Afet bölgesine giden psikologlar anlatıyor: 'Bir helikopter sesi bile...'

Afet bölgesine giden psikologlar anlatıyor: 'Bir helikopter sesi bile...'

Kimisi sevdiğini, kimisi evini kaybediyor. Bildikleri tek dünyaları başlarına yıkılıyor. Afetlerden sonra psikologlar vatandaşların yardımına koşuyor. Sel ve yangın bölgelerinde görevli psikologlar yaşadıklarını anlatıyor. Alanda bir helikopter sesi bile bambaşka çağrışımlara sebep olabiliyor.

Türkiye çok büyük doğal afetler yaşadı. Kastamonu Bozkurt’ta vatandaşlarımız sular altında kalırken sel önüne çıkan her şeyi sildi süpürdü. Türkiye’nin cennet köşeleri, Marmaris, Bodrum, Köyceğiz gibi alanlarda çıkan orman yangınları yetkililer ve halkın müdahalesi sonucu söndürüldü. Söndürüldü ama pek çok insanın evi yandı, güzel anılar biriktirdikleri cennet köşeler kül oldu, şimdi yaralar sarılmaya çalışılıyor.

Bu afetleri yaşayan bölge halkının psikolojisi ise çok bozuk. Kimi sevdiğini kaybetmiş kiminin evi yok olmuş. Burada alana gönderilen psikologlar devreye giriyor. Ama onlar da insan. Gördükleri karşısında nutuklarının tutulduğu oluyor.

Manavgat'taki yangında ev ziyaretleri gerçekleştiren Türk Psikologlar Derneği Antalya Şube Başkanı psikolog Nurcan Avcı, yangın dehşetini yaşayan vatandaşların durumuna göre, kırmızı, sarı, turuncu ve mavi renklere ayrıldığını belirtti.

Avcı, afet bölgelerine bu alanda deneyimli psikologlar gönderildiğini ifade ederek, “Saha deneyimi olan uzman psikoloğun yanında bir tane de deneyimi olmayan travma eğitimi verilecek psikolog arkadaş seçiliyor.” ifadelerini kullandı.

Avcı sahadaki psikologların da vatandaşların sorunlarını dinledikten sonra birileriyle konuşmayı istediklerini söylerken birbirlerine de alanda terapi uyguladıklarını aktarıyor.

Manavgattaki yangınlarda, yangına maruz kalan vatandaşlara psikolojik destek verildi

Alanda çalışan uzmanlara göre insanlar afetin ilk günlerinde yaşadıklarını anlamıyor ve bir aylık süreçten sonra travma semptomları ortaya çıkabiliyor. Avcı, "Evi yanan yaşlı bir teyzenin, 1 yıl önce kaybettiği eşi için, 'Yaşasaydı beni bu yangının içinde bırakmazdı' demesi aslında yangından ziyade eşinin kayıp ve yas döneminin devam ettiğini gösteriyordu.  Tüylerim diken diken olmuştu" diye konuştu.  

Manavgat'taki yangında görev alan psikolog Şakir Üzülen yangının devam ettiği sürece insanlarda beklenmedik bir duruma verilecek tepki arayışı olduğunu aktarıyor. Üzülen’e göre insanlar önce şoka giriyor ve sonra yaşadıklarını inkar ediyorlar. Üzülen daha sonra insanların afeti kabullenme safhasına geldiğini söylerken, “Her yaş grubunda farklı, bazı yaş grubunda daha çabuk kabullenme durumu vardı. Daha çok yaşlı grubunda, yangın bölgesini bırakıp gitmeme gibi, kabullenemeyiş söz konusuydu" diyor.

Afet bölgesine giden psikologlar anlatıyor: 'Bir helikopter sesi bile...' - Resim : 2

'KENDİMİZ İÇİN DE DESTEK ALIYORUZ'

Psikolog Şakir Üzülen yangın bölgesindeki insanları iki yıl süre ile takip edeceklerini aktarıyor. Psikolog Üzülen yangın bölgesindeki çocukların eğilimlerinin ise ‘yangını oyuna döndürmek’ olduğunu belirtti. Üzülen anne babanın panik yapmasının çocuklarda büyük kaygıya yol açtığını söyledi.

Kendi meslek gruplarının da alanda psikolojik desteğe ihtiyacı olduğunu Avcı gibi Üzülen de belirtiyor. Psikolog Üzülen, “Gittiğimde karşılaştığım tablo karşısında o çocukların durumundan çok etkilendim. Bu tip durumlarda kendimiz için de gerekirse destek alıyoruz. Zorlanan arkadaşlarımızın da desteğe ihtiyacı olacağını düşünerek zaten alanda dönüşümlü olarak görev yapıyoruz" şeklinde konuştu.

Sinop

YAĞMUR VE SESLER

Sinop Ayancık'taki sel felaketinde bölgede bulunan psikolog Emrah Talay, gecenin 11'inde yaşanan yağmur ve ardından gelen selin panik halde büyük korkuya yol açtığını aktardı. İnsanların bir taraftan çocuklarını, yaşlılarını, hastalarını, bir taraftan da hayvanlarını kurtarma derdine düştüğünü ifade eden Talay, tüm evlerin temelle birlikte gittiğini gözleriyle gören çocukların ve yetişkinlerin nasıl bir dramatik olayla karşılaştıklarını anlamanın zor olduğuna dikkat çekti. Talay, "Bir hafta sonra bile yağmur yağdığında korktuklarını ve travmatize olduklarını gözlemledik. Tetikleniyorlar. Çocuklarda acaba 'Yağmur sel olacak mı' korkusu oluyor. Lojistik destekte bile helikopter sesi insanlara seli hatırlatıyordu" diyor.

"DURUMU KABULLENİP ÇALIŞMA YAPIYORUZ"

Psikologlar, sosyal çalışmacılar, itfaiyeden tüm gönüllülere kadar herkesin bu travmatik ruh haline girdiğini belirleyen Talay, "İlk gittiğimde olayın şokuyla karşılaştım. Gidip etkilenmemek sözkonusu değil. Ama afetzedelere yardım etmeniz için ortama alışıp o bakış açısıyla hareket etmemiz gerekiyor. Yardım için hem durumu hissedip hem de ondan sıyırılıp kendi psikolojinize de dikkat etmeniz gerekiyor" dedi.  

Kaynak: Web Özel