Önüne geçilemiyor! "Kahretsin" dedirten görüntüler

İstanbul İstanbul boğazı Gündem haberleri Yaşam Haberleri ÖZEL HABERLER Çevre kirliliği Sağlık Sağlık Haberleri İBB İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı
Önüne geçilemiyor! "Kahretsin" dedirten görüntüler

İstanbul Boğazındaki kirliliğin önüne geçilemiyor. Kıyıları çöplüğe döndüren vandalların yanı sıra denizanası istilası da endişelere neden oluyor. Uzmanlar, mayıs ayından itibaren olası müsilaj riskine dikkat çekerken, İstanbul'un incisi göz göre göre yok oluyor!

İstanbul'da duyarsız vatandaşların neden olduğu kirlilik sorunu bitmek bilmiyor. Geçtiğimiz Aralık ayından bu yana İstanbul Boğazında yansıyan kirlilik ve denizanası sorununa çare bulunamazken, kıyılardan yansıyan görüntüler ise çevrecileri isyan ettiriyor. İstanbul Boğazı'nda tüm uyarı ve yaptığımız haberlere rağmen denizanası istilası devam ederken, Kuruçeşme sahilinden İstinye'ye uzanan kıyı bandındaki görüntülerin ne zaman son bulacağı  bilinmiyor. Özellikle Kuruçeşme ve Arnavutköy kıyılarından yansıyan görüntüleri yorumlayan uzmanlar ise hem plankton saysındaki artış hem de balık türlerindeki azalmanın denizanası patlamasına yol açtığının altını çiziyor.

Önüne geçilemiyor! "Kahretsin" dedirten görüntüler - Resim : 1
Bu görüntüler Boğaz'ın Avrupa kıyılarından eksik olmuyor. Fotoğraf: Mert İnan

AĞIR YAPTIRIM ŞART

Beşiktaş, Ortaköy, Kuruçeşme, Arnavutköy, Bebek, Aşiyan, İstinye hattında oluşan kirliliğin önlenmesi için çevreyi kirletenlere ağır yaptırımlar uygulanması gerektiği vurgulanırken, İBB'ye ait deniz yüzeyi temizleme teknelerinin de yetersiz kaldığı da belirtiliyor. Kuruçeşme'de konuştuğumuz bir tur teknesi sahibi, deniz temizleme araçlarının kıyılara uğramadığından şikayet ederken, Boğaz'da 24 saat çöp ve denizanası temizliği gerektiğini dile getiriyor.

TÜRLER ÖLÜYOR

Özellikle Rumeli Hisarı'ndan Beşiktaş'a uzanan kıyı şeridinde pet şişe, plastik bardak, yiyecek kutuları, ambalajlar görülürken, kirliliğin en yoğun olduğu bölge ise Aşiyan-Kuruçeşme arasındaki kıyı bandında ortaya çıkıyor. Boğaz’ın müdavimi sayılan olta balıkçıları da manzaradan şikayet ediyor. Kış dönemi sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesinden dolayı balık kıtlığı yaşandığını söyleyen oltacılar, çinekop, lüfer, palamut gibi türlerde ciddi azalma olduğunu, bu durumun denizanası artışını tetiklediğine dikkat çekiyorlar.

Önüne geçilemiyor! "Kahretsin" dedirten görüntüler - Resim : 2
Kıyı bandındaki görüntüler kirliliğin boyutunu ortaya koyuyor: Fotoğraf: Mert İnan

EN BÜYÜK SORUN

Bandırma 17 Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı ise denizanası patlamasının endişe verici görüntülere yol açtığını belirtirken, şu uyarıları sıralıyor: "Denizanaları bir yerde çoğalıyorsa, bunun iki nedeni vardır. Birincisi ortam kirlenmiş, azot, fosfor oranı yükselmiştir. Bu durumda plankton artar ve planktonla beslenen denizanaları da hızla ürer. Diğer sebep ise denizanası popülasyonunu kontrol eden, deniz canlılarının azalmasıdır. Denizanaları ile beslenen canlıların azalması en büyük büyük sorundur."

İNSAN KAYNAKLI  

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici de İstanbul Boğazı'ndaki denizanası işgalinin yakın gelecek daha büyük çevre sorunlarına yol açacağının altını çizerek, şunları söyledi: "Plastik atıklar ve çöp kirliliği maalesef bilinçsiz insan davranışlarından kaynaklanıyor. Denizanası patlaması ise sudaki ekolojik döngünün bozulması ile alakalı. Besin zincirine ortak balık türleri yok olunca deniz anaları ortama hakim olmaya başlar. Azot ve fosfor yoğun olunca müsilaj için de uygun ortam gelişir. Kıyı dolguları, mendirek, dalgakıran, yat limanları gibi eklemlenmiş yapılar planktonların büyümesi için ideal ortamı hazırlıyor."

Önüne geçilemiyor! "Kahretsin" dedirten görüntüler - Resim : 3
Uzmanlara göre; mayıs ayından itibaren müsilaj görülme riski bulunuyor: Fotoğraf: Mert İnan

YILLARCA YOK OLMUYOR 

İTÜ Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan İnce de ,“İstanbul’un deniz ve kara eko-sisteminde ciddi çöp kirliliği yaşandığını dile getiren isimlerden: "Ortaya çıkan manzara insan kaynaklı sorumsuzluğun tablosu" diyen Prof. Dr. İnce, "Etrafa saçılan plastik malzemeler, pet şişeler, ambalaj kağıtları, tahtalar, maalesef toplum bilincimizin göstergesi. Denize atılan plastik çöpler yüzyıllar boyunca erimediği gibi eko-sisteme zarar veriyor. Plastik atıklardaki kimyasallar çözündükçe mikroplastikler suya karışarak deniz canlılarının bünyesine geçiyor" dedi.

[email protected] 

Kaynak: Web Özel