Şeytani plan tutar mı? Kanla çizilen 'lanet'-'kutsal' hattı
Filistin'de katliamlar yapan İsrail yönünü Lübnan'a çevirirken, soykırımcı Netanyahu'nun BM'deki konuşmasında çizdiği "Lanet" ve "Kutsal" hattı tartışılıyor. İran, Irak ve Suriye'yi "lanet ülkeler" kategorisine alan Netanyahu, daha önce İbrahim Anlaşmaları yaptığı Arap monarşilerine ise havuç uzatıyor. Uluslararası ilişkiler uzmanları Arap rejimlerinin bu anlaşmalara sadık kalacağını söylüyor.
Gazze'de insanlık suçlarına imza atan İsrail lideri Binyamin Netanyahu'nun geçen 27 Eylül'de BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma sırasında kürsüde gösterdiği haritalar dikkatleri Tel Aviv'in bölgesel savaş planlarına çekti. Filistin'de on binlerce insanı katleden İsrail, Lübnan'da kara harekatına başlarken, Netanyahu son olarak İran'ı da tehdit etti ve "İran, yakında birçok insanın düşündüğünden çok daha özgür olacak" ifadesini kullandı. Netanyahu'nun BM kürsüsünde gösterdiği haritalar Ortadoğu'yu "Şii rejimler" ve "Sünni Arap monarşileri" olarak ikiye bölüyor. Geçtiğimiz yıllarda Suudi Arabistan ve Mısır'ın saldırmazlık anlaşmalarının yanı sıra aralarında Birleşik Arap Emirlikleri'nin yer aldığı bazı Arap ülkeleri "İbrahim Anlaşmaları" adı altında İsrail ile ticaret ve işbirliği anlaşmaları yapmıştı. Gazze harekatının ardından bu anlaşmalar uygulanamasa da Arap rejimleri Filistin'e destek olmaktan kaçınıyor. İsrail ise Hamas'a askeri destek veren Şii rejimlerle bölgesel bir savaşın fitilini ateşlemeye çalışıyor.
İSRAİL'İN MÜTTEFİKLERİ
Uluslararası ilişkiler uzmanı Hasan Köni, İsrail'in hedeflerinin bölgeden geçen ticaret yollarından ayrı düşünülemeyeceğini belirterek şunları söyledi: "Bölgede uzun zamandır yol ve kuşak projeleri var. Bunlardan biri olan Irak Kalkınma Yolu Basra Körfezi'nden geliyor, Irak'ın içlerinden geçerek Türkiye sınırına uzanıyor. Çin'den gelen hattın en kolay ilerlediği güzergah Irak'tan geçiyor. Bu hat PKK'nın da bölgedeki varlığına son verebilecek nitelikte. İsrail'in içinde olduğu diğer bir hat ise Hindistan'dan geliyor ve Suudi Arabistan'ı kat ederek Ürdün ve İsrail üzerinden Akdeniz'e çıkıyor. Bu hattaki ülkeler İsrail ile iyi geçinen Arap müttefiklerden oluşuyor. Bu devletlerin bir başka özelliği de Sünni olmaları. Bu ülkeler için 'kutsal' ifadesini kullanıyor."
İSRAİL'İN 'LANET ÜLKELERİ'
Prof. Dr. Köni, Netanyahu'nun "lanet hattı" olarak nitelediği çizginin kuzeyi ile ilgili de şu bilgileri verdi: "İran ve onun eksenindeki Şii yapılar İsrail'in bölgede devlet olarak varlığını kabul etmiyor. Hamas'ı da bu doğrultuda destekliyorlar. Ancak işin ilginç tarafı İran, İsrail ile savaşmaktan da kaçınıyor. Bunun sebebi ise İran'ın içerideki yapısı. İran'da milyonlarca Türk var, 5 milyon Kürt var, ortada İran var. Her etnik grup kendisine devlet kurmak için harekete geçebilir, büyük güçlerden de himaye bulabilir. Bu yüzden İran vekil güçlerle hareket ediyor. Şimdi Lübnan ordusu geri çekiliyor. İsrail, kurduğu hatla Lübnan'da bir tampon bölge oluşturacak, Hizbullah sınırda silahsızlanacak. Şimdi bunu sağlamayı hedefliyor."
ABD BAŞKANI BEKLENİYOR
Emekli büyükelçi Uluç Özülker ise savaşın seyrini ABD'deki başkanlık seçiminin belirleyeceğini belirterek şunları söyledi: "Netanyahu'nun tek başına ne demiş olduğu çok önemli değil. ABD'nin nasıl davranacağı önemli. Bu kapsam içinde baktığımda; seçimlere kadar ABD'nin hareket edemeyeceğini, Netanyahu'nun bu boşluğu doldurmaya çalıştığını düşünüyorum. Ama seçimler bittikten sonra her iki başkan adayı da; kim seçilirse seçilsin bu savaşı tırmandırmayacak bir politika benimseyecek. Çünkü Ukrayna'da savaş boyutlanıyor. Putin'in en son yaptığı açıklamayla birlikte düşünülürse ABD için çok daha büyük riskin kuzeyde olduğunu düşünüyorum."
Arap rejimlerinin İbrahim Anlaşmaları'nı bozmadığını hatırlatan Özülker, "Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri bir yandan şikayet edermiş gibi durup arkasından da ilişkilerini devam ettiriyorlar, buna hiçbir kuşku yok" dedi.
[email protected]
Kaynak: Web Özel