Orta Doğu'yu sallayan patlama | Lübnan iki yıl sonra hala adalet arıyor...

Orta Doğu'yu sallayan patlama | Lübnan iki yıl sonra hala adalet arıyor...
4 Ağustos 2020'de yaşanan patlama sonrası Lübnan'ın silüetini değiştiren tahıl ambarı. Fotoğraf: Reuters

Beyrut Limanı'ndaki tahıl depolarının infilak etmesi Lübnan'da büyük bir travmaya sebep oldu. 200'ü aşkın insan patlamada hayatını kaybederken ortaya çıkan görüntüler bir nükleer saldırıyı andırıyordu. Aradan geçen iki yıldan sonra ailelerin adalet arayışı sürüyor.

Lübnan yaşam koşullarının çok zor olduğu bir ülke. Başkent Beyrut ‘Doğu’nun Paris’i’ tanımına ilk mahzar olan kent olurken, ülke siyasi ve ekonomik çalkantılar içinde gidip geliyor. Lübnan ekonomisi tamamen yabancılara bağımlı. Ülkede sık sık elektrik kesintileri yaşanıyor, vatandaşlar ekonomik koşulları protesto etmek için sokaklara dökülüyor. Siyasi kriz öyle bir seviyede ki Başbakan’ın istese de istifa edemediği bir ortam vardı. IMF ile yapılan anlaşmanın yanı sıra hükümet kaynak yaratmak için bir dönem WhatsApp’tan vergi almayı bile düşündü.

4 Ağustos 2020’de ise ülke felaketi yaşadı. Lübnan'a ait tahılın yüzde 85’inin depolandığı Beyrut Limanı'ndaki depolarda yaşanan patlamada 218 kişi hayatını kaybetti. Kentte inmedik cam, çerçeve kalmadı. 2 bin 750 ton amonyum nitrat patlamaya sebep olurken, depolarda yer alan diğer malzemeler felaketin boyutunu katladı. Hayatını kaybedenlerin yakınları hala sorumluların adalete teslim edilmemesinden şikayetçi.

Lübnan sivil kayıplara alışkın bir ülke, 1975-1990 yılları arasındaki iç savaşta 120 bin insan hayatını kaybetmiş, 1 milyon kişi ülkelerini terk etmeye zorlanmıştı. Savaş sonrasında 17 bin kişi hala kayıp.

YIKILANIN YERİNE AYNISI YAPILMIYOR

Tahıl deposunda yaşanan patlamanın ardından yeniden inşaat faaliyetleri başladı. Lübnan yıkım sonrası inşaatlara da alışık bir memleket. Şehir planlamacısı Soha Mneimeh, patlamaların izlerini halka unutturmak için, zarar gören yapıların aynısının olay mahallerine yeniden dikilmediği bilgisini veriyor.

2020 patlamasının ardından pek çok hasar tespit raporu tutuldu. Bu raporun sonuncusunu İsviçreli Ammann Mühendislik tutarken, şirket depoların kuzey cephesinin bir 10 yıl daha dayanamayacağını ve önümüzdeki aylarda yıkılmasını beklediklerini söyledi. 48 metrelik depo duvarları, büyük kazıklar ile desteklenerek ayakta duruyor. Hükümet enkazın kalan kısımlarını da yıkmak istiyor ancak yakınlarını kaybedenler adalet gelene kadar olay mahalline dokunulmaması gerektiği konusunda ısrarcı.

Orta Doğu'yu sallayan patlama | Lübnan iki yıl sonra hala adalet arıyor... - Resim : 1
Patlamada hayatını kaybeden kişiler Beyrut sokaklarında afişlerle anılıyor. Fotoğraf: Reuters

Yakınlarını kaybeden ailelerin avukatlığını üstlenen Ghida Frangieh, “Uluslararası standartlar, vefat edenlerin haklarını korumak adına olay mahallinin korunmasını öngörür” diyor.  Patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları aylarca alanı UNESCO Dünya Mirası listesine aldırmaya çalıştı. Kültür Bakanı Muhammed Vissam El-Mortada mart ayında alanın ülkenin kültür mirasına dahil edilmesine karar verdi.

İnfilak eden alanda babasının çalıştığını söyleyen Elie Hasrouty, “Gün geçtikçe soruşturmanın aksaması 4 Ağustos suçunun devamıdır” açıklamasında bulundu. Aileler sorumluların ortaya çıkarılması için oturma eylemleri yaptılar, sokak gösterileri düzenlediler seslerini medya aracılığı ile duyurmaya çalıştılar ancak meseleyi gündemde tutmakta zorlanıyorlar.

'ER VEYA GEÇ GERÇEK ORTAYA ÇIKACAK'

Ajvad Çaya’nın 30 yaşındaki oğlu Cevat patlama sırasında şehit düşen bir askerdi. Çaya suçlular adalete hesap verene kadar mücadelesini devam ettireceğini belirtirken, “Eğer biz küçük bir grup olsak bile seferber olmayı sürdüreceğiz. Er veya geç gerçek ortaya çıkacak” ifadelerini kullandı.

200’ü aşkın insanın hayatını kaybettiği davayı yürüten hakim Tarek Bitar Aralık 2021’de davadan alındı. Yargı kaynaklarına göre bu davayı görebilmesi için bir süre daha ‘eğitim almasına’ karar verildi. Dışişleri Bakanı Charbel Vehbe, patlamadan sonra yaptığı açıklamada, sorumluların birkaç gün içinde ortaya çıkarılacağını söylemişti.

Sorumlular adalete teslim edilmedikçe farklı siyasi görüşlerden insanlar kendi sorumlularını ortaya koyuyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nde araştırmacı olan Aya Majzoub, “Pek çok Lübnanlı soruşturmanın gömüleceğini düşünüyor. İnsanlar politik fikirlerine göre bir sorumlu arıyorlar” diye konuştu.

Bazı Lübnanlılar, Hizbullah’ın limanda etkili olduğunu ve patlamaya sebep olan yüksek miktarda amonyum nitratı ambarlarda tuttuklarına inanıyor. Başka bir görüşe göre ise limana ülkedeki Şii hareketini zayıflatmak için saldırı düzenlendi. Kimi Beyrutlular patlamadan sonra havada İsrail uçakları gördüklerini söylüyor.

Araştırmacı Aya Majzoub’e göre bu davanın çözülmesi Avrupa’nın da radarında. Lübnan Türkiye’den sonra en çok Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan (yaklaşık 1 milyon) ülke konumunda. Bu ülkede istikrarsızlığın devam etmesi bu mültecilerin Avrupa kıyılarına varmasına sebep olabilir.

Orta Doğu'yu sallayan patlama | Lübnan iki yıl sonra hala adalet arıyor... - Resim : 3

Patlamada sorumluluğu olduğu düşünülen Savaro isimli firmanın merkezi İngiltere’de gözüküyor. Hayatlarını kaybedenlerin yakınları bu şirketin gerçek kimliğinin ortaya çıkması için İngiliz makamlara başvuruda bulundu. Patlamaya sebep olan amonyum nitratı depolara bu şirkete kayıtlı bir gemi taşımıştı. İddialara göre, Esad rejimi ile bağlantısı olan bir isim bu şirketin üst düzey yetkilisi olabilir.

Lübnan'da yaşanan küçük kıyamet Orta Doğu'nun çözülemeyen pek çok sorunu arasında şimdiden yerini almış gibi gözüküyor.

Kaynaklar: Time, Le Monde, Haberglobal.com.tr

Kaynak: Web Özel