Bir tarafta Çin-Tayvan, bir tarafta Kim'in füzeleri | Japonya ne yapacak?
Bir tarafta Çin-Tayvan gerilimi, diğer tarafta Kuzey Kore'nin füze denemeleri... Japonya ise ordusunu güçlendirmek için kesenin ağzını açtı. Ülke, ABD'de olası bir yönetim değişikliği için de B planını hazırlıyor.
Asya-Pasifik bölgesinde sular ısınıyor. Kuzey Kore art arda füze denemelerini tekrar yapmaya başladı. Çin-Tayvan gerilimi ise bütün dünyanın malumu. ABD bölgedeki müttefikleri aracılığı ile coğrafyadaki etkinliğini artırmak istiyor.
Bölgede yaşanan bu gelişmeler Çin-Japonya arasındaki gerginliklerin de yeniden su yüzüne çıkmasına sebep oldu. Çin’in Tayvan’a olası bir askeri müdahalesi Japonya’ya da ciddi bir gözdağı vermek demek.
İki ülke yıllarca Doğu Asya’nın hakimiyeti için rakip olarak mücadele etti. Japonya, Çin’in bölgedeki askeri manevralarına karşı kendi ordusunu da diri tutmak için mücadele ediyor. Japonya Başbakanı Fumio Kishida, geçen haziran ayında, “Doğu Asya yeni Ukrayna olabilir” diyerek, Çin politikalarına kendi açısından dikkat çekiyordu.
TİCARET YOLLARININ GÜVENLİĞİ
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin bölgedeki gerginliği zirveye taşıyan Tayvan ziyaretinin ardından yapılan bir ankete göre; Japon kamuoyunun yüzde 90’ı Çin’in Tayvan’a saldıracağını düşünüyordu. Tayvan, Japonya için ticaret yollarının güvenliği anlamında da çok stratejik bir noktada.
Partinin başına tekrar seçilen Xi Jinping’in savunma alanında görev verdiği yeni isimlerin de bölgede sert bir siyaset izleyeceği yönünde yorumlar mevcut. İkinci Dünya Savaşı’nın sonundan bu yana Japonya ordusu ciddi bir askeri sınav vermek zorunda kalmadı.
Ülke 2027 yılına kadar askeri harcamalarını iki katına çıkarmayı planlıyor. Denizaltı yatırımlarını sıklaştıran ülke, ABD’den Tomahawk füzeleri alıyor. Çin’in bir diğer müttefiki Kuzey Kore’nin balistik füze denemeleri ise Japonya için ayrı bir tehlike unsuru.
KUZEY KORE'NİN FÜZELERİ
2017 yılında nükleer testlerini durduran Kuzey Kore'nin bu testlere yeniden başlayacağına dair öngörüler de mevcut. İlk nükleer denemesini 2006 yılında gerçekleştiren Kuzey Kore, 2003 yılında Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’ndan çekilmişti. Ülke, Nisan 2017'de ilk kıtalararası balistik füze testini başarıyla gerçekleştirmiş ve Eylül 2017'de de termonükleer silah testi olduğuna inanılan bir deneme hayata geçirmişti.
Trump döneminde ABD’nin bölgedeki politikalarını tahmin edilemez bulan Japonya, Hindistan’dan Avustralya’ya kadar farklı ülkelerle güvenlik anlaşmaları yapmanın yolunu aramıştı.
Japonya bir yandan savunma harcamalarını artırmak istiyor ancak İkinci Dünya Savaşı’nın ardından tarihin en büyük yıkımlarından birini gören ülkede kanunlar buna çok da izin vermiyor. Şu an ülkenin GSHY’sının yüzde 2’sine yakını savunma harcamaları için kullanılıyor.
TRUMP'A KARŞI B PLANI
Japonya’nın şu an içinde bulunduğu güvenlik riskleri ABD’ye de bu ülkedeki askeri varlığını artırması için alan açıyor. Yine de Japonlar, Trump’ın olası bir 2024 dönüşüne karşı ceplerinde bir B planı bulundurmak istiyor.
ABD’li diplomatik kaynakların aktardığı bilgilere göre; Japonya, ABD’nin Çin’i Tayvan üzerinden tahrik etmesinden de pek memnun değil. Çin her ne kadar ABD’nin global rakibi olsa da Japonya için çok daha yakın bir güvenlik meselesi anlamına gelebiliyor.
Avrupa-Atlantik İttifakı (AUKUS) ismi verilen oluşum ile ABD, Çin'in etrafını bir yay ile sarmış durumda. Japonya, Güney Kore, Tayland, Filipinler, Singapur ve Yeni Zelanda'nın da Batı ittifakında yer aldığı net bir şekilde ortada.
CIA Başkanı William Burns Çin ile ilgili olarak, “Giderek daha da düşmanca davranan Çin hükümeti, 21. yüzyılın en önemli jeopolitik tehdidini oluşturuyor” ifadelerini kullanmıştı.
FRANSA TEPKİLİ
Avustralya ve Birleşik Krallık ile AUKUS'u oluşturan ABD, Çin'in çevreleme politikasını olanca gücüyle sürdürüyor. Bu hamleyle adeta Hint-Pasifik'ten dışlanan Fransa ise bu hamleye oldukça bozulmuş durumda. Haliyle Fransa; ABD'nin NATO'ya Çin konusunda yaptığı baskıya dirençle ve şüpheci bir tavırla yaklaşanların başını çekiyor.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg “Toplu savunmamızı Çin'in yükselişi tehlikesine karşı olarak da güçlendirmemiz gerekiyor. Yoksa bu güvenliğimizi etkileyecek ki zaten şimdiden etkiliyor” ifadelerini kullanıyordu.
Kaynaklar: Bloomberg, Le Monde, Haberglobal.com.tr
Kaynak: Web Özel