'Kıyamet alameti' diyerek açıklamıştı! Mücevher sektörü alarm veriyor
Mücevher ihracatında yüzde 30’larda bir düşüş olduğunu belirten ve "Kıyamet alameti" olarak değerlendiren Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Yakın, sektöre ilişkin acil olarak çözüm bulunması konusunda uyarılarda bulundu.
Mücevher ihracatında yüzde 30’larda bir düşüş olduğunu belirten Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Yakın, “Makasın 6 bin USD olarak sürekli yukarı çıkması sektör için artık kıyamet alametidir” dedi.
Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Yakın haberglobal.com.tr'den Şifa Kaymak'a mücevher sektöründeki son gelişmeleri değerlendirdi.
MÜCEVHER İHRACATINDA SERT DÜŞÜŞ
Yakın konuyla ilgili olarak "Mücevher ihracatımızın yükselmesi ve gelişmesi için yıllardır çok etkili çalışmalar yaptık. Ekonomi yönetiminin de destekleriyle, özellikle Ticaret Bakanlığımızın destekleriyle alım heyeti rekorları kırdık. Dünyanın en büyük üçüncü, Avrupa ve Ortadoğu’nun ise en büyük fuarı olan İstanbul’daki fuarımıza ilgi daha da büyüyor. Dünyadaki büyük fuarlar küçülürken biz büyüyoruz. Ancak böyle bir trendde cari açığı azaltmak isterken bu kez de Türkiye’de en yüksek katma değerli ihracata imza atan sektörümüz feda ediliyor. Uluslararası fuarlara katılımda yine çok etkili ulusal katılım gösterdik ve hatta dünyanın en büyük fuarlarında en büyük milli pavilyon Türk pavilyonu oldu. ABD LAs Vegas, Hong Kong, İtalya gibi ihtisas fuarlarında 100’den fazla mücevher firmamız katıldı. Türkiye ekonomisindeki gelişmelerin sektörümüzü de etkilemesi kaçınılmaz. Ekonomi yönetimimiz cari açığı dengeleyebilmek amacıyla bazı önlemler alınca ister istemez mücevher üreticisi ve ihracatçısı da bundan olumsuz etkilendi. Bu noktada sürekli ekonomi yönetimimizle temasta olduk. Kendileri de sağ olsunlar bizleri dinlediler. Her aşamada yeni adımlar atarak sorunları çözmek yolunda çaba harcadık. Altın ithalatından kaynaklanan cari açığı kapatmak için altına kota getirilince bu kez gr da 6 dolar, kg’da 6 bin dolara varan bir makas oluştu. Bu da altın kaçakçılığı yapanlar için fırsat oldu. Resmi olarak altın ithalatı düştü ama kaçak girişler patladı. Uyarılarımız üzerine operasyonlarda tonlarca altın yakalandı, yakalanmaya da devam ediyor. Burada zaten biz her aşamada ekonomi yönetimimizle çok verimli bir işbirliği içindeyiz, ihracatçımızın dünya çapındaki rakipleriyle aynı koşullarda altına, gümüşe, değerli taşlara erişimi zorunludur. Altını, gümüşü rakiplerimizle aynı koşullarda alabildiğimiz ölçüde ihracatımızı artırmaya ve dünya pazarındaki payımızı yükseltmeye devam edeceğiz. İthalatın önünce ihracatçı için hiçbir engel kalmaması gerekir." dedi.
MÜCEVHER İHRACATINDA ALTIN FİYATLARININ ETKİSİ
Burak Yakın Türkiye'nin dünya pazarındaki yerine değinerek şunları söyledi:
Mücevherin ana hammaddesi altın ve gümüştür. Zira Türk mücevher sektörünün gerek iç Pazar gerekse dış pazarda en rekabetçi olduğu ürün altından ve gümüşten mamul takılardır. Dolayısıyla altın/gümüş gibi emtia fiyatlarındaki değişim doğal olarak bu ürünlerin üretimini ve maliyetini doğrudan etkiler. Şöyle düşünün, ham petrol fiyatlarının artması ya da azalması benzin/mazot ve diğer türevlerin maliyetini nasıl etkiliyorsa altın da mücevherin maliyetini öyle etkiler.
İtalya ve Çin’deki rakiplerimizle aynı fiyatlarla almamız lazım. Tabi yükselen enerji ve işçilik maliyetleri de mücevher üreticilerini etkiliyor elbette. Üretici için elektrik, gaz, işçilik ücretleri, diğer sarf malzemeleri gibi pek çok gider kalemini de düşününce sektör çok büyük bir zararla karşı karşıya. Mücevher sektöründe asgari ücret uygulanmaz mesela, çalışanlar için asgari ücretin çok üzerinde rakamlar ödenir. Sektörün gelişimi planlandığı gibi giderse kısa sürede 100 bin yeni personel alınması öngörülüyor. Avrupa ile Orta Doğu’nun en büyük mücevher fuarını yapan Türk mücevher sektörünün önü açık, Nisan fuarında binden fazla yabancı alıcı ile rekor kırmak istiyoruz. Yastık altına giden altın için ihracatçıya ceza kesilmemesi lazım. İç Pazar ile ihracatçıyı ayırmak lazım.
Burada bazı durumlar da çelişki yaratıyor. Bir yandan altına kota koyulurken, diğer yandan da yüzde 4 Merkez Bankası destekli bankalar yüzde 16 faiz veriyor. Yani bir kg altına 160 gr altın faiz olarak veriliyor.
ALTIN İTHALATINA GETİRİLEN KOTA, MÜCEVHER ÜRETİCİLERİNİ NASIL ETKİLEDİ?
Yakın, Bankaların yastık altındaki altını çekmek için altın hesaplarına yüzde 16 faiz vermesinin iç talebi etkilediğini belirterek "Türkiye altın ticareti anlamında bir kavşak noktası. Dolayısıyla her tür altın alım satımı yapılıyor. İster külçe ister takı ister mücevher ister hurda altın olarak sürekli bir alışveriş vardır. Dünyanın en güçlü mücevher endüstrilerinden birisidir Türk mücevher sektörü. Montür endüstrimiz ise küresel ölçekte rakipsiz. Dünya çapında rekabetçi olan sektörümüz altın temin ederken uluslararası fiyatlardan alamadığı ve son dönemde kg’da 6 bin dolara varan farklarla altın alabildiği için kalite açısından rakipsiz olsa da fiyat olarak rekabetçi fiyatlar veremedik. Rakiplerimiz 1 kg altını 68 bin Dolara alırken biz 74 bin Dolara alabilir hale geldik. Böyle olunca da zaten gr’da 3-5 Dolar işçilikle mal satan sektörümüz fuarlarda müşterilerine fiyat veremez hale geldi. Zira makas sektörün ürettiği katma değerin üzerindedir. Burada kaçakçılar kazanmakta sektör zarar etmektedir. Rekabetçi fiyat versek zarar ediyoruz, 6 bin dolarlık makası eklersek bu sefer de müşteriye fiyat yüksek geldi. Zira tek maliyet unsuru altın, gümüş değil… İşçilik ve enerji başta olmak üzere pek çok maliyet unsuru da var Bankaların yastık altındaki altını çekmek için altın hesaplarına yüzde 16 faiz vermesi burada iç talebi etkiliyor. Darphane’nin çift vardiya yaparak ziynet altını için çalışması yine süreçte etkili… Bankalar yüzde 16 ile altın toplayıp Darphane de altını toplayınca, bir de kota nedeniyle arz talebi karşılamayınca altın daha da değerlendi. Öyle olunca da üreticiler kepenk kapatma noktasına geldi. Ekonomi yönetimiyle yapılan görüşmelerde bazı geçici önlemler alınmaya çalışıldı ama bunlar sonuç vermedi, asıl etkili çözüm kotanın kaldırılmasıdır." söyledi.
İHRACATÇI NEDEN YURT DIŞINA KAÇIYOR?
Sektörün zarar ettiğini belirten Yakın sözlerine şöyle devam etti:
Geçtiğimiz dönemlerde Türkiye çok ciddi avantajlarına ek olarak bir de ihracatçılara vergi avantajını ekleyince başta Dubai olmak üzere pek çok ülkeden yatırımcı geldi… Bugün Kuyumcukent başta olmak üzere üretim kampüslerinde yüzlerce yabancı yatırımcı var. Şimdi bu gelenler tabi küresel fiyatlarla altın alamayınca zarar etmeye başladılar. Gramda 3-4-5 Dolar işçilikle mal satanlar var. Bunlar nasıl 6 dolar farkla altın alsınlar? Sorunun çözümünden umudunu kesenler de rekabetçi fiyatlardan altın alabilecekleri Dubai, Suudi Arabistan, İtalya, Mısır gibi ülkelere doğru hareket etmeye başladılar. Bazı Türk yatırımcıları da rekabetçiliklerini koruyabilmek için yurt dışında şirketler kurdu ve bir kısmı oradan ihracat başladı. İstikrarlı bir ortam da önemli burada. Akşam yatıyoruz sabah kalkıyoruz bir genelge, firmaların kendilerini regüle etmelerine bile fırsat verilmeyen bir ortamda ihracatçı nasıl dursun?
Bize gerekli olan istikrar, Türkiye’nin Pazar payını kapmak için bekleyen en büyük rakibimiz İtalya; Ortadoğu’da üretici olabilmek için arayış içinde olan Ürdün, Mısır için fırsat yarattık. Suudi Arabistan’ın yatırımcıları çekmek için verdikleri teşvikler ortada. Kısa süre önce İtalya’dan aldığımız sıralamadaki yerimizi İtalya’ya yeniden kaptırıyoruz. İtalya’da fabrikalar yeniden hareketlendi, Dubai’den gelen yatırımcılar geri dönüyor, Mısır yine fabrikalar için cazip.