AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten vahşi cinayetlerle ilgili açıklama: Cumhurbaşkanımızın net mesajı şudur...
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Çelik, İstanbul'da vahşice işlenen kadın cinayetleriyle ilgili olarak, "Cumhurbaşkanımızın net mesajı şudur. Kesinlikle cezasızlık algısına müsaade etmeyeceğiz. Eylemlerin cezasız kaldığına dair algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bundan dolayı fevkalade hassasız. Cumhurbaşkanımız açıklamalar yapacaklar" dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan AK Parti MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Çelik, son günlerce yaşanan vahşi kadın cinayetleriyle ilgili olarak, "Canımızı çok yakan bir takım şiddet olayları oldu. Kadın polisimiz şehit edildi. İki kadın cinayeti art arda işlendi. Son derece üzücü. Bugün de sayın Cumhurbaşkanımız MYK'daki açılış konuşmasında bu tabloya geniş yer ayırdı. Tecavüze uğrayan Sıla bebeğin de hayatını kaybettiğini öğrendik. Fevkalade üzgünüz. Siyasetin üstüne düşen görevler, infaz yasası düzenlemeleri olsun her zaman gözden geçirilecektir. Cumhurbaşkanımızın net mesajı şudur. Kesinlikle cezasızlık algısına müsaade etmeyeceğiz. Eylemlerin cezasız kaldığına dair algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bundan dolayı fevkalade hassasız. Cumhurbaşkanımız açıklamalar yapacaklar" dedi.
Çelik'in açıklamaları:
Batı toplumlarında insanlar sokaklarda, üniversite öğrencileri büyük bir insanlık cephesi oluşturmaya çalışıp Gazze'ye sahip çıkarken hükümetler tam tersi soykırımcı siyasete destek veriyorlar. Türkiye'nin de katıldığı bir süreci Güney Afrika başlattı. Tüm kararlar çerçevesinde bakıldığında UCM'nin ve diğer kurumlarının ortaya koyduğu tavrın arkasında eylem koyulamadığı için İsrail, UCM'yi de tehdit etti. Ortaya çıkan tablo, en son gelinen yerde, İsrail, BM Genel Sekreteri Guterres'i istenmeyen adam ilan etti. Bütün sistemi, insanlığa ait her değeri karşısına alan soykırımcı bir şebeke ile, katiller şebekesi ile karşı karşıyayız.
"AKDENİZ'İN HER TARAFINI SAVAŞ GEMİLERİYLE DOLDURDULAR"
Netanyahu'nun ilk cümlesi, bölgede haritaların değişimine imza atacağız şeklinde bir yaklaşımdı. O günden itibaren dedik ki, bölgesel savaşı artırarak, genişleterek Netanyahu hem kendisinin hukuktan kaçmasını sağlıyor hem de bütün bir bölgeyi ateşe atmaya çalışıyor dedik. Bu dönem içinde unutulmaz tablolardan bir tanesi Netanyahu'nun Amerikan Kongresi'ne giderek konuşması ve ayakta alkışlanmasıdır. Şimdiye kadar öldürülenlerin yüzde 70'i kadın ve çocuktur. Netanyahu'yu ayakta alkışladılar. Bu tablo birçok ülkede görüldü. Soykırımın yıl dönümünde herkes, birçok ülkenin devlet ve hükümet başkanı Netanyahu ile resim koyarak açıklama yapma ihtiyacı hissediyor. Akdeniz'in her tarafını savaş gemileriyle doldurdular. Akdeniz'de neredeyse balıkçı kayığının gezeceği yer kalmadı.
"İSRAİL, LÜBNAN'I YENİ BİR GAZZE YAPMAYA ÇALIŞIYOR"
İsrail'in kendini savunma hakkı var dedikçe İsrail Lübnan'a, Yemen'e, İran'a saldırıyor. İsrail, Lübnan'ı yeni bir Gazze yapmaya çalışıyor. Ülkeler buna karşılık verince Batılı ülkeler ayağa kalkıyorlar. İsrail'in egemenlik hakkını ihlal etmekle suçluyorlar. İran söz konusu olunca gereken karşılığı veririz diye Netanyahu'cu dille konuşuyorlar. Bu siyonist işgalcilik dünyanın neredeyse her tarafını işgal etmiştir. Türkiye gibi, Cumhurbaşkanımız gibi bu işgalciliğe karşı hakikatin sesini duyuran liderlere, ülkelere karşı da ortaya koydukları tavır tamamen bir yalan kampanyası üzerinden işlemektedir. İsrail'in kendini savunma hakkı var cümlesi artık egemen bir devletin kendisini savunma hakkı olan bir cümle olmaktan çıkmıştır.
"ULUSLARARASI HUKUKUN NAMUSU NETANYAHU HÜKÜMETİNİ YARGILAYIP YARGILAMAMAKTAN GEÇİYOR"
Lübnan'da insanlara 1 saat önce şu bölgeyi terk edin diyor, arkasından orayı bombalıyor. Egemen devlet olan Lübnan ordusuna 5 kilometre geri çekilin diyor. Suikast düzenleyerek insanları öldürmesi karşısında hiç kimse ses çıkarmıyor. Cumhurbaşkanımızdan yükselen ses ve birkaç ses dışında herkes sessiz kalıyor. Sivil cihazlar ilk defa bir ölümcül silah olarak kullanıldı. Çağrı cihazlarını, telsizlerini ölümcül silahlara dönüştürerek sivil iletişim araçlarını ölümcül silahlara dönüştürerek yeni bir suça imza atmıştır İsrail. Uluslararası hukukun namusu Netanyahu hükümetini yargılayıp yargılamamaktan geçmektedir.
Siyonist işgalciler Gazze'yi işgal edemediler ama uluslararası hukuka dönük işgal teşebbüsü devam ediyor. UCM'yi iş yapamaz hale dönük olarak siyonist işgalin hamleleri devam ediyor. Gazze'de soykırım suçu işliyorlar, bunun da hesabını verecekler. Gazze'yi işgal edemeyenler BMGK'yı birçok kere işgal ettiler. Birçok devlet kendi hükümetlerinin, halklarının aşağılanmasını sineye çekerek Akdeniz'e savaş gemisi göndermeye devam ediyor. Diplomasi ve İsrail'in bu işgalciliğini engelleyecek adımlara enerji harcansaydı şimdiye kadar bu kadar insan ölmemiş olacaktı.
"BÖLGESEL SAVAŞI DAHA DA GENİŞLETEBİLECEK BİR TABLO OLUŞUYOR"
Bölgesel savaş daha da genişleyebilecek bir tablo oluşuyor. Bunun ipucunu Netanyahu verdi. 'Lanetli olan bölge ve kutsal bölge' diye ikiye ayırdı. İran-Irak-Suriye-Yemen'in olduğu bölgeyi lanetli olarak işaretledi. Her tür insanlık dışı cürmü işleyecek hazırlıklarının olduğunu bir kere daha ifade etmiş oldu. Aslında başından beri ne yapacağını söylüyor ama güçlü aktörler bunu yumuşatmaya çalışıyor. İran'a saldıracağım diyor, destek vereceklerini söylüyorlar ardından nükleer tesislerini vurma diyorlar İsrail'e.
İSTANBUL'DA CANİDE İŞLENEN CİNAYETLER
Canımızı çok yakan bir takım şiddet olayları oldu. Kadın polisimiz şehit edildi. İki kadın cinayeti art arda işlendi. Son derece üzücü. Bugün de sayın Cumhurbaşkanımız MYK'daki açış konuşmasında bu tabloya geniş yer ayırdı. Tecavüze uğrayan Sıla bebeğin de hayatını kaybettiğini öğrendik. Fevkalade üzgünüz. Siyasetin üstüne düşen görevler, infaz yasası düzenlemeleri olsun her zaman gözden geçirilecektir. Cumhurbaşkanımızın net mesajı şudur. Kesinlikle cezasızlık algısına müsaade etmeyeceğiz. Eylemlerin cezasız kaldığına dair algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bundan dolayı fevkalade hassasız. Cumhurbaşkanımız açıklamalar yapacaklar.
Kadınlarımızın "rahatça sokakta yürüyemeyecek miyiz?" sitemlerini duymuyor değiliz. Kadına dönük şiddetin her alanda engellenmesi, canice eylemler söz konusu oluyor, bundan sonrasına dönük olarak ne gerekiyorsa sonuna kadar yapacağımızı ifade etmek istiyorum.
Sıla bebeği de kaybettik. Çocuklara dönük olarak da araştırma komisyonu kurulması için grubumuz Meclis'te bir girişimde bulunacak. Acı veren, dramatik olaylar yaşadık.
"OYUN SİTESİ ADI ALTINDA İSTİSMAR VAR, KANIM DONDU"
Adres vermeden, isim vermeden ifade edeyim. Son zamanlarda çocuk oyun siteleri çok gündeme geliyor. Ben gerçekten bu gündeme gelmesiyle birlikte daha ayrıntılı baktım bazı sitelere. Tam tabir burada geçerli, kanım dondu. Böyle bir istismar alanı nasıl serbest bırakılabilir. Çocuklarımızın korunması en asli vazifemiz. Yakın zamanda Tiktok var, onun kapatılmasıyla ilgili bir sürü ülkede bir şey oluyor. Brezilya Devlet Başkanı Lula bahis siteleriyle ilgili açıklama yapmıştı aile yapılarını çökerttiğine dair. Özgürlük alanı ile değerlerin korunması arasında denge kurulması lazım. Bu istismarlar özgürlüğü de tehdit etmektedir. Burada çalışmaya devam edeceğiz. Bunu kurumlarla da konuşmak lazım. Çocukları korumak konusunda çok kararlı ve acımasız olmalıyız.