En kritik 24 saat, Atatürk'ün büyük stratejisi
Cumhuriyet'in ilanından 24 saat önce Çankaya'da son stratejiyi belirleyen Atatürk, 29 Ekim saat 20.30'da TBMM kürsüsünden, “Daima milletin sevgi ve güvenine dayanarak hep birlikte ileri gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mutlu, başarılı ve galip olacaktır” dedi.
Takvimler 28 Ekim 1923 akşamını gösterdiğinde, İsmet İnönü, Kazım Özalp, Fethi Okyar, Ruşen Eşref Ünaydın, Fuat Bulca, Kemalettin Sami ve Halit Karsıalan Çankaya'da Atatürk'ün sofrasındaydı.
HÜKÜMET ŞEKLİ CUMHURİYETTİR
İstiklal Savaşının kahraman isimleri Cumhuriyetten önceki son akşam yemeğini yiyeceklerdi.
Atatürk, yemek sırasında ‘Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz' diyordu. Atatürk, o gece misafirlerini uğurladı ancak İsmet İnönü'nün yanında kalmasını istedi. Hemen bir masa başına geçtiler. Atatürk söylüyor, İsmet Paşa yazıyordu. 1921 Anayasası'nın bazı maddelerinde cumhuriyet için gerekli değişiklikleri yaptı. Birinci maddenin sonuna “Türkiye Devleti'nin hükümet şekli cumhuriyettir” diye ekledi.
ATATÜRK SÖYLÜYOR İNÖNÜ YAZIYORDU
Türkiye'nin kaderinin belirlendiği o geceyi İsmet Paşa (İnönü) anılarında şöyle anlatacaktı:
“Atatürk sonucu bana söylüyordu, ben yazıyordum. Böylece çerçeve tamamlandıktan sonra yeniden okudum. Atatürk, dikkatle dinledi. Düşündü. ‘Hazırlık tamam' dedi. Ayrılmak üzere izin verdi."
YAŞASIN CUMHURİYET
29 Ekim sabahı Halk Partisi Grubu sabah saat 10.00'da Fethi Okyar başkanlığında toplandı. Bakanlar Kurulu seçimi için görüşmeler başladı. Ancak sonuç alınamadı. Bir süre sonra Kemalettin Sami Paşa'nın önergesi okundu. Önergede genel başkan olarak Atatürk'ün sorunu çözmek için görevlendirilmesi talep ediliyordu. Önerge kabul edildi ve Atatürk toplantıya çağrıldı.
“Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nuna ilişkin tasarı okunurken, Atatürk'ün “cumhuriyet” teklif ettiği anlaşıldı. Derhal görüşmeler başladı. Birçok milletvekili söz alarak görüşlerini bildirdi. Antalya Milletvekili Rasih (Kaplan) Hoca kürsüye geldi. Ağır ağır ve kendinden emin, “Din bakımından da en uygun hükümet şekli cumhuriyettir” dedi ve sözlerini “Yaşasın cumhuriyet!” diye bitirdi. Meclis birden hareketlendi. Bütün milletvekilleri “Yaşasın cumhuriyet” diye bağırıyordu.
EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR
İsmet Paşa kürsüye çıktı ve “Millet hâkimiyeti fiili olarak eline almıştır. O halde bunu hukuki olarak dile getirmekten neden çekiniyoruz? Cumhurbaşkanı olmadan başbakan seçilmesini teklif etmek kanunsuz olur. Bunda şüpheye yer yoktur. Başbakanın seçilebilmesi için Gazi Paşa Hazretlerinin teklifinin kanunlaşması gerekir” ifadelerini kullandı. Sonra meclisin en yaşlı üyesi Abdurrahman Şeref Bey kürsüye geldi: “Hükümet biçimlerini birer birer saymak gereksizdir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Kime sorarsanız sorunuz bu cumhuriyettir. Doğan çocuğun adıdır. Ama bu ad kimilerine hoş gelmezmiş varsın gelmesin” dedi.
TAMAMI "CUMHURİYET" DEDİ
Parti grubu toplantısının ardından meclis toplantısına geçildi. Saat 18.00'de TBMM toplantısı başladı. Tasarı okunduktan sonra oylamaya geçildi. Her milletvekili oyunu bir kaba attı. Seçim 15 dakikada bitti. Oylar sayıldı. O gün oylamaya katılan 158 milletvekilinin tamamı “cumhuriyete” olumlu oy verdi.
ATATÜRK KÜRSÜDE
Meclis Başkanı Çorum Milletvekili İsmet Eker sonucu açıkladığında tasarı oy birliğiyle kabul edilmiş oldu. Meclis coşkuyla dalgalandı. “Yaşasın cumhuriyet” sesleri meclis duvarlarını aşıp Ankara'nın sokaklarına taştı. Cumhuriyet ilan edildiğinde saat 20.30'u gösteriyordu. Atatürk, 158 oyla cumhuriyetin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Atatürk sanki hiçbir şey olmamış gibi sakin bir şekilde kürsüye geldi. O gün dişi ağrıyordu. Bu nedenle kısa konuştu. Milletvekillerine teşekkür ederken, sözlerini şöyle bitirdi: “Daima milletin sevgi ve güvenine dayanarak hep birlikte ileri gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mutlu, başarılı ve galip olacaktır.”
Bu sırada Ankara'nın kutsal ufuklarına 101 pare top atılıyor, Cumhuriyetin ilanı tüm dünyaya duyuruluyordu...
Kaynak: Web Özel