Engin Verel, Lille'in şampiyonluğuyla hatırlanan tarihi kareyi anlattı: 'Çıplaktım ve başbakan geldi...'

Fransa Ligue 1'de Lille şampiyonluğa ulaşırken yıldızlarımız büyük bir mutluluk yaşadı, Türkiye'yi de gururlandırdı. Türkiye özellikle Zeki'nin transfer olduğu günden beri Lille'i yakından takip ediyor. Sosyal medyada da bir etkileşim söz konusu. Ancak Lille ile Türkiye arasındaki bağ, yaklaşık 40 yıl öncesine dayanıyor.

1978-79 sezonu sonunda Fenerbahçe'den Hertha Berlin'e transfer olan Engin Verel'in yolu, bir sezon sonra Belçika'ya düştü. 1980-81'de Anderlecht ile şampiyonluk yaşayan ve Avrupa'da şampiyon olan ilk Türk futbolcu unvanını elde eden Verel, 1981-82 sezonunda Anderlecht'ten Lille'e transfer olmuştu.

TARİHE KAZINAN KARE, 40 YIL SONRA YENİDEN GÜNDEMDE

Burada başarılı günler geçiren Verel'in başrolünde olduğu bir olay ise hala tebessümle hatırlanmakta. Dönemin Fransa Başbakanı Pierre Mauroy ile çıplak bir şekilde tokalaştığı kare, 40 yıl sonra Lille'in şampiyonluğuyla yeniden gündeme geldi. Biz de Fenerbahçe'nin ve Türk futbolunun unutulmaz isimlerinden Engin Verel'le Lille günlerini, Avrupa'ya gidiş öyküsünü ve o meşhur kareyi konuştuk.

İlk olarak fotoğrafa değinmek gerekirse; karşımıza ilginç bir hikaye çıkıyor. Dönemin (1981-84) Fransa Başbakanı Mauroy aynı zamanda 1973-2001 arasında Lille Belediye Başbakanı olarak da görev yapmıştı. Lille şehri için çok önemli bir figür olan Mauroy'un adı 2013'teki vefatından sonra Lille'in maçlarını oynadığı stada da verildi. 

Verel'in aktardığına göre Lille, bir Fransa Kupası maçında kendisinin golüyle 1-0 kazanmış, maçtan sonra Mauroy, plansız bir şekilde Engin Verel'le tanışmak isteyince olanlar olmuştu:

“Futbolcular rahat insanlar. Soyunma odasında çıplak duş alırlar, havuza çıplak girerler. Ben de havuzdan çıkmıştım. Bilmiyordum başbakanın geleceğini... Vekiller, kulüp başkanı, sportif direktörümüz, menajerim oradaydı. Ben ona baktım, o bana baktı.

Çıplak duruyorum... Ne yapmam lazım? 'Medeni insanlarız. Bir de 'O benim odama geldi, ben ona gitmedim ki' diye düşündüm. Bu arada olay 30 saniye civarında sürdü, idarecilerden bir tanesi de havlu getirmedi! 'İyi akşamlar' dedim, el sıkıştık. Gülüşmeler oldu elbette.. Medeni yaklaşımın da göstergesiydi aslında. İlginç bir anı oldu.”

Fotoğraf anısı dışında Verel'in yurtdışına transferi de çarpıcı. “O dönemde bir Türk futbolcusunun Türkiye'de gelmek istediği noktalar Üç Büyükler'de oynamak ve A Milli Takım'da oynamak. Hem Galatasaray'da hem de Fenerbahçe'de forma giymiştim, A Milli Takım'da da oynamıştım” diyen Verel, dönemin zorlu şartlarını da hatırlatıyor:

“O yıllarda -gençler hatırlamayabilir- Türkiye'den üç yılda bir yurtdışına çıkılabiliyordu. Sağ-sol olayları vardı. Türkiye, kargaşalar ve yokluklar ülkesiydi. O şartlar altında yurtdışına açılmak gerçekten çok zordu.”

'NEDENLERDEN BİRİ DE ÖZGÜRLÜK'

Tüm bu zorluklara rağmen medya baskısının da kararında etkili olduğunun altını çizen Verel, günümüzde Türkiye'den Avrupa'ya giden oyuncularda da bu "baskıdan uzaklaşma" düşüncesinin etkili olduğu görüşünde.

“Türk futbolcuların dışarı çıkmasının önemli nedenlerinden biri de özgürlük. Bizim zamanımızda baskı çok daha fazlaydı. Siz bekarsınız, kız arkadaşınız bekar; bir yere gidemiyordunuz” diyen Verel, “Bu koşullarda yaptığınız işten de zevk almıyorsunuz. Kendimi bu noktada şanslı görüyorum" ifadelerini kullanıyor.

Engin Verel, eşi Bahar Erdeniz'le Berlin'de evlendi. Çiftin oğlu aktör Can Verel ise, Fransa'da dünyaya geldi.

Fransa'nın kuzeyindeki Lille'in o dönem küçük bir şehir olduğunu ve bu sayede futboluna odaklandığını anlatan Verel, ailesiyle bolca vakit geçirme şansı bulduğunu aktarıyor. Verel, Lille camiasını ve milli futbolcularımızı da tebrik ederken “Çok büyük emekleri var şampiyonlukta. Türk futbolunu, bireysel olarak, takımdaşlık açısından çok güzel temsil ettiler” diyor.

'FRANSIZLAR ZOR BİR MİLLET'

“Fransızlar biraz zor bir millet... Yabancılara karşı tutuculardı o dönem. Bir de o zamanlar terör örgütü Asala vardı. Fransa'da olaylar oluyordu. Bir sene daha kontratım vardı ancak dönmek zorunda kaldım” diyerek ayrılığına da değinen Verel kulübün vefalı olduğunu da belirtiyor ve sözlerini şöyle noktalıyor:

“Fenerbahçe, Lille deplasmanına gittiğinde orada 'Engin Verel köşesi' görmüşler. Tebrik ederim Lille camiasını. Vefa budur. Türkiye'deki kulüplerimiz de emek veren oyuncuların değerini bilip vefalı olmalılar. Benim düşüncem bu. Futboldan gelen yöneticilerin sayısı artsa bu değerler de yaşatılır diye düşünüyorum.”

metin.aktasoglu@haberglobal.com.tr

İLGİLİ HABER

İşte Fransa'yı sallayan 'Le Kral'ın öyküsü!

Kaynak: Web Özel