Putin'in Azerbaycan ziyaretinin şifreleri
Azerbaycan Uluslararası İlişkiler Analiz Merkezi'nde Dış Politika Analizi Bölümü Başkanı Dr. Cavid Veliyev, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Azerbaycan ziyaretini AA Analiz için kaleme aldı.
"Rusya Devleti Başkanı Vladimir Putin 18-19 Ağustos'ta Azerbaycan'a iki günlük resmi ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaret sırasında liderler arasında baş başa ve heyetler arası görüşme yapıldı. Bu görüşmeler sonucunda iki ülke arasında çeşitli anlaşmalar imzalandı. Devlet başkanları ziyaretin sonucuna ilişkin ortak bildiri imzaladı. Ayrıca, iki devletin ilgili kurumları arasında yatırımın karşılıklı teşviki, iklim değişikliğiyle mücadele ve düşük karbonlu kalkınma, çalışma ve sosyal alanda işbirliği, gıda güvenliği, sağlık, tıp eğitimi gibi alanlarda işbirliğine ilişkin anlaşmalar imzalandı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ikili ilişkilere ilişkin ''Bizim ülkeler müttefikler, dostlar ve iki komşu ülke gibi hareket etmektedir.'' derken, Vladimir Putin ise ''Rusya Azerbaycan’la dostluk ilişkilerinin geliştirilmesine önem veriyor ve bu ilişkiler birbirlerinin çıkarlarının eşit şekilde gözetilmesi ilkelerine ve yakın insani ve kültürel bağlara dayanıyor." açıklamasını yaptı.
Rusya, Güney Kafkasya'da eskisinden temkinli ilerliyor
Putin'in Azerbaycan ziyareti küresel ve bölgesel ilişkiler açısından kritik bir dönemde gerçekleştiği için dikkat çekiciydi. Hatta, Putin’in bir gece Bakü'de konaklaması iki ülke arasında güvenin tesisi olarak yorumlandı. İki ülke arasında tesis olunan güvenin en önemli nedeni 19-20 Eylül 2023'de Azerbaycan ordusunun Karabağ'da yasadışı Ermeni silahlılarına karşı gerçekleştirdiği anti-terör operasyonu sonrası Rusya'nın bölgede oluşan yeni jeopolitik gerçekliği kabul etmesi ve Karabağ'da bulunan Rus Barış Güçlerinin sanılanın aksine sorunsuz bir şekilde bölgeyi 2025'den önce terk etmesi oldu.
Bu bağlamda, Rusya'nın Güney Kafkasya politikasında Ermenistan ve Azerbaycan'a karşı dengeli tutumu neticesinde Şubat 2022'de Azerbaycan ve Rusya arasında müttefiklik hakkında bildiri imzalandı. Bu anlaşma 15 Haziran 2021'de Türkiye-Azerbaycan arasında imzalanan Şuşa Beyannamesi'nden 8 ay sonra gerçekleşti. Bazı uzmanlara göre, Rusya'nın bölge siyasetinde dengeli davranmasının başlıca nedeni Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın Rusya karşıtı politika izlemesi olarak görülse de bu dengenin oluşmasında Azerbaycan'ın başarılı Rusya politikasının da önemli payı bulunuyor.
Basın açıklamasında Vladimir Putin, Azerbaycan-Ermenistan arasında normalleşmeyi desteklediklerini ve tarafların bir an önce barış anlaşmasının imzalanmasını arzuladıklarını söyledi. Ayrıca Putin, Rusya'nın bu sürece dahil olmasının bir zorunluluk olduğunu fakat tarafların istedikleri noktada görüşmelere dahil olabileceklerini belirtti. Bu noktada Rusya'nın, Azerbaycan-Ermenistan arasında devam eden barış görüşmelerinde rol almak istediği ve normalleşme üzerinden bölge dışı aktörlerin bölgeye müdahalesini istemediği açıktır. Ancak Rusya, Güney Kafkasya'da artık eskisi gibi tek taraflı dayatmalarla sonuca varmanın zor olduğunun ve bölge ülkeleri üzerindeki baskısının dış aktörlerin bölgede varlığını daha da kuvvetlendirdiğinin farkındadır.
Güney Kafkasya'da ''kazan-kazan'' stratejisi devrede
Rusya bir taraftan Ukrayna cephesinde savaşırken diğer taraftan Güney Kafkasya'da ikinci bir cephenin açılmasını istemiyor. Ermenistan'ın Hindistan, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından silahlandırılması hem Azerbaycan'ı hem de Rusya'yı yakından ilgilendiriyor ve rahatsız ediyor. Ermenistan'da revizyonist siyasetçilerin ve kitlelerin varlığını dikkate alacak olursak bu silahlanma Azerbaycan'a karşı yeni tehditler oluştururken Rusya'ya karşı bölgede yeni bir cephe açma ve Ermenistan'ı Rusya'dan uzaklaştırma çabası olarak da yorumlanıyor.
Güney Kafkasya'nın değeri, Rusya için Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte artmıştır. Bunun nedeni savaştan sonra uygulanan yaptırımlar nedeniyle Rusya'nın dünyaya çıkış yollarının ve enerji hatlarının kapanmasıdır. Bu bağlamda Rusya, Güney Kafkasya üzerinden Hint Okyanusu'na, Orta Doğu ve hatta mümkünse Batı'ya açılmak istiyor. Rusya'nın bu isteği de Azerbaycan'ın transit ülke olma politikasıyla örtüşüyor.
Rusya, Ermenistan-Azerbaycan normalleşme sürecinde dengeli davranma çabasındayken, Azerbaycan da Ukrayna-Rusya savaşında aynı politikayı izliyor. Azerbaycan ilk günden açık bir şekilde Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve egemenliğini desteklerken, ülkeye insani yardımlarını hiç esirgemedi. Ayrıca Azerbaycan, Rusya ile de ilişkilerini sürdürerek, her iki taraf için bir görüşme platformu olanağı sunuyor. Uluslararası basında yer alan iddialara göre Ukrayna, Rusya doğalgaz piyasasına Avrupa Birliği (AB) yaptırımları nedeniyle, Azerbaycan doğalgazını Ukrayna üzerinden Avrupa'ya taşımak istiyor. Aynı zamanda Slovakya da Azerbaycan gazını Rusya-Ukrayna hattı üzerinden almak istiyor.
Ticari ilişkiler gelişiyor
Ziyaret boyunca iki ülke ilişkilerinin en önemli gündem maddelerinden biri ticari ilişkiler oldu. Rusya, Azerbaycan'ın ticari ortakları arasında İtalya ve Türkiye'den sonra üçüncü sırada yer alıyor. Ülkeler arasındaki karşılıklı ticaret hacmi 2023 sonunda bir önceki yıla göre yüzde 17,5 artarak 4 milyar 358 milyar dolara ulaştı ve bu rakam günden güne artıyor. Bu rakam, Azerbaycan Rusya'ya karşı uluslararası yaptırım kararlarına uyduğu halde bu seviyeye ulaştı. 2023'de Rusya ile yapılan ticaret işlemlerinin Azerbaycan'ın toplam dış ticaret cirosundaki payı yüzde 8,52 oldu. Azerbaycan'ın petrol dışı ihracatında ise Rusya birinci sırada yer alıyor. Azerbaycan, Rusya'nın meyve-sebze ihtiyacını karşılayan on ülkeden biri.
Rusya'nın Azerbaycan ekonomisine yaptığı toplam yatırım hacminin 8,7 milyar dolardan fazla olduğu, Azerbaycan'ın ise Rusya'ya 1 milyar dolardan fazla yatırım yaptığı biliniyor. Bu anlamda Gazprom, Transneft, Lukoil, Rosneft, Inter RAO Rus enerji şirketleri ana yatırımcılar olarak biliniyor.
Ocak 2024'te imzalanan 2024-2026 Rusya-Azerbaycan İşbirliğinin Kilit Alanlarının Geliştirilmesine ilişkin Yol Haritası'nın iki ülkenin ticari ilişkilerine olumlu katkı sağlayacağı düşünülüyor. İki ülkenin Hükümetler Arası Komisyonu'nun 22'nci toplantısı 9 Ağustos 2024'te bu yol haritasının ana hatlarını görüşmek için Bakü'de yapıldı.
Toplam uzunluğu 7 bin kilometreyi aşacak, Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru'nun modernleştirilmesi ve kapasitesinin artırılması Aliyev ve Putin'in en önemli gündem konularından biriydi. Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru'nun yük taşıma kabiliyetinin 15 milyon hatta 30 milyon tona kadar artırılması planlanıyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Bakü'de verdiği röportajda Zengezur Koridoru hakkında söyledikleri de dikkat çekiciydi. Lavrov, Azerbaycan'ın Zengezur Koridoru olarak tanımladığı ulaşım yollarının açılmasının gecikmesinde Ermenistan'ı suçladı.
Sonuç olarak, Azerbaycan-Rusya ilişkilerinde yaşanan gelişmeleri Bakü'nün geleneksel denge politikası çerçevesinde değerlendirmek gerekiyor. Putin'in Azerbaycan ziyareti Rusya'nın Güney Kafkasya siyasetinin dengeli bir hale geldiğini ve sadece Ermenistan merkezli olmaktan çıktığını gösteriyor. Vladimir Putin'in kendi ifadesiyle Rusya-Azerbaycan ilişkileri eşitler arası ilişkiler düzeyine ulaştı. Son dönemde küresel ve bölgesel bağlamda yaşanan gelişmeler hem taşımacılık sektöründe hem de ekonomik-ticari ilişkiler açısından Güney Kafkasya'nın Rusya için önemini artırdı. Mevcut durum Azerbaycan'ın enerji ve taşımacılık alanında transit ülke olarak stratejik değerini artırma hedeflerinin gerçekleşmesine de hizmet ediyor."