Kırık kalplerin uğrak noktası Türkiye'de depremle tanışan bir İspanyol gazetecinin şaşkınlığı: Şehrin sakinlerinin tamamen normal yaşadığı bir gerçek

Deprem İzmir İstanbul İspanya
Kırık kalplerin uğrak noktası Türkiye'de depremle tanışan bir İspanyol gazetecinin şaşkınlığı: Şehrin sakinlerinin tamamen normal yaşadığı bir gerçek

Mallorca'dan Türkiye'ye tatile gelen 4 haftadır ülkemizde olan İspanyol gazeteci Marina J. Ramos, şu ana kadar yaşadıklarını ve şaşkınlıklarını yazdı.

Ultimahora'ya deneyimlerini yazan Ramos, Antalya'da gezginlerle dolaştığını, Pamukkale'de yamaş paraşütü yaptığını belirtirken en büyük hayal kırıklığını İzmir'de yaşamış.

İLETİŞİM KURULAMAYAN RUSLAR VE ASYALILAR

İzmir için "Büyük bir şehir ama bana tuhaf ve boş geliyor. Onca deneyimden, dostluklardan sonra şimdi kendimi çok yalnız buluyorum. Kaldığım pansiyondaki insanlar farklı. Önceden barlara gidip şarkı söylemek isteyen mutlu gençlerin olduğu pansiyonlarda bu şehirde iletişim kurmanın imkansız olduğu Ruslar ve Asyalılar var" diye yazdı.

İZMİR'DE YAŞADIĞI HAYAL KIRIKLIĞI

Bu yine Ramos'u vazgeçirmemiş. İzmir'de de yeni arkadaşlar edinmiş. Onlardan biri pansiyonda gönüllü çalışan Rosie. 2020 yılında bisiklet tutkunu erkek arkadaşıyla tanıştıktan sonra Avrupa'dan birlikte bisikletle Türkiye'ye gelmişler.

TÜRKİYE'YE UĞRAYAN KIRIK KALPLERİN HİKAYELERİ

Bir diğeri ise Güney Koreli bir adam. 20 ila 30 yaşları arasında. Ramos onunla da konuşmaya çalışmış. Güney Koreli turist Türkiye'ye aşkı için gelmiş. Uzak mesafede ilişkileri kötüye gidince onu geri kazanmak için kendini Türkiye'de bulmuş ancak anlattığına göre işler iyi gitmiyor. Oldukça depresif görünüyor ve mutfakta erişte yerken kimseyle konuşmuyor. 12 gün daha buradaymış.

Kalp kırıklığı yaşayan bir başka kişi ise gönüllü bir genç İtalyan. Ziraat ve Edebiyat okuduktan sonra seyahate çıkmış. Organik çiftlikler ve meyve bahçeleriyle ilgili projelere katılmaya çalışmış. Yunanistan'da kendisiyle aynı idealler sahip genç bir kadınla tanışan genç İtalyanımız, genç kızın bağımsızlığından vazgeçmek istememesi nedeniyle ayrılmak zorunda kalmış. Birbirlerine mükemmel uyduklarını düşünüyor. İtalya'ya dönmeden önce bir kez daha Yunanistan'a gidip şansını bir daha deneyecek.

Gelelim Almanya'dan gelip Türkiye'de belgesel çeken diğer pansiyonere. İstanbul'dan biriyle tanışmış, beraber belgeseli çekmişler. Ancak bir süre sonra sürtüşmeler başlamış. Onu "küçük bir çocuk" gibi davrandığı için terk etmiş.

DEPREMLE TANIŞMASI

İspanyol gazeteci Ramos, İzmir'de bir depreme yakalanmış ve Türkiye'deki deprem gerçeğiyle de tanışmış:

"Sabah 8'de deprem olmuş, uyuyordum ve fark etmedim. Akşam Alman belgeselciyle konuşurken bana İstanbul'da er ya da geç beklenen büyük depremden bahsetti. Uzmanlar depremin büyüklüğünün en az 7 olacağını tahmin ediyor. Geçen güneydeki depremde 50 binden fazla kişi ölmüştü, hemen hemen aynı büyüklükte. Muazzam sismik stres onlarca yıldır birikmiş ve önümüzdeki 30 yıl içinde deprem olması bekleniyor. Yüzyılın en önemli felaketlerindin biri olacağı tahmin ediliyor. İstanbul, 20 milyona yakın nüfusu, gökdelenleri, yüksek binalarıyla Avrupa'nın en kalabalık şehri. Bu bilim kurgu niteliğinde bir tahmin değil. Bu, bilinen ve şehrin sakinlerinin tamamen normal bir şekilde yaşadığı bir gerçek."

TSUNAMİ TABELASI ONU DEHŞETE DÜŞÜRMÜŞ

Ramos işlerin ne kadar ciddi olduğunu İstanbul'da arkadaşı Carlos'la dolaşırken fark etmiş. Tsunami durumunda nereye kaçılacağı konusunda bilgi veren bir tabela görmüşler. Bu onu çok korkutmuş.

Alman belgeselci de İstanbul'daki sevgilisinden "Deprem olursa 30 saniyen var" uyarısı almış. Ramos, şehrin insanlarının böyle büyük bir felaketi bu derece normalleştirmelerini şaşkınlıkla karşılamış.