Akıl oyunları! Adnan Oktar'a "ilginç raporlar"
Suç örgütü elebaşı olduğu gerekçesiyle tutuklu bulunan Adnan Oktar'a geçmişte verilen sağlık raporları gündemdeki yerini koruyor. Üzerinde sis perdesi ve şaibe olduğu öne sürülen raporlara ilişkin iddialar sürerken Oktar için ilk rapor 1983'de hazırlanmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'nun, Adnan Oktar organize suç örgütünün güncel yapılanmasına yönelik başlattığı soruşturma tamamlanırken, son günlerde Oktar ve ekibinin geçmişteki faaliyetleri de yeniden gündeme geldi. TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın; Adnan Oktar'a “sahte rapor” hazırladığı iddialarının ardından başlayan tartışmalar, gözleri 1983 ve 1985'de Oktar'a verilen 2 rapora çevirdi.
ŞİZOİD TANISI
Oktar'a ilk sağlık raporu 1983 tarihinde verilmişti. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Şişli Hastanesi Baştabipliği tarafından 1983/961 sayılı Sağlık Kurulu raporunda Oktar'ın 'şizoid hastalığı' nedeniyle öğrenime devam edemeyeceği ifade ediliyor, Sağlık Kurulu Başkanı Dr.Ahmet Nasuboğlu, üyeler; Dr.Bahattin Yardımcı, Dr.Uğur Akbulut, Opt.Dr.Şinasi Can ve Dr.Tugay Akmut'un imzalarını taşıyan raporda, Oktar'ın İstanbul Üniversitesi Mediko Sosyal Merkez Müdürlüğü'nün 25 Ocak 1983 tarih ve 618 sayılı yazısı üzerine muayene edildiği vurgulanıyordu.
AKTUNA'NIN ELİNİ ÖPTÜ
Oktar hakkında verilen ikinci sağlık raporunun tarihi ise 2 Temmuz 1985 tarihine ait. Bu rapor ise İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanlığı Sıhhi Kurul Raporu ise dönemin Kurul Başkanı Doç.Dr.Çolpan Mirzataş, üyeler; Prof.Dr.Feridun Denktaş, Doç.Dr.Esin Öztürk, Doç.Dr.Ahmet Özbal, Doç.Dr.Nihat Ekeroğlu ve Doç.Dr.Müfit Uğur imzalarını taşıyor.
Raporun klinik ve laboratuvar bilgileri bölümünde ise 'Sıkıntı, tedirginlik, konsantrasyon güçlüğü, alınganlık, insiyatif kaybı, ayna delili' sorunlarına dikkat çekiliyor. O dönem Yaklaşık 10 ay boyunca Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden tedavi gören Oktar, 17 Aralık 1987'de kısmi cezai ehliyeti olduğu kanaati sonucunda taburcu edilmiş, hastaneden Başhekim Yıldırım Aktuna'nın elini öperek ayrılmıştı.
BELGE KABUL EDİLMEDİ
Milli duyguları yok edici ve zayıflatıcı propaganda yaptığı gerekçesiyle 3 Temmuz 1986'da DGM yedek üyelerinden Hakim Fikret Uluç tarafından gizli sorgu sonrası tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevi'ne gönderilen Adnan Oktar'ın, avukatı aracılığıyla aklanması için özel rapor hazırlattığı dönemin basın organlarında yer almıştı.
Oktar, 16 Temmuz 1986'da DGM hakimi Süheyl Deliorman'ın karşısına çıkarken, 15 yıl ceza istemiyle yargılanmış, avukatı Vehbi Kahveci'nin, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Orhan Aldıkaçtı ile Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden Prof.Dr.Erol Cihan, Doç.Dr.Köksal Bayraktar'dan 'ilmi görüşü' başlıklı bir rapor hazırlanmasını talep ettiği öne sürülmüştü. Ancak söz konusu rapor, o dönem DGM tarafından hukuksal belge niteliği taşımadığı gerekçesiyle rededilmişti.
ATAMAN SERBEST BIRAKTI
Oktar'ın geçmişine ilişkin en çarpıcı olaylardan biri de 2 Haziran 1986'da yaşandı. İlk kez 2 Haziran 1986’da İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler tarafından gözaltına alınan Adnan Oktar, bir gün sonra dönemin DGM Savcısı Aytekin Gani Ataman tarafından serbest bırakıldı. Oktar’ı sorguladıktan sonra serbest bırakan dönemin DGM savcısı Aytekin Gani Ataman, aynı zamanda FETÖ/PDY'nin kod adı kullandığı ilk soruşturma olarak kayıtlara geçen ve gözaltına alınan 34 FETÖ şüphelisini serbest bırakan isimdi. 23 Temmuz 1985 tarihinde Çanakkale'nin Ayvacık İlçesi Adatepe Köyü’ndeki FETÖ kampına yapılan jandarma baskını o tarihte kayıtlara “Yakalanan 34 adet Nurcu ve laikliğe karşı faaliyetler” olarak geçmiş; Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne intikal eden soruşturmayı İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı Aytekin Gani Ataman 14 günde bitirmişti. 34 kişi hakkında 8 Ağustos 1985’te takipsizlik kararı veren savcı, herhangi bir delil bulunmadığına kanaat getirmişti. Oktar ve 34 FETÖ’cüyü serbest bırakan Aytekin Gani Ataman ise 9 ocak 2015’de İstanbul’da vefat etti.
10 AY TEDAVİ GÖRDÜ
Oktar'ın geçmişine ilişkin bir diğer çarpıcı olay da 12 Kasım 1987'de DGM'de yapılan duruşmada yaşandı. Duruşmada, Adli Tıp Raporu'nun kaybolduğu ortaya çıktı. Adli Tıp'tan dava dosyası ve eklerinin gönderildiği ancak Oktar hakkında verilen raporun gönderilmediği ortaya çıkarken, Adli Tıp'tan raporun sağlanması talebiyle duruşmanın ertelenmesine karar verildi. Yaklaşık 10 ay boyunca Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden tedavi gören Oktar, 17 Aralık 1987’de kısmi cezai ehliyeti olduğu kanaati sonucunda taburcu edilmişti.
Kaynak: Web Özel