Avrupa'nın Suriye stratejisi, ABD çekilirse AB mi gelecek?
Almanya ve Fransa Dışişleri Bakanları Şam'a ziyarete giderken Avrupa Birliği'nin (AB) yeni Suriye stratejisi de şekillenmeye başlıyor. Birliğin ülkedeki önceliği mültecilerin dönüşü ve Kürtler olacak. Kulis bilgilerine göre yetkililer ABD askerleri bölgeden çekilirse ülkenin kuzeyine “diplomatik ve lojistik destek vermeyi” de değerlendiriyorlar.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barro, Alman meslektaşı Annalena Baerbock ile birlikte Suriye'nin başkenti Şam'a giderek temaslarda bulundu. Avrupa Birliği'ne (AB) yakınlığıyla bilinen EU Observer yayın organının Brüksel kulislerinden elde ettiği bilgilere göre AB'nin Şam'daki önceliği ülkenin kuzeyindeki Kürt bölgesinin güvenliği ve “resmi olarak tanınması.” Brüksel'deki planlamacılar ayrıca ABD'nin seçilmiş Başkanı Donald Trump'ın ABD askerlerini çekmesi durumunda bölgeye “diplomatik ve lojistik desek sunmayı” da seçenekleri arasında değerlendiriyor.
BEKLE GÖR POLİTİKASI
Altı uzman gazetecinin AB kulislerinden edindiği bilgilere göre Beşar Esad rejimi Suriye'de yalnızca Kürtler için değil; ülkenin tamamı için kanlı bir diktatörlüğü temsil ediyordu. Esad döneminde ülkede çok sayıda insan hakları ihlali, savaş suçu, toplu ölüm ve soykırım gerçekleştiğini düşünen AB yetkilileri, kimyasal saldırılar düzenlendiğine ilişkin kanıtlar olduğuna da inanıyorlar. AB kurumlarındaki izlenim Esad'ın Rusya'ya kaçmasıyla birlikte ülkede başta radikal akımların üyesi olan çok sayıda dinsel ve mezhepsel grubun iktidar için şimdilik demokratik bir mücadele verdiği yönünde. Ancak, Avrupalı yetkililer ülkede radikal grupların yeni hükümet ve siyasal düzende istediklerini alamazlarsa her an silahlı mücadeleye girişebileceği olasılığını da hesaba katıyorlar.
AB'NİN ÖNCELİĞİ KÜRTLER
Avrupalı yetkililere göre Esad rejimini deviren ve ülkede en büyük siyasi güç haline gelen HTŞ'nin radikal dini silahlı örgüt geçmişine sahip olması Avrupa'da “Şeriatı getirebilirler” tedirginliği yaratıyor. Avrupalıların en büyük kaygısı ise ülkenin kuzeyi ve kuzey doğusunda kendi otonom bölgelerini kurmuş olan Kürtler. AB yetkilileri Kürtlerin Esad sonrasını “Suriye merkezi hükümeti ile entegre, demokratik otonom/özerk yönetim kurmak için fırsat olarak” değerlendirdiklerini ancak Türkiye'nin ve Şam yönetiminin bu düşünceye şiddetle karşı çıktığını biliyorlar. Avrupa'da “Türkiye ve HTŞ Esad sonrası YPG'ye saldırılarını arttıracaktır” düşüncesi de hakim.
AB Mİ GELECEK?
AB planlamacıları gerek Avrupa Parlamentosu gerekse de Avrupa Komisyonu yetkililerini Kürt otonom bölgelerine destek verilmesi gerektiği yönünde uyarmış durumda. Brüksel kulislerinden yansıyan bilgilere göre, AB planlamacılarının yeni öneri seçenekleri AB'nin iki yönetim kademesine ve Avrupa ülkeleri hükümetlerine şu şekilde sunulmuş durumda: "ABD'de Donald Trump'ın Başkanlık koltuğuna oturmasının ardından bölgedeki Birleşik Devletler birlikleri çekilebilir. Bu gerçekleşirse AB, kırılgan durumdaki Kürt bölgelerine diplomatik ve lojistik destek vererek bu boşluğu doldurmalıdır. "
TERÖRİSTLERİ TANIYACAKLAR MI?
Planlamacıların olasılık tablosunda şu ifadelere de yer veriliyor: “Türkiye'ye, Suriye'nin kuzeyindeki askeri faaliyetlerini kısıtlaması için baskı yapılabilir. Suriye'deki radikal dini örgütlere karşı harekete geçilebilir. İsrail'in ülkedeki işgalci faaliyetlerini sonlandırması için baskı yapılmalı. Suriye'nin kuzeyi ve doğusundaki otonom yönetimler resmi olarak tanınabilir ve desteklenebilir."
"HTŞ'ye ve yeni Suriye geçici yönetimine Avrupa nezdinde tanınmanın ancak ülkedeki Kürtlerin otonom yönetimlerinin Şam'da tanınmasıyla gerçekleşebileceği resmi bir dille ifade edilmeli. Suriyeli mültecilerin geçici hükümet tarafından zorla Avrupa'ya sürülmesi ya da geri gönderilmesi uygulamalarına son verilmeli. Mevcut durum belirsizliklerle dolu ve Avrupa ülkeleri için kaotik bir süreç yaratıyor. En kötü senaryoda Avrupa yalnızca ülkelerinde ölüm cezası alma riski bulunan mültecileri geri almalı.”
Kaynak: Web Özel