Kediler şizofren yapar mı?
Kedi sahibi olmak ile şizofreni arasında gizemli bir bağ bulunduğu iddiaları tartışma yarattı. Queensland Ruh Sağlığı Araştırmaları Merkezi'nden psikiyatrist John McGrath öncülüğünde yapılan araştırmada kedi sahibi olmanın şizofreniye yol açabileceği öne sürülürken, bu görüşler tepki yarattı.
Hayvan severlerin tüylerini diken diken edecek tartışmanın fitilinin ateşini Psikiyatrist Uzmanı John McGrath ateşlendi. Avustralyalı araştırmacılar, aralarında ABD ve Birleşik Krallık'ın da yer aldığı 11 ülkeden son 44 yılda yayımlanmış 17 çalışmanın analizini gerçekleştirirken, kedi sahibi olmanın şizofreniyle ilişkili bozukluklara yol açabileceği öne sürüldü. 'Queensland Ruh Sağlığı Araştırmaları Merkezi'nden psikiyatrist John McGrath öncülüğünde yapılan araştırma sonrası ortaya atılan iddialar hem tepki yarattı, hem de tartışmaları körükledi. Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hakan Türkçapar ise "Araştırma bulguları çelişkili. Çünkü ortada bir neden-sonuç ilişkisi olduğunu düşünmüyorum" bilgisini paylaşırken, "Şizofreni, daha çok yalnız insanlarda görülür. Ama bu kişiler yalnız oldukları için değil, şizofreni rahatsızlığı nedeniyle yalnızlığı tercih ettikleri içindir" diye konuştu.
KANITA DAYALI DEĞİL
Prof. Dr. Tükçapar, herhangi bir hayvanın şizofreni rahatsızlığının gelişmesine neden olduğuna dair bilimsel bir bilgi olmadığını söylerken, "Bunun için nedensel bir ilişki olması gerek. Ortaya atılan iddiaların nedensellik ilkesi çerçevesinde kanıtlanması gerekir" ifadelerini kullandı.
SADECE GENETİK DEĞİL
Prof. Dr. Türkçapar, şizofreninin genetik yatkınlığın yanı sıra, doğum öncesi beyinde yaşanan bazı olumsuzluklardan kaynaklandığını dile getirirken, şunları söyledi: "Annenin enfeksiyon geçirmesi, doğum sırasında olabilecek yine beyni etkileyebilecek bir takım olumsuz olaylar, ergenlik döneminde stres ile birlikte o yatkınlık kendisini şizofreni veya psikoz şeklinde açığa çıkarıyor. Yani tek nedenli değil, tek başına genetik denemez. Genetik ve çevresel etkenlerin de rol oynadığı bir rahatsızlıktır."
BİR BEYİN HASTALIĞIDIR
Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Arif Verimli ise iddiaların temelinde toksoplazma paraziti olduğuna değinirken, "Ancak sebep-sonuç arasındaki ilişkiyi açıklamanız gerekir. Bunları biliyorsanız bu bilimseldir. Bunun dışındaki çalışmaları bilimsel kabul etme şansımız yok. Şizofreni bir beyin hastalığıdır" dedi.
İDDİA YENİ DEĞİL!
Öte yandan kedi sahibi olmanın şizofreni riski taşıyabileceği iddiası, 1995’te yapılan bir çalışmayla ilk kez öne sürülmüş ve çalışmada bu kedilerde görülen "Toksoplazma gondii" adlı bir parazite dayandırılmıştı. Bu parazitin, az pişmiş et ya da kirli su yoluyla bulaştığı ve çoğunlukla zararsız olduğu bilinmekte. Ancak bugüne kadar yapılan araştırmalar, karışık sonuçlar ortaya koydu. Zihinsel bozukluğu olan ve olmayan kişilerle yapılan bir başka araştırmada ise bazı psikolojik rahatsızlıkları olanlarla kedi ısırıkları arasında bir bağlantı olduğu öne sürülmüş, bu ilişkiden Pasteurella multocida gibi diğer patojenlerin sorumlu olabileceği iddia edilmişti.
SAÇMALIK
Ortaya atılan son iddiaya ilişkin konuştuğumuz İstanbul Şizofreni Derneği kurucusu Gülseren Koçer de söz konusu araştırmanın saçma olduğunu belirtirken, "Kedi, köpek ve hayvanlar aslında şizofreni tanısı almış insanların duygu ve ruh dünyalarına iyi katkılar yapar. John McGrath öncülüğünde yapılan araştırmanın kanıta dayalı bir araştırma olmadığı ortada. Bu tür iddialar hem hayvanlara, hem de insanlara haksızlık" diye konuştu.
Kaynak: Web Özel