AK Parti Sözcüsü Çelik: Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili tartışmamız yok, değişiklik teklifleri bizim açımızdan olumlu değil

HABER MERKEZİ
AK Parti Ömer Çelik Recep Tayyip Erdoğan

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun Anayasa’nın 4'üncü maddesine ilişkin sözleri sorulan Çelik, "Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili tartışmamız yoktur. Değişiklik teklifleri bizim açımızdan olumlu değildir" dedi.

AK Parti MYK, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Toplantının ardından AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, açıklamalarda bulundu.

Çelik, HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun Anayasa’nın 4'üncü maddesine ilişkin sözleriyle ilgili, "Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili tartışmamız yoktur. Değişiklik teklifleri bizim açımızdan olumlu değildir. Sivil anayasa istiyoruz ama ilk 4 maddedeki temel prensiplerle ilgili tartışma söz konusu değildir" dedi. 

CHP lideri Özgür Özel'in erken seçim açıklamaları sorulan Çelik, "Toplumda CHP'nin meseleleri çözeceğine dair en ufak bir kanaat yoktur. Sürekli olarak cümle kuruluyor, ardından telafi cümleleri gelmektedir. Esas mesele burada CHP'deki gündemle ilgilidir. Genel başkanlıkla ilgili yarış yapılacak diyorlar CHP'de. Seçim zamanında yapılacaktır. Seçim zamanı CHP'nin genel başkanı kim olacaktır, asıl tartışma budur" yanıtını verdi. 

Çelik'in açıklamaları:

Geçtiğimiz günlerde Türkiye'ye büyük acılar yaşatmış olan 12 Eylül faşist darbesinin yıl dönümüydü. Bu darbenin Türkiye'ye verdiği zararları konuşmaya devam ediyoruz. Bu darbenin zaman geçtikçe aslında Türkiye'nin milli egemenliğini çalmaya dönük dış kaynaklı proje olduğu net bir şekilde görülmektedir. Anayasal düzen için derler ama her zaman sorulan soru şudur. Bir gün önce var olan huzursuzluk, darbeden bir gün sonra nasıl giderilememiştir. Dolayısıyla bu darbelerin huzuru sağlamakla ilgili değil, belli bir siyasi projeyi hayata geçirmek üzere planlandığı çok açıktır. 12 Eylül darbesinin en büyük zararlarından birisi anayasa ile ortaya çıkan, sivil siyasetin üstünlüğünü gasp eden sonuçlarıdır. Darbe anayasasından Türkiye'nin kurtulması gerekir. Bunun için de sivil anayasaya Türkiye'nin ihtiyacı vardır. 19 kez değiştirildi. Yamalı bir bohçaya döndürüldü. Kendi iç bütünlüğü olmayan, darbenin izlerinin hem lafzına hem de ruhuna sindiği sonuçlar, Türkiye'nin önünde engel olmaya devam etmektedir. Bir sivil anayasaya olan ihtiyaç, ihtiyaçtan öte bir zorunluluktur. Demokrasi konusundaki samimiyetlerden biri de bu sürece destek vermekle ilgilidir. 

AYŞENUR EYGİ'NİN ÖLDÜRÜLMESİ

İsrail, Ayşenur Eygi'yi doğrudan hedef aldı. Bunu yapanlar cinayetten hesap vermeli. Ayşenur kardeşimizi kimin öldürdüğünü belirtmeden 'öldürüldü' diyen geçenler var. Kim öldürdü? Bütün bunları yazmıyorlar. Bir takım haberlerde de İsrail güçlerinin istemeden ve doğrudan olmayan bir sebeple bu olaya sebebiyet verdiği söyleniyor. 

"DENDIAS HADDİNİ AŞAN AÇIKLAMALAR YAPTI"

Yunanistan'daki gelişmeleri her zaman takip ederiz. Orada yeni bir diyalog kapısı açılmıştı. Sayın Cumhurbaşkanımız "Aynı denizi paylaşan iki komşu ülkeyiz. Kardeşler arasında bile sorun olabilir. Bizim aramızda da sorun olması normaldir. Bunları beraber çözelim" demişti ama bütün bu yaklaşım sürdürülmeye çalışılırken Yunanistan içindeki kaos lobisi bunu sabote etmek için elinden geleni yapıyor. Bir provokatör, Yunanistan Savunma Bakanı Dendias haddini aşan açıklamalar yaptı. Meis'e giderek oradan Doğu Akdeniz'deki silahlanmayı nasıl genişleteceklerini ifade eden sözler söyledi ve Türkiye'yi hedef aldı. Yunanistan hükümetini Miçotakis mi temsil ediyor, Dendias mı temsil ediyor? Miçotakis'in yaklaşımın zıttı açıklamalarla Dendias bu iradeyi hedef alıyor. Dendias'ın sözlerini sadece kendileri söyler, kendileri dinler. Türkiye üzerinden kendi başbakanına karşı bir şey söylemiş oluyor. Bunların iç politik hırslarını da biliyoruz. Artık Yunanistan hükümetinin bir problemidir. Biz müzakere yoluyla bu işleri çözmek iradesindeyiz. Rum Kesimi bu tip projeler için elverişli siyaset modeli sergiliyor ama herkese kazandıracak olan, sağduyulu şekilde süreci yönetmektir. Dendias gibi provokatörlere meydan verilmelidir. 

HÜDA-PAR'IN ANAYASA AÇIKLAMALARI

Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili tartışmamız yoktur. Değişiklik teklifleri bizim açımızdan olumlu değildir. Sivil anayasa istiyoruz ama ilk 4 maddedeki temel prensiplerle ilgili tartışma söz konusu değildir. 

ÖZGÜR ÖZEL VE NUMAN KURTULMUŞ ARASINDAKİ TARTIŞMA

(CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un Ayşenur Eygi'nin cenazesindeki 'konuşma' polemiği) Özgür Bey keşke bu şekildeki bir konuşmayı şehidin babasının yanında, cenazede yapmasaydı. Cenaze adabına uygun şekilde davransaydı. O cenazeye katılan herkesin vermek istediği mesaj nedir. Ayşenur'un şehadetini selamlamak, Gazze fedakarlığını selamlamaktır. Bence iki hata yaptı Özgür Bey. Ayşenur'un fedakarlığını bir ideolojiye indirgedi. Bu doğru bir şey değildir. Gazze, bir insanlık meselesidir. İkincisi cenazeler siyasi partilerin nutuk atacağı yerler değil. Orada sembolik olarak devleti temsil eden en üst makam duygu ve düşünceleri paylaşıyor. Orada da en üst makam Meclis Başkanlığı makamı. 

ÖZGÜR ÖZEL'İN ERKEN SEÇİM AÇIKLAMASI

Özgür Bey, 31 Mart seçiminden sonra erken seçim talebim olmayacak gibi bir değerlendirmede bulunmuştu. Özgür Bey bu açıklamayı niye değiştirdi? Demek ki kendilerine ödünç verilen oyları hizmetlerle hak etmediklerini, bu sonucu alamadıklarının ifadesidir bu. Demişti ki, bize verilen muhafazakar demokratlardan, Kürt demokratlardan verilen ödünç oyları biliyoruz, belediye hizmetleri ile layık olmaya çalışacağız demişti. Demek ki bu gerçekleşmedi ki bu talepte bulunuyor. Toplumda CHP'nin meseleleri çözeceğine dair en ufak bir kanaat yoktur. Sürekli olarak cümle kuruluyor, ardından telafi cümleleri gelmektedir. Esas mesele burada CHP'deki gündemle ilgilidir. Genel başkanlıkla ilgili yarış yapılacak diyorlar CHP'de. Seçim zamanında yapılacaktır. Seçim zamanı CHP'nin genel başkanı kim olacaktır, asıl tartışma budur. 

"BU KONU FRANSIZ DEMOKRASİSİNE ZARAR VERİYOR"

(Fransa'da yasa dışı PKK gösterisi) Terörü himaye edenler bununla yüzleşmek zorunda kalırlar. Fransa da bu yüzleşmeyi yaşıyor. Bu konu bize zarar vermiyor, Fransız demokrasisine zarar veriyor. Lafarge firmasıyla ilgili yargı süreci de PKK terör örgütü ve DEAŞ'la aynı anda faaliyet yürüttüklerini gösteriyor. Fransa'daki iddianamenin enteresan cümlesi var. Lafarge bunları yürütürken Fransız istihbaratının bilgisi dahilinde yaptı diyor. Bir demokrasi için bundan daha büyük bir harakiri olabilir mi?