Ölüme terk edilen hayatlar, organ bağışında sınıfta kaldık
Türkiye'de 25 bin 246 hasta böbrek, 2 bin 650 hasta karaciğer ve bin 477 hasta da kalp nakli bekliyor. Akciğer ve ince bağırsak gibi diğer organların nakilleri için bekleyen hastalar da eklendiğinde bu sayı 33 bin 498'e çıkıyor. Buna rağmen, yılda sadece 300 kişi organ bağışçısı oluyor.
Sağlık Bakanlığı’nın Ekim 2024 verilerine göre; ülke genelinde 25 bin 246 hasta böbrek, 2 bin 650 hasta karaciğer ve bin 477 hasta kalp nakli bekliyor. Akciğer ve ince bağırsak gibi diğer organ nakilleri için bekleyen hastalar da listeye eklendiğinde bu sayı 33 bin 498'e çıkıyor. Bakanlığın son 12 yıllık verilerine göre, beyin ölümü gerçekleşen 23 bini aşkın kişiden sadece yüzde 23’ü organ bağışında bulunurken, 2018 yılından bu yana yıllık bağışçı sayısının sadece 300 olarak kayıtlara geçmesi dikkat çekiyor. Uzmanlar, Türkiye'nin, organ bağışında Avrupa ülkelerinin çok gerisinde bulunduğunu vurguluyor. Öyle ki, Avrupa’da organ nakli sayısı milyonda yüzde 25 olarak saptanırken, Türkiye’deki rakam ise ancak yüzde 7.2 seviyesinde bulunuyor. En fazla gönüllü bağış alan iller sıralamasında İzmir başı çekerken, İstanbul ikinci sırada yer alıyor.
KADAVRA BAĞIŞÇISI YOK!
Mevcut tabloyu değerlendiren Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hamdi Karakayalı ise bekleme listelerindeki ölüm oranları da göz önüne alındığında, bu kişilerin hayata tutunmalarının tek yolunun organ bağışı olduğunu belirtirken, şunları söyledi: "Kadavra bağışının son derece düşük olması nedeniyle organ nakillerinin çoğunun canlı vericilerden yapılıyor. 2024 yılı esas alındığında ülkemizde böbrek ve karaciğer nakillerinin yüzde 90’ı canlı vericilerden yapıldı."
"Organ bağışının az olmasının nedenlerinden birisi de yetersiz bilgi. Beyin ölümü, yaşayan kişi tıbben ölü kabul ediliyor ve diğer organları yoğun bakımdaki makine desteğiyle sadece kısa bir süre canlı tutulabiliyor. Organ nakli de ancak bu sürede yapılabiliyor. 18 yaşını dolduran fiziksel ve akıl sağlığı yerinde olan herkes organ bağışçısı olabilir Ancak beyin ölümünde aile onayı gerekiyor."
YAŞAMALARI İÇİN GEREKLİ
Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Servet Karagül de organ bağışçı sayısının azlığına dikkat çekerken, “Karaciğer, böbrek, kalp gibi organlar hayati öneme sahiptir ve istenilen görevi yapamadığı durumda ancak organ nakli ile hastanın hayata tutunması sağlanabilir. Organ bağışı, bu tip hastalarda sağlığa kavuşmanın tek yolu. Örneğin son evre karaciğer yetmezliği olan bir hasta ancak karaciğer nakli ile sağlıklı günlere geri dönebilir. Maalesef bağışçı sayısında istediğimiz noktada değiliz" dedi.
ETİK KURUL İNCELİYOR
Sağlıklı kişilerin hayattayken de organ bağışı yapabileceğini ifade eden Karagül, “Örneğin karaciğerinin bir kısmını ya da bir böbreğini bir akrabasına bağışlayabilir. Ülkemizde dördüncü dereceye kadar akrabalık durumu olan hasta için organ bağışçısı olunabilmektedir. Eğer böyle bir akrabalık durumu yoksa o zaman organ bağışına karar vermek için belirlenmiş bir etik kurul inceleme yapar. İnceleme sonucunda onay alınırsa, bağış kabul edilebilir” diye konuştu.
TEK ÇARE İLİK NAKLİ
Dr. Toluy Özgümüş (İç Hastalıkları Uzmanı)
"Kemik iliği nakli; hastalıklı kemik iliğinin sağlıklı bir donörün kemik iliğiyle değiştirilmesini içerir. Donör, bir aile üyesi ya da uyumlu bir bağışçı olabilir. Uygun bir bağışçı bulunamadığında hayat kurtarıcı bu işlemin yapılması mümkün olmamaktadır. Çoğu hasta için bu tedavinin yerini tutabilecek alternatif bir tedavi bulunmamaktadır. Kemik iliği bağışçısı olmanın genç sağlıklı bireylerde sağlığa herhangi bir zararı bulunmamakta, alınan kemik iliği hücreleri vücut tarafından bir hafta ile bir ay arasında tamamen yenilenmektedir."
Kaynak: Web Özel