AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten 'Narin Güran' açıklaması

HABER MERKEZİ
Ömer Çelik AK Parti

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Çelik, Diyarbakır'daki Narin Güran cinayetiyle ilgili, "Acıyı paylaşmak yerine doğrudan hükümetimize, partimize dönük bir takım lafların söylenmesi söz konusu oldu. DEM Parti Mardin milletvekilinin kuran kurslarını hedef alması da bu çerçevede gündeme gelmiştir. Siyasi ikiyüzlülüktür" dedi. Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in 'Kılıçlı yemin' sözlerine de yanıt verdi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Kılıçlı yemin töreni' hakkındaki sözlerine yanıt vererek, "Harbiyeliler de imam hatipliler de milletin değeridir. Cumhurbaşkanımızın sözlerine dönük, karşı karşıya getirmek istiyor gibi bir yaklaşım provokatiftir ve 28 Şubat zihniyetinin bir ürünüdür. Kınanması gereken son derece provokatif bir yaklaşımdır" dedi. 

Çelik, Narin Güran cinayetiyle ilgili, "Bu konularda siyasi cümle kurmak son derece yanlıştır. Bu vicdanları yaralayan, kanatan bir meseledir. Buradan bir siyasi sonuç çıkarmaya çalışmak yanlıştır. Burada birkaç konuyla karşı karşıya kaldık. Acıyı paylaşmak yerine doğrudan hükümetimize, partimize dönük bir takım lafların söylenmesi söz konusu oldu" dedi. 

Çelik'in açıklamaları:

Harbiyeliler de imam hatipliler de milletin değeridir. Karşı karşıya getirme amacı bu kurumlarda yetişen bu milletin çocuklarına haksızlık olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı makamına dönük olarak provokatif bir yaklaşımdır. Aynı şey 28 Şubat kafasında da görülmüştü. Cumhurbaşkanımızın sözlerine dönük, karşı karşıya getirmek istiyor gibi bir yaklaşım provokatiftir ve 28 Şubat zihniyetinin bir ürünüdür. Kınanması gereken son derece provokatif bir yaklaşımdır. Cumhurbaşkanımızın Harbiye hassasiyeti de son derece yüksektir. Bütün bu kurumların yüksek standartta eğitim vermesi, disiplinlerinin gözetilmesi, geleceğe dönük olarak bu çerçevede hassasiyetler içinde olmaları her zaman son derece kıymetli olacaktır. Bütün bu kurumlar üzerindeki hassasiyetlerin net bir şekilde gözetilmesi gerektiğini ifade etmek isteriz. 

NARİN GÜRAN CİNAYETİ

Milletimizin acısı olarak toprağa verdiğimiz Narin kızımızı halen büyük bir acıyla hatırlıyoruz. Bugün de bakanlarımız, genel merkezden bir heyet Narin'in mezarını ziyaret edecekler. Oradan milletimize taziyelerini ifade edecekler. Cumhurbaşkanımız adli sürecin bizzat takipçisi olacağını, bu kişilerin gereken cezayı alması için en yüksek şekilde bu konuyu takip edeceklerini ifade ettiler. Bugün de bu hassasiyet çerçevesinde milletimizle bu taziyeleri paylaşarak mezarı ziyaret edecekler. Bu konularda siyasi cümle kurmak son derece yanlıştır. Bu vicdanları yaralayan, kanatan bir meseledir. Buradan bir siyasi sonuç çıkarmaya çalışmak yanlıştır. Burada birkaç konuyla karşı karşıya kaldık. Acıyı paylaşmak yerine doğrudan hükümetimize, partimize dönük bir takım lafların söylenmesi söz konusu oldu. 

Özellikle PKK terör örgütünü destekleyen, Diyarbakır Anneleri'nin yanına bir kere gitmemiş olanların burada Narin'e sahip çıkıyor gibi bir tabloyla görüntü vermeleri ikiyüzlülükten başka bir şey değildir. Diyarbakır Anneleri'ne sahip çıkmayanlar, bu acı üzerinden politika üretmeye çalışıyorlar. DEM Parti Mardin milletvekilinin kuran kurslarını hedef alması da bu çerçevede gündeme gelmiştir. Siyasi ikiyüzlülüktür. Bütün bu gelişmeler en yakın şekilde, bütün detaylarıyla takip edilmektedir. Bu acı milletimizin acısı olarak hafızalara kazınmıştır.

ABD'DEN YAPILAN 'AYŞENUR EYGİ' AÇIKLAMALARI

Ayşenur Eygi'nin İsrail güvenlik güçleri tarafından hedef alınarak öldürüldüğü açıktır. ABD yönetiminden yapılan açıklamalar ibretliktir. Bir taraftan çok üzüldük diyorlar ama daha sonrasında da hata olarak vurulmuş şeklinde bir açıklama ile kaçamaklara başvuruyorlar. Netanyahu hükümeti bir katil şebekesidir. Bu sivilleri öldüren herkes katildir, soykırımcıdır. Bunların gereken cezayı alması gerekir. Zaten 40 binden fazla insanı öldüren katil şebekesinin yeni bir cinayeti olarak kayda geçmiştir. 

ABD VE RUM YÖNETİMİ ARASINDAKİ ASKERİ İŞBİRLİĞİ

Kıbrıs adasında çözümsüzlüğün kaynağı Rum Yönetimi'dir. Kıbrıs Türkü'nü görmezden gelenler onlardır. Adada eşitlik temelinde iki topluma dayalı yaklaşımdan kaçanlar onlardır. Bunların bütün talepleri hukuksuz ve çözümsüzdür. Bu hukuksuzluk ve çözümsüzlüğü yönetmek konusunda Rum Yönetimi'ni teşvik etmekten başka hiçbir şeye yaramaz demiştik. Şimdi askeri işbirliği anlaşması yapılması, Rum tarafının şımarıklığını daha da tahrik edecektir. Müttefiklik ilişkileri açısından da sıkıntı yaratacaktır. Akdeniz'de kim ne yapmak istiyorsa biz görüyoruz. Kayıkçı sandalı giremeyecek kadar neredeyse askeri gemi dolmuş Akdeniz'de hukuksuzluğu talep edenleri teşvik eden bir yaklaşım olmuştur bu.