ABD'de başkan adayları kampanyalarını nasıl finanse ediyor?

AJANS BİZİM
ABD donald trump
ABD'de başkan adayları kampanyalarını nasıl finanse ediyor?

ABD’de Başkanlık kampanyaları için yüz milyonlarca dolar harcanıyor. Son yıllarda bu çılgın finansman yarışı tamamen çığırından çıktı. Peki, ABD'de başkan adayları kampanyalarını nasıl finanse ediyor?

Amerikan kampanyalarının finansmanı hakkında bilgi veren OpenSecrets web sitesine göre, 2020 Başkanlık kampanyası, tüm adaylar birlikte ele alındığında, 2016'daki 2,9 milyar dolara kıyasla 6,5 milyar dolara mal oldu.

Bu yılki kampanya, şimdiden Amerikan tarihinin en pahalı kampanyası olacağa benziyor. ABD’de seçim kampanyalarının finansmanını denetleyen Federal Seçim Komisyonuna (FEC) göre, 1 Eylül itibariyle harcamalar bir milyar doları aşmış durumda.

KAMALA HARRIS BAŞI ÇEKİYOR

Halihazırda Demokrat Kamala Harris başı çekiyor. Kamala Harris ekibi, 25 Ağustos Pazar günü, kampanyanın başladığı 21 Temmuz'dan bu yana yarım milyar dolardan fazla bağış topladığını açıkladı. Joe Biden'ın Başkan yardımcısı lehine çekilmesi, bir milyon yeni bağışçıyı harekete geçirerek bağış miktarını artırdı.

Adayların kendilerini finanse etmek için iki yolu var: özel bağışlar ve Federal Seçim Komisyonu tarafından tahsis edilen kamu fonları.

Ancak pratikte bu finansman yöntemi son on beş yılda çok az kullanıldı çünkü çok kısıtlayıcı: adaylar partileri tarafından aday gösterildikten sonra özel bağışlardan vazgeçmek zorundalar!

Daha fazla para toplamak için özel bağışlardan vazgeçerek insanların kampanya yapma şeklini değiştiren kişi 2008 yılında Barack Obama olmuştu. Yine 2008'de aday olan John McCain, kampanyası için kamu fonlarına başvuran son adaydı.

HER ZAMAN ŞEFFAF OLMAYAN DESTEK

Günümüzün Başkan adayları özel fonları kullanmayı tercih ediyor. Kişisel servetlerini kullanabilirler, ancak herkes Donald Trump olmadığı için (kampanyalarını gittikçe daha az kendisi finanse ediyor), özel bağışlara güvenmek zorundalar.

Bunlar, bireylerden ya da şirketlerden gelen doğrudan bağışlar olabilir. Ancak bunlar 3 bin 300 dolar ile sınırlıdır. ABD'de Siyasi Eylem Komiteleri (PAC) olarak bilinen ve bir adayı desteklemek için fon toplamak üzere özel olarak kurulmuş kuruluşlar aracılığıyla da para toplanabilir. Ancak burada da bağışlar yılda beş bin dolarla sınırlandırılmış durumda.

SUPER-PAC

Bu sınırlamaları aşmak için süper-PAC'lar kuruldu. Onları özel kılan şey, resmî olarak partilerden ve adaylardan bağımsız olmalarıdır. Kısacası, kampanyalarının bir aday ya da parti ile koordine edilmemesi gerekiyor. Ancak pratikte bu, o kadar da açık değil. Örneğin, adayların eski danışmanları tarafından yönetilen süper-PAC'lar görüldü.

Her halükârda, bu yasal bağımsızlık, onlara daha fazla özgürlük sağlıyor. Örneğin, rakiplerini kötüleyen reklamların arkasında onlar var ve bu reklamlarda neredeyse her şey serbest!

Biden adaylıktan çekilir çekilmez, Cumhuriyetçi, Donald Trump yanlısı ana süper-PAC olan “Make America Great Again Inc”, Kamala Harris'e saldıran ve onu örneğin Joe Biden'ın sağlık sorunlarını örtbas etmekle suçlayan bir klip yayınladı.

Hepsinden önemlisi, 2010 yılında Citizen United - FEC davasından bu yana, süper PAC'lerin alabileceği bağış miktarı sınırsızdır. Atlantik ötesinde söylendiği gibi “sınır gökyüzüdür”.

Tek kısıtlama, bağışların kamuya açık olması gerekliliğidir. Ancak gerçekte, bir dizi şema sayesinde bağışların kaynağı çoğu zaman takip edilemez.

KİM, KİMİ DESTEKLİYOR?

Katkılar, Demokratları destekleyen işçi sendikası Liuna ya da Cumhuriyetçileri destekleyen güçlü silah lobisi National Rifle Association (NRA) gibi kâr amacı gütmeyen kuruluşlar aracılığıyla aktarılabiliyor ve bu kuruluşlar fonlarının kaynağını açıklamak zorunda değiller. Ve daha sonra parayı bir süper-PAC'a aktarabilirler.

Sonuçta, asıl fonların arkasında kimin olduğunu bilmek zordur ve bu da örneğin Rusya'dan gelen dış müdahale korkularını artırmaktadır. Bazı soruşturmalar, 2020 yılında bir milyar doların şeffaf olmayan fonlardan geldiğini tahmin ediyor.

Üstelik bu sözde bağımsız harcamalar, son on yılda patlamış durumda. Jean Jaurès Vakfı tarafından yayınlanan bir makaleye göre, toplanan fonlar, 2010 yılında toplam harcamaların sadece yüzde 4'ünü temsil ederken, 2022 yılında yüzde 23'ünü oluşturdu.

Trump yanlısı bir kampanya olan Make America Great Again Inc, tek başına 125 milyon dolarla açık ara en çok harcama yapan süper-PAC. Bu paranın bir kısmı Trump'ın ön seçimlerdeki pek çok Cumhuriyetçi rakibiyle mücadelesine gitti.

Başkan Yardımcısı Kamala Harris'e desteklerini erteleyen birinci ve ikinci en büyük Demokrat süper-PAC'ler Future Forward ve American Bridge 21st Century, 15 Ağustos itibariyle başkanlık yarışı için toplam 74,7 milyon dolar harcadı.

50 BÜYÜK BAĞIŞÇIDAN 1.5 MİLYAR DOLAR

Amerikan Ulusal Seçim Araştırmasına göre, Amerikalıların yaklaşık yüzde 18'i, 2020 Başkanlık kampanyası sırasında bir adaya veya partiye para verdi. Bazıları ise, diğerlerinden çok daha fazla bağışta bulunuyor: bunlar büyük bağışçılar olarak adlandırılan, gelecekteki potansiyel seçilmiş yetkili üzerinde bir dereceye kadar siyasî etki sağlamayı uman varlıklı bireyler.

OpenSecrets'a göre, finans sektöründeki faaliyetleri ve seçim kampanyalarına malî katılımıyla tanınan yatırımcı Timothy Mellon, Donald Trump'ın kampanyasına en büyük katkıyı yapan kişi.

Demokratlar tarafında ise New York'un eski belediye başkanı ve kendi adını taşıyan finansal yazılım ve medya şirketinin kurucusu Michael Bloomberg yer alıyor.

Washington Post tarafından yapılan bir analize göre, bu seçim döngüsünde en büyük 50 bağışçı kampanyaya 1,5 milyar dolar aktardı.

Bu artan etki, bir avuç milyardere büyük bir güç veriyor. Bu etkinin bir işareti de şu: 12 Temmuz'da New York Times, büyük bir süper PAC'ın bağışçılarının, Joe Biden havlu atmayı reddettiği sürece 90 milyon dolarlık bağışı dondurmaya karar verdiklerini ortaya çıkardı.

EN BÜYÜK BAĞIŞÇI

Açık ara en büyük bağışçı, finans sektörüdür. Bu sektör 2022 yılında fonların neredeyse üçte ikisini temsil ediyordu. Bunu lobiler ve sendikalar takip ediyor. Demokrat adaylar büyük ölçüde teknoloji ve medya dünyası tarafından tercih edilirken, Cumhuriyetçiler büyük ölçüde tarım ve sanayi gibi sektörler tarafından destekleniyor.

Ağustos sonunda 57 milyon dolardan fazla para toplayıp sadece 53 milyon dolar harcayarak adaylıktan çekilen Robert Kennedy Jr'ın fonlarına ne olacak? Elbette bu fonların kişisel amaçlar için kullanılması kesinlikle yasaktır.

Öte yandan, adaylar parayı gelecekteki bir kampanya için saklayabilirler. Ayrıca Cumhuriyetçi adayın arkasında toplandığı için fonları Donald Trump'a ya da onu destekleyen bir gruba aktarabilir, bir hayır kurumuna bağışlayabilir ya da hatta bağışçılarına geri ödeme yapabilir.

Fon akışı, kesinlikle kamuoyunun coşkusunu yansıtan olumlu bir dinamiğin işaretidir. Örneğin Kamala Harris'in kampanya yöneticisi, ağustos sonunda Demokrat Parti kurultayı haftasında kaydedilen bağışların “üçte birinin” ilk kez bağış yapanlardan geldiğini belirtti. Bir adayın gücünü kanıtladığı ölçüde para akışı kartopu etkisi yaratabiliyor.

Ancak fon akışı, zaferi garantilemek için yeterli değildir. Hillary Clinton, 2016'da rakibi Donald Trump'ın neredeyse iki katı kadar para toplamıştı ama bu, onun seçimi kaybetmesini engelleyemedi.