, bölmek, dışlamak değil. Dolayısıyla biz mahalle baskısı kurmuyoruz. 21 yıldır iktidarda olan Recep Tayyip Erdoğan'a her şeyi söylüyorsunuz hatta su götürdüğünüz depremzedeye laf ediyorsunuz. Oy almadığı Hatay'da AK Parti hastane yaptı. Oy kaygısı için yapmadı. 

"SALDIRABİLECEĞİNİZ EN KOLAY KULVAR SOSYAL MEDYA, KİMLİĞİNİZ YOK"

- Saldırabileceğiniz en kolay kulvar sosyal medya, kimliğiniz yok. Bot ve "fake" hesaplar var. Algı geliştirmeye çalışıyorlar, herkese saldırıyorlar. Düşüncenizi ifade edebilirsiniz ama hakarete varan birçok hesap var. Dış mihrakların da ortaya koyduğu hesaplar var. Bunların tek amacı fitne çıkarmak, düşmanlık tohumları ekmek. Kanunla bir çok insan cezalandırılıyor. Yapılması gereken budur.

"AİLE BİR KADIN VE ERKEKTEN OLUŞUR"

- Aile kurumunu kötü gösteremezsiniz. Aile bir kadın ve erkekten oluşur. Aile toplumun sigortasıdır. Güçlü ailelerin bir araya gelmesiyle toplum güçlenir. İnsanlar kendilerini farklı tanımlayabilirler. Bunun propagandasını yapamazsınız. Küçücük bir erkek çocuğun "kendi istiyor" diye cinsel kimliğini nasıl değiştirirsiniz? Bunu nasıl normalleştirirsiniz? Bunu özendiremezsiniz. Bu öyle küresel bir tehdit ki Rusya, Macaristan ve Güney Amerika ülkeleri propagandasını yasakladılar. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde anayasa çalışmamızda da çok açık bir şekilde belirtilecek: Aile bir kadın ve erkekten oluşur. Pedofili suç olmaktan nasıl çıkartılabilir? Pedofili suçtur. Çocukla yetişkinler nasıl bir araya gelebilir.

"ARTIK BİZE VESAYET ANAYASASIYLA İDARE EDİLMEK YAKIŞMIYOR"

- Uzun yıllar idam cezasıyla yargılanan ve 6 yılın sonunda "Senin hiçbir suçun yokmuş" diyerek beraat ettirilen bir ağabeyin kardeşiyim. Oğlu asılacak diye hastalanıp ölen bir babanın, kanser olmuş bir annenin evladıyım. Türkiye Yüzyılı'nda en önemli konu sivil anayasa olacak. Artık bize vesayet anayasasıyla idare edilmek yakışmıyor. Bu noktada çok hummalı çalışmalarımız var. 12 Eylül travmasını yaşamış bir adam olarak bir hesaplaşma, rövanş gibi görüyorum bunu. Elimizde zaten veriler var. Burada önemli olan herkes taşın altına elini koyacak, oturup konuşup bu sivil anayasayı oluşturacağız. Hala direttiler, hala olmuyor gerçekleşmedi; o zaman millete gideceğiz. CHP'nin sorun çıkartmamasını umuyoruz. 

"TAM KADRO VE KORKUNÇ DERECEDE HEYECANLA YEREL SEÇİMLERE HAZIRLANIYORUZ"

Bizim gündemimizde CHP yok, CHP'nin neler yaptığıyla da ilgilenmiyoruz. Biz tam kadro ve korkunç derecede heyecanla yerel seçimlere hazırlanıyoruz. Baktığınızda AK Parti'nin güven verdiğini görürsünüz. Alt yapısını çok güçlü bir AK Parti var karşınızda. Bizde bu hizmet yarışı olarak görülür. Zaten dünya lideri olarak gördüğümüz sayın Erdoğan'ın gücü İBB Başkanlığından gelmiyor mu? Biz belediyeciliği AK Parti olarak biliyoruz, seçmenler bunu görüyorlar. Tıkır tıkır işleyen bir sistemimiz var. Bunu başka partilerdeki gibi kavga dövüş olarak görüyor musunuz? Görünen köy kılavuz istemez.

"BİZİM HEDEFİMİZ İSTANBUL'U ALMAK"

- Geçtiğimiz seçimlerin hemen akabinde tek bir hedefimiz vardı: Yerel seçimler. Başka bir hedefimiz yoktu. Meclis tatile girdi ama biz deniz kenarında tatil yapmadık, seçmenle iç içeydik. İstanbul'da yaşayanlar şu anda İstanbul'u teneffüs ediyor, test ediyorlar. Burada yaşayanlar son derece zeki ve akıllı insanlar. Neyin doğru gidip gitmediğini tespit ediyorlar. Bu noktada en doğru sözü yine İstanbul seçmeni verecek. Siz istediğiniz kadar "En iyisi, en doğrusu benim" diyebilirsiniz. Ama bunu seçmen bilir. Bizim hedefimiz AK Parti olarak İstanbul'u almak. Tüm Türkiye'de böyle. Tüm belediyeler bizim hedefimiz. 

ERDOĞAN İLE OLAN FOTOĞRAFINA NEDEN "HÜNKARIM" YAZDI?

- Ben bir sanatçıyım. O dönemlerde siyasi kimliğim de yok. Davet almışım ve oraya gitmişim. Ben sayın Erdoğan'a sevgisini saklayan biri değilim. Evinde kaldım, evimde misafir ettim. Oğlumun isim babası, kızımın nikah şahidi. Özçekim yapmayı da seven biriyim. Beyefendi masaları tek tek ziyaret ediyordu, bir özçekim yapıp paylaştım. Sayın Cumhurbaşkanı ile özçekim yapınca yalaka, Kılıçdaroğlu ile yapınca bambaşka bir şey oluyorsunuz. Altında yazan yorumlar öyle enteresandı ki ona bir cevap vermem gerekiyordu. Ben de bir fotoğraf daha paylaşıp "Hünkarım" yazdım. 

- Siyaseten anlaşmayabiliriz ama karşılıklı hakaret içermeden tartışabiliriz. Biz yeşerten olmalıyız. Ben hayatım boyunca CHP'ye oy vermedim ama sayın Kılıçdaroğlu imza törenime geldiğinde kendisine saygıyla imzalı kitabımı verdim. O, ana muhalefet partisinin lideri. 

"BANA MECLİSTE TAHSİN PAŞA DİYORLAR"

- Tahsin Paşa karakterini yorumlamak inanılmaz keyifliydi benim için. Türk televizyonlarında yapılmış en önemli dizilerden biridir. Ben bunun karşılığını başka coğrafyalarda da aldım. Oralarda da Tahsin Paşa sevgisini ve karşılığını görüyorum. Bütün dünyada sevilen bir karaktere dönüştüğüm için çok mutluyum. Bana mecliste milletvekilim yerine Tahsin Paşa diyorlar. Artık dizilerde oynamam mümkün değil ama yazarlığım devam edecek. 

 

Kaynak: Haber Global TV

buket aydın ile yüz yüze