Ömer Çelik'ten İsrail-Filistin değerlendirmesi: Türkiye'nin ve Cumhurbaşkanımızın tarafı bellidir
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İsrail-Filistin cephesinde yaşanan gelişmeleri, canlı yayında değerlendirdi. İsrail'in saldırılarını "Modern tarihin en uzun süreli işgali" şeklinde nitelendiren Çelik, "Türkiye'nin ve Cumhurbaşkanımızın tarafı bellidir" diye ekledi.
Son dakika haberine göre AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, canlı yayında kritik açıklamalar yaptı.
Gündeminde İsrail-Hamas savaşı ve Gazze'deki hastane saldırı olan Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:
3 günlük yas ilanı
- Bu kayıp aynı zamanda bizim kaybımızdır, insanlığın kaybıdır. Cumhurbaşkanımız tarafından 3 günlük yas ilan edilecektir. Bu saldırıyı bir kez daha lanetliyoruz.
"Çifte standart" eleştirisi
- İlk andan itibaren barış perspektifini güçlü bir şekilde ortaya koyup ve savunan yegane lider Cumhurbaşkanı Erdoğan olmuştur. ABD'nin ilk yaptığı bölgeye savaş ve uçak gemileri göndermek olmuştur. Şimdiye kadar batılı devletlerden barış için bir siyasi performans görülmemiştir. Batı ülkelerinde Filistin bayrağının bile suç unsuru haline getirilmeye çalışılması, insan hakları unsurlarının nasıl çifte standartla yürütüldüğünü göstermektedir. Uygulamalar Filistinli yazarların imza günlerinin iptaline kadar varmıştır.
"Basiretsizlik, öngörüsüzlük"
- ABD Dışişleri Bakanı Blinken'ın İsrail ziyaretinde "Burada aynı zamanda bir Yahudi olarak bulunuyorum" şeklindeki açıklamaları, diplomatik açıdan kapasitenin olmadığının, basiretsizliğin ve doğuracağı sonuçlar karşısında öngörüsünün olmadığının göstergesi olmuştur.
"İsrail'in kendini savunma hakkı, çocukları, kadınları, sivilleri yok etme hakkı mıdır?"
- Özellikle batılı ülkeler bu konuda "İsrail'in kendisini savunma hakkı var" mottosunu kullanıyor. Kuşkusuz her ülkenin hukuk çerçevesinde kendini savunma hakkı var ama bunu diyenlerin Gazzelilerin yaşam hakkını yok edecek noktaya varmaması konusunda bir uyarıları yok. O nedenle hastaneyi bombalayarak kadınları, çocukları öldürüyor. İsrail'in kendini savunma hakkı, çocukları, kadınları, sivilleri yok etme hakkı mıdır? "Hastaneyi Hamas bombaladı" iddiaları dezenformasyondur. Bu saldırıya sessiz kalanlar, insanlık dışı eylemlerin parçası olarak anılacaklardır. Uluslararası kurumlar sadece seyirci konumundadır. Bu kurumların iflasın eşiğine geldiği görülmüştür. Netanyahu daha olay tazeyken "Bölge haritasını değiştireceğiz" dedi. Bu ne anlama geliyor? Demek ki savunmadan değil, bölgeyi daha büyük bir ateşe atacak planların hayata geçirilmesinden bahsediyor. Başka ne manası olabilir?
"Türkiye'nin ve Cumhurbaşkanımızın tarafı bellidir"
- Şu anda düşünülmesi gereken kara harekatıyla daha çok katliama seyirci kalmak değil, hem Filistinli, hem İsrailli çocukların rahat uyumasını sağlayacak politik perspektif ortaya çıkarmaktır. Birileri Erdoğan ve Türkiye tarafını seçsin diyor. Kimsenin bize taraf seçtirip tercih dayatmaya yetecek gücü yoktur. Türkiye Cumhuriyeti egemen bir devlet olarak kendi kararlarını kendisi verir. Türkiye'nin, Cumhurbaşkanımızın tarafı bellidir: İnsanlık, hakkaniyetli çözüm, adil barış.
"Diplomatik misyonlara dönük fiziki saldırılar asla kabul edilemez"
- Türkiye'nin bir güven devleti olduğunu, güvenli bir devlet olduğunu hiçbir zaman unutmamak gerekiyor. Bazen "Türkiye şöyle yapsa, böyle yapsa" diye vatandaşlarımızın tavsiyesi oluyor, tabii ki bunları takip edip değerlendiriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız geleceği düşünen bir diplomasi yürütmektedir. Vatandaşlarımız güvenlik güçlerimize yardımcı olmalı. Ülkemizdeki bütün konsolosluk ve büyükelçilikler ülkemizin güvenilirliği altında misafirimizdir, buraların fiziki bir saldırıyla hedef alınmaması gerekir. İlgili yerlerde elbette protestolar yapılacaktır. Ama diplomatik misyonlara dönük fiziki saldırılar asla kabul edilemez.
"Modern tarihin en uzun süreli işgali"
- Herkesin Gazze'ye dönük kara harekatına karşı çıkması gerekir. Gazze'yi insansız bir toprağa çevirme stratejisi, Gazzelilerin Mısır'a sürülmesi gibi bir yaklaşım asla kabul edilemez. Bu, vahim sonuçlara yol açacaktır. Modern tarihin en uzun süreli işgalidir. Bölge ülkelerinin garantör olmasından başka çare yoktur. Burada bir sürü hesap var. Esas olan şey bu işgalin sona ermesidir. İsrail'in Gazze'yi insansız bir toprak haline getirme yaklaşımına karşıyız. Bu sadece vahşet doğurur. İnsanlara "Burayı terk edin, terk etmezseniz öldürürüm" diyorlar. Terk etmeye çalışan insanları da öldürüyorlar. İnsanlar hastaneye sığınıyor, İsrail orayı da vuruyor. İsrail'in bu insanlara ölümden başka seçenek sunması söz konusu mudur? Değildir. Bazı prestijli basın organları, Nazi bülteni gibi yayın propagandası yapmaktadır.
"Cumhuriyet kutlamalarının ertelenmesi söz konusu olmaz"
- Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılını tabii ki anacağız. Cumhuriyet kutlamalarının ertelenmesi gibi bir şey söz konusu olmaz. İçinde bulunduğumuz insanlık trajedisinin hassasiyetlerine göre ayarlıyoruz. Acımız, üzüntümüz var. Bütün bu olanlara baktığımızda görülmüştür ki, iyi ki insanlığın vicdanı olarak, barışın temsilcisi olarak Türkiye Cumhuriyeti var. Cumhuriyetimizin 100. yılını şanla, şerefle anacağız.
İsrail ile normalleşme süreci nasıl ilerleyecek?
- Normalleşme süreci destek verip, bölge çıkarları açısından da özen gösterdiğimiz bir süreçtir. Şimdi önce İsrail'in normalleşmesi ve ateşkesin sağlanması gerekiyor. Sürece ondan sonrasında bakılır. Türkiye antisemitizmin olduğu bir ülke değil. İsrail'in vahşi eylemlerine nasıl karşıysak antisemitizme de karşıyız.
Türkiye Gazze'de sahra hastanesi kuracak mı?
- Refah Sınır Kapısı'nın yanında sahra hastanesi kurulabilir. Türkiye her türlü insani yardıma hazırdır.
Kaynak: Haber Global TV