Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Montrö açıklaması: Krizin önüne geçmek için kullanacağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan Ukrayna Rusya Ukrayna Savaşı Rusya
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Montrö açıklaması: Krizin önüne geçmek için kullanacağız

Kabine toplantısı sonrası konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Montrö Anlaşması'nın verdiği yetkiyi kullanacağını belirterek, "Ukrayna ve Rusya'ya diyalog çağrısı yaptık, Türkiye bölgesinde barış istiyor" dedi.

Ukrayna- Rusya savaşı, koronavirüs ve ekonomik gelişmelerin ele alındığı Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısı sona erdi. Kritik toplantının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan önemli açıklamalarda bulundu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar: 

Sözlerime milletimizin ve tüm İslam aleminin dün gece idrak ettiğimiz mübarek Miraç gecesini tebrik ederek başlamak istiyorum. Hayatımızın hayır, hasenat, ibadet ve bereketini çoğaltması dileğiyle bir kez daha milletimizin leye-i miracını tebrik ediyorum. Dün Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızın vefatının 11. yıldönümüydü. Bu vesile ile merhum Erbakan hocamızı, rahmet, sevgi, minnet ve hasretle yad ediyoruz.

"28 ŞUBAT, MİLLİ İRADE TARAFINDAN TASFİYE EDİLDİ"

28 Şubat gününün bizim yakın tarihimizde bir başka anlamı, sembolü daha vardır. O da 28 Şubat darbesidir. Türkiye 28 Şubat 1997 tarihinde 27 Mayıs 1960'la başlayan darbeler silsilesinin postmodern diye tabir edilen yeni bir yüzüyle tanışmıştır.

28 Şubat darbesi tarihimizin kara sayfalarından biri olarak tarihimize kazınmıştır. Darbe şakşakçıların desteği ile ortaya çıkan 28 Şubat vakası tüm benzer olaylar gibi zaman içinde milli irade tarafından elbette tasfiye edilmiştir.

Türkiye'yi köken, mezhep, meşrep, siyasi görüş, hayat biçimi gibi fay hatlarına sıkıştıran müsebbipler yargıda hesabını vermiştir. 28 Şubat sürecinde yaptıklarının yanlarına kâr kalacağını düşünenlerin hesap günü gelip çattığında sergiledikleri pespayelik ibreti alemdir.

"TSK ARTIK, GÜÇLÜ DURUŞU VE BAŞARILARI İLE GÜNDEM OLMAKTADIR"

Daha sonra 27 Nisan, 15 Temmuz darbe girişiminin de milli irade tarafından adeta cevaplandırılarak adeta boğulmuş olması ülkemizde bir devrin kapandığının işaretidir. TSK artık darbe, cunta, bildiriyle değil sınırlarımızı korumadaki, sınır ötesi harekatlarındaki güçlü duruşu, başarıları ve etkisiyle gündem olmaktadır.

Ülkemizin son 1 asrında milli mücadele ve Kıbrıs Barış Harekatı sonrasındaki en büyük başarılar bu dönemde elde edilmiştir. Suriye'de, Libya'da, Karabağ ve işgal altındaki toprakları için mücadele eden Azerbaycan'ın yanında yer almamız ülkemizin ve TSK'nın tarihine altın harflerle geçen zaferlerdir.

Ordusu, devletinin ve milletinin emrinde olmayanların kendi içinde birlik, beraberliğini sağlayamayanların sonuçta hem istiklallerini hem geleceklerini kaybettikleri dönemde Türkiye siyasi, ekonomik, diplomatik olarak yükselen bir güç sıfatıyla dünyadaki yerini almıştır. Temennimiz darbe ve darbe girişimlerin siyasi ve sosyal ayağını teşkil eden kesimlerin aynı yerli, milli, sivil, vizyoner yaklaşıma kavuşmalarıdır.

"DARBELERLE, ULUSLARARASI OPERASYONLARLA NETİCE ALMA DÖNEMİ KAPANDI"

15 Temmuz darbe girişimi gecesi, sonrasında yaşadıklarımız bu kesimlerin henüz demokratik olgunluğa ulaşamadıklarını ortaya koymuştur. İnsanlarımızın inancı ve değerleriyle mücadelesini aksi yöndeki tüm iddialar, beyan ve şovlarına rağmen bilinç altlarında hala sürdürenler var. Ellerine fırsat geçtiğinde neler yapabileceklerine ilişkin birçok emareye sıkça rastlıyoruz.

28 Şubat'ın ardından Türk siyasetindeki revizyonun mesajını hala alamayanlar olduğunu anlıyoruz. Hakka, demokrasiye, adalete, özgürlüğe saygıyı bu medeniyete, bu topraklara, bu halkın bendesi olmayı öğrenemeyenlere milletimiz asla teslim etmemiştir, etmeyecektir.

Darbelerle, uluslararası operasyonlarla netice alma dönemi kapandığı için halkın rızası ile yönetime gelme dışında yol, yöntem usul kalmamıştır. Tek parti faşizmi, darbe ve cunta dönemleriyle alışkanlıklarıyla yola çıkıp da ham hayaller peşinde koşanların sonu hüsrandır.

Üzerinden çeyrek asır geçen 28 Şubat darbesinin muhasebesinin bize verdiği mesajlar bunlardır. Türkiye'nin son 20 yılında samimiyet ve kararlılıkla uyguladığımız eser ve hizmet siyasetimizin yüzlerce milyonluk dost ve kardeş hanemizle ülkemizi getirdiği yer istikametimizin doğruluğudur.

"DÜNYA KÖKLÜ BİR DEĞİŞİM SÜRECİNDEN GEÇİYOR"

Dünya köklü bir değişim sürecinden geçiyor. Asırlık geçmişe sahip küresel yönetim sistemi çökmektedir. Sistemin temelini oluşturan dünya savaşları hak arama değil paylaşım mücadeleleridir. Biz bu mücadele masada değil menüde yer alan milletlerden biriydik. Cumhuriyetimizi kurarak bu zor dönemde çok ağır bedeller ödedik.

2. Cihan Harbi sonrasında siyasal ve ekonomik işleyiş yaşanan sorunların en önemli sebebidir. Sancılı olan bu sistem soğuk savaşın sona ermesinin ardından iyice dengesizleşmiştir. Dünya 5'ten büyüktür diyerek ifade ettiğimiz küresel yönetim sistemindeki çarpıklık yaşanan her hadiseyle kendini yeniden gösteriyor.

Suriye'de 11. yılına giren trajedi, Afganistan, Irak, Bosna, Ruanda, Arakam, Libya'da dökülen kanların, yaşanan acıların müsebbibi küresel yönetim ve güvenlik sistemidir. Kendi güvenlik ve refahları dışında hiçbir şeyi önemsemeyenlerin süslü kavramlar arkasına gizledikleri kirli yüzleri artık tüm çıplaklığıyla ortadadır.

RUSYA- UKRAYNA KRİZİ

Son olarak Ukrayna'da yaşanan gelişmeler bu gerçeği doğrulayan bir mahiyet arz etmektedir. Sorunun tarafı ve hatta sebebi olan ülkelerin BM Güvenlik Konseyi'nde hakemlik ve çözüm mevkiinde bulunmaları işleri içinden çıkılmaz hale getirmektedir.

"UKRAYNA VE RUSYA'YA DİYALOG ÇAĞRISINDA BULUNDUK"

Türkiye bölgesinde barışı, huzuru, esenliği isteyen bir ülkedir. Bu tavrımızı Irak, Suriye, Kafkaslar, Karadeniz, Akdeniz'den Balkanlara kadar her hadisede gösterdik. Karadeniz'in kuzeyindeki krizde de her ikisini dost olarak gördüğümüz Ukrayna ve Rusya'ya aralarındaki sorunu diyalog yönünde çözmeleri çağrısında bulunduk. 

Bu konuda arabuluculuk dair gösterdiğimiz samimiyetin şahidi Ukrayna ve Rusya liderleridir. Çok yönlü diplomatik girişimleri kesintisiz sürdürüyoruz. 24 Şubat'ta silahlar patladı. Böyle bir tablonun ortaya çıkmasından dolayı gerçekten üzüntü duyuyoruz. NATO Liderler Zirvesi başta olmak üzere ülkemizin bu meseleye bakışını ifade etmeye devam ediyoruz.

"5 BİN VATANDAŞIMIZ UKRAYNA TOPRAKLARINDAN AYRILDI"

Ukrayna'daki 20 bin vatandaşımıza, diplomatik misyonlarımıza kayıtlı iletişim numaralarını arayarak ikazlarımızı yaptık. 22 Şubat'ta Ukrayna'nın doğusundaki vatandaşlarımıza bölgeden ayrılmaları çağrısında bulunduk. THY Ukrayna'dan ayrılmak isteyen vatandaşlarımıza ve diğer ülke vatandaşlarına gereken imkanı sağladı.

Çatışmanın ertesi gününden itibaren otobüslerle tahliye işlemini başlattık. Çeşitli şehirlerdeki vatandaşlarımızı trenlerle önce Romanya ve ardından ülkemize getirecek çalışmanın içindeyiz. Halen Ukrayna limanlarında bulunan Türk bayraklı gemilerimiz, TIR'larımızın durumlarını yakından takip ediyoruz. 5 bin vatandaşımız ülkemize ve diğer ülkelere geçmiştir.

"RUSYA'NIN SALDIRISINI KABUL EDİLEMEZ GÖRÜYORUZ"

Gelişmelere ve taleplere göre tahliye işlemlerini sürdüreceğiz. Montrö Sözleşmesi'nin ülkemize verdiği yetkiyi krizin tırmanmasının önüne geçecek şekilde kullanma kararındayız. Biz Ukrayna'nın egemenlik, siyasi bütünlük ve toprak bütünlüğüne saygı göstermesinden yanayız. Rusya'nın saldırısını kabul edilemez görüyor ve Ukrayna halkının mücadelesini takdir ediyoruz.

"KENDİ MİLLİ ÇIKARLARIMIZDAN ÖDÜN VERMEYECEĞİZ"

ABD ve Avrupa'nın dirayetsiz tavrı ibretlik bir vaka olarak kayıtlarımıza aldık. Bunlar bizim sınırlarımız tehdit altında iken tecrübe ettiğimiz hususlardı. Tabii bu süreçte bizim için önemli olan kendi duruşumuzdur. Türkiye BM, NATO ve AB başta olmak üzere içinde yer aldığı kurumlar ve ittifaklar çerçevesindeki sorumluluklarını yerine getirmiştir, bundan sonra da yerine getirecektir. Kendi milli çıkarlarımızdan elbette ödün vermeyeceğiz. Bölgesel ve küresel dengeleri de ihmal etmeyeceğiz. Bunun için ne Ukrayna'dan ne Rusya'dan vazgeçmeyeceğimizi söylüyoruz.

Siyasi ekonomik ve askeri ittifaklarımızdan vazgeçmiyoruz. İnsani hassasiyetlerimizi diğer mülahazaların üzerinde tutuyor, bölgemize gelen onca sığınmacıyı barındırmaya devam ediyoruz. Tüm mazlum coğrafyalarla ilişkilerimizi sıkı tutuyoruz. Hiç kimseyi, toplumu, devleti yüz üstü bırakmıyoruz.

Türkiye'nin dış politika vizyonunun anlamını ve etkisini görebilmek için bu ülkeye dışarıdan bakma ferasetine sahip olmak gerekir. Bölgesinin ve dünyanın yükselen gücü Türkiye'nin yolculuğuna en küçük katkısı olmayanlardan milli meselelerde serinkanlı yaklaşım bekliyoruz.

"YÜZDE 11 BÜYÜMEYLE KAPATTIK"

Bugün açıklanan veriler ekonomi programımızın başarıyla yürüdüğüne işaret ediyor. Yüzde 9,1'lik yılın tamamını yüzde 11 büyümeyle kapattık. G-20, OECD ülke arasında en yüksek büyüme oranını elde eden ülke biz olduk. Yatırımlar ve istihdamdaki artış eğilimini sürdürüyoruz. İstihdamda geçtiğimiz yıl bir önceki yıla göre 3.2 milyon yeni iş imkanı ortaya çıkartarak, işsizlik oranımızı yüzde 11,3'e gerilettik. Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına dahil ettiğimiz gün artık bu millet önümüzdeki 1 asrı kucaklayan yeni bir yol haritasına sahip olacaktır.

"ENFLASYON SORUNUNU ÇÖZMEKTE KARARLIYIZ"

Bu çerçevede tıpkı salgın gibi sadece ülkemizin değil Avrupa başta olmak üzere tüm dünyanın krizi haline gelen enflasyon sorununu süratle çözmekte kararlıyız. Yaz aylarıyla birlikte enflasyon sorununu da kontrol altına almış olacağız.

ELEKTRİK TARİFELERİNDE YENİ DÜZENLEME

Meskenler ile tarımsal sulamada kullanılan elektriğin KDV'si %18'den %8'e düşürülmüştür. Ayrıca meskenlerdeki düşük tarife sınırı da günlük 8kw saate, aylık 140 kw saate yükseltilmiştir. Böylece tüketimine göre faturalarda net %8 ile %14 oranında bir indirimsağlanmış olmaktadır. Bir başka ifade ile mesken abonelerinin yıllık 7 milyar TL daha az fatura ödemesi temin edilmektedir.

Kademe uygulamasını ticarethane statüsündeki aboneleri de kapsayacak şekilde genişletiyoruz. Ticarethane statüsündeki elektrik abonelerinin günlük 30 kw saate, aylık 900 kw saate kadar tüketimi olan ilk dilimine %5 indirim uygulanacaktır. Bu şekilde esnaf ve sanatkarlarımızın da yıllık 7 milyar daha az fatura ödemesini sağlamış oluyoruz.

BURS ÜCRETLERİ

Öğrencilere ve araştırmacılara TÜBİTAK'dan sağladığımız burslarda ciddi iyileştirmeler yapıyoruz. Lisans öğrencisi bursu bin 250 liraya çıkarıyoruz. Aynı şekilde başarı performanslarına göre yüksek lisans öğrencileri 3 bin il4,250 doktora, 5 bin 500 -7500 arası, doktora sonrası araştırmalarda, 7,500 -10 bin arasında aylık burs alabileceklerdir.

Stajyer araştırma burs programını uygulamaya almıştık. STAR programını yeniden açıyoruz. Bugün almaya başlayacağımız çağrı ile 2300 öğrencimizi destekleyeceğiz.

 

Kaynak: Haber Global TV

kabine toplantısı cumhurbaşkanı erdoğan ukrayna Rusya son dakika