AB'de yeni sayfa: Ayrı dünyaların insanları...

Avrupa siyasetinde 2022 yeni sayfaların açıldığı bir yıl olmaya aday. Almanya'da Angela Merkel 16 yıllık iktidarının ardından görevini Olaf Scholz'a devretti. Fransa'da ise 2022 seçim yılı olacak. Emmanuel Macron favori konumunda olsa da ülke yılın ikinci yarısına yeni bir liderle girebilir.

Ancak ne olursa olsun, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Kıta Avrupası'nda barışın kilit noktası olan Fransa ve Almanya ilişkileri yeni bir faza girdi. Scholz ilk ziyaretini Paris'e gerçekleştirirken Macron, Scholz'u "Sevgili Olaf" ifadesiyle karşıladı. Ancak iki lideri "ayrı dünyaların insanları" olarak görenler ağırlıkta...

Almanya açısından fotoğrafı şöyle çekelim: 2018-2021 yılları arasında Merkel'in yardımcılığını yapan ve aynı zamanda Maliye Bakanı koltuğunda oturan Scholz, Almanya Sosyal Demokrat Partisi'nin lideri. Merkel sonrası oluşan koalisyonda ise şu üç parti yer almakta:

Sosyal Demokrat Partisi, Hür Demokratik Parti ve Yeşiller...

Her geçen gün daha da fazla sağa kayan politikaları düşünülürse Macron'un bu koalisyonla yaşayacağı ilişki şimdiden merak konusu. Öte yandan ne olursa olsun Macron, ülkesindeki seçimi kazanacağını da öngörerek kendisini Merkel sonrası AB'nin yeni lideri olarak konumlandırmanın da peşinde.

Havada ırkçılık kokusu var... Fransa ve Macron sağa çekiyor!Dünya

Peki böyle bir ihtimal mümkün mü? 2002-2005 yılları arasında Paris Büyükelçiliği görevini yürüten Emekli Diplomat Uluç Özülker bunun pek mümkün olmayacağını ifade ediyor:

"2003'te dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'la Almanya Şansölyesi Gerhard Schröder bir pazarlığa oturdular. Chirac, Schröder'in karşısında 'Burada yapılacak tek şey var; Almanya'yla Fransa eşittir. Dolayısıyla Almanya ne alıyorsa Fransa'ya da ona vereceğiz' dedi. Schröder ise söz aldı ve 'Mesele bu değil; Almanya hem nüfusuyla hem gücüyle hem de buradaki liderliğiyle bir numaradır da iki numara kim olacak diye bir görüşme yapsanız daha iyi olur' diye konuştu."

Özülker şöyle devam ediyor:

"Fransa'nın bütün derdi 'Almanya kaçıp giderse ben yakalayamam ve dolayısıyla bu bana zarar verir' düşüncesi... Bu zararı görmemek için de Almanya'yı hem kontrol etmek hem de aynı zamanda onunla yakın durmak esastır. Ama Fransa'nın ne yaptığı Almanya'nın pek umurunda değil.

Mesela Merkel, Lyon'da AB açmaza girmiş ve çözülmenin eşiğine gelmişken 12 maddelik bir mali işbirliği modeli ortaya attı. Önce itiraz ettiler ancak hepsi kabul etti. Bugün uygulanmakta olan bu sistem baştan aşağı Merkel'in 12 tane maddesidir."

Aslında Merkel iktidarında ikili ortak hareket edebilmeyi bir şekilde başarmıştı. Ülkesinde AB destekçilerinin lideri konumunu da kaybetmek istemeyen Macron 2022 Avrupa Birliği Konseyi Fransa Başkanlığı toplantısında hedeflerini açıklarken pandemi sürecinde AB'nin başarılarına da vurgu yaptı.

Covid-19 sürecinde 750 milyar Euro'luk iyileşme planı, aşı programını AB olarak yürütme ve aşıları da birlikte satın alma gibi kararların başarısına vurgu yapan Macron, "Daha güçlü, daha egemen, daha birlikte bir Avrupa'nın, Fransa için de iyi olduğunu gösterdik" ifadelerini kullandı.

Özülker bu çıkışı da yorumlarken "Macron 'Güçlü bir şekilde yeniden iktidara gelirsem, liderliğe oynayabilirim. Tecrübemle, çevremde uynadırmış olduğum duygularla, bu işin altından kalkabileceğimi inandırabilirim etrafı' diye bir düşünceye sahip" diyor ve ekliyor:

"Yapabilir mi? Şahsi kanaatim yaptırmazlar yönünde. Zira Almanya oradaki liderliği bıraktığı gün Avrupa Birliği bitecektir."

Emekli Büyükelçi Almanya'da hükümetin zorlanacağının da altını çiziyor. "Almanya'da Scholz'ün zayıf olduğu düşüncesindeler" diyen Özülker şöyle devam ediyor:

"Koalisyon çok güçlü değil... Yeşiller ve Liberalleri bir araya getiriyorsunuz ve üç benzemezden bir el çıkmaya kalkıyor. Mümkün değil. Haliyle zorlanacaklar."

Macron ve Scholz, AB fonları noktasında aynı fikirde Paris İklim Anlaşması'nda da aynı sayfadalar ancak geri kalan başlıklarda durum kritik.

• Göçmen politikaları Almanya'da seçim sürecinde başı çeken konulardan değildi ancak Fransa'da tartışmaların tam göbeğinde...
• Enerji ve askeri savunma noktasında Fransa'nın nükleer bağımlılığı aşikar. Almanya'nın ise vazgeçtiği nükleere geri dönmeyeceği düşünülüyor.
• Fransa ayrıca askeri açıdan bağımsız bir Avrupa görüşünü savunurken Berlin bu düşüncenin ütopik olduğu görüşünde. Almanya ise NATO vurgusu yapıyor.

metin.aktasoglu@haberglobal.com.tr

*Ek Kaynaklar: Die Welt, Le Monde

Kaynak: Web Özel