İranlı akademisyenin duygulandıran hikayesi! Yaşanmış bir olaydan esinlenen Terminal filmi İstanbul'da gerçekleşti!

Alınan bilgiye göre, Kanada'nın Toronto şehrinde yaşamını sürdüren Kaviani, oturum süresi dolduğu için ülkesi İran'a gitti. Burada Kanada vizesi için yaptığı başvurusu reddedilen Kaviani, ocak ayında Gürbulak Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yaptı. Kaviani'nin Ankara'da Kanada için yaptığı vize başvurusu da kabul edilmedi.

Bunun üzerine İstanbul Havalimanı'na gelen Kaviani, vizesi olmadığı için Kanada'ya gidemedi. Bir ayı aşkın süredir İstanbul Havalimanı'nda kalan Shiva Kaviani, ülkesi İran'a da geri dönmek istemedi.

İstanbul Havalimanı çalışanlarının yardımcı olduğu ve giden yolcu katındaki kontuar bölgesinde kalan Kaviani, valizini ve çantasını da havalimanındaki bagaj taşıma aracıyla yanında gezdirdi.

Tıp üzerine kitapları ve akademik çalışmaları bulunan Kaviani, giden yolcu katındaki sandalyelerde ve koltuklarda uyudu.

Basın mensuplarının kendisiyle röportaj yapma talebini kabul etmeyen Shiva Kaviani'nin, hakkında çıkan haberler üzerine İstanbul Havalimanı'ndan ayrıldığı öğrenildi.

AKILLARA TERMİNAL FİLMİ GELDİ

İranlı akademisyen Dr. Shiva Kaviani'nin yaşadığı bu durum ünlü Terminal filmini akıllara getirdi.

Steven Spielberg'in İranlı sığınmacı Mehran Karimi Nasseri'den esinlenerek çektiği, başrolde Tom Hanks'in oynadığı politik komedi olan Terminal filmi, Doğu Avrupa'daki Krakozya adlı bir ülkeden New York'a gelen Viktor Navorski'nin (Tom Hanks) öyküsünü anlatıyor. 

18 yıl boyunca Paris Charles de Gaulle Havalimanı'nda yaşayan İranlı sığınmacı Mehran Karimi Nasseri'nin gerçek hikayesinin anlatığı filmde, Amerika yolundayken ülkesinde askeri darbe olması üzerine Viktor, New York'un JFK Uluslararası Havaalimanı'nda mahsur kalır. Pasaportu artık geçersiz olduğu için ABD'ye girme hakkını yitirmiş durumdadır. Ülkesindeki savaş bitinceye kadar havalimanı terminalinin transit yolcular salonunda beklemek zorundadır. Zamanla havaalanı görevlileri ile dost olur ve hatta bir hostesle (Catherina Zeta-Jones) arasında duygusal bir bağ gelişir. Havaalanının Güvenlik müdürü Frank Dixon (Stanley Tucci) Viktor'un varlığını bir türlü kontrol edemediği bürokratik bir facia olarak görür ve bu sorundan bir an önce kurtulmanın çaresini bulmaya çalışır. Viktor'un Amerika'ya gelme amacı ise babasının bir zamanlar çok sevdiği Amerikalı bir müzik grubundan aldığı imzalı fotolardan eksik olanı tamamlamaktır. O sanatçıyı bulup imzalatmak için yolculuğa çıkmıştır.

70 yıldır demir bir kafeste yaşıyordu, 78 yaşında hayatını kaybettiDünya