Biden ve Xi'nin el sıkışması dünyaya ne söylüyor?

Çin ABD
Biden ve Xi'nin el sıkışması dünyaya ne söylüyor?
ABD Başkanı Joe Biden ile Çin Komünist Partisi lideri Xi Jinping ilk kez bir araya geldi. Fotoğraf: Reuters

ABD-Çin ilişkilerinde yeni bir döneme giriliyor gibi gözüküyor. Dünyanın bir numaralı gücü olma yarışında sıkı bir mücadele içindeki iki ülke, ekonomi için bazı sorunları arkada bırakabilecek mi?

2017-2020 yılları arası ABD ve Çin ilişkileri açısından pek de parlak geçmedi. Süper güç yarışında ABD’nin Rusya ile birlikte büyük rakibi Çin, Trump’ın hedefindeydi. Gümrük tarifeleri, kara listeye alınan şirketler, ABD’nin Çin ile iş yapmayı küresel anlamda sıkılaştıran önlemleri 'Ticaret savaşı mı çıkıyor?' endişesiyle dünya gündemini epeyce meşgul etti.

Trump döneminin dış politika izlerini silmek isteyen Biden, Orta Doğu’da farklı bir siyaset izledi. Tabii ki Amerikan dış politikasının mirasını sürdürdüğü konular da oldu. Bunlardan biri Tayvan konusunda Çin’e karşı aldığı pozisyondu.

Çin’de bir dönem daha görev yapacak Xi Jinping, Endonezya, Bali’deki G20 zirvesine bu apoleti ile katıldı. Xi'nin Çinli Huawei’nin CFO’su ve varisi Meng Wanzhou’nun ev hapsinde kaldığı Kanada’nın başbakanı Justin Trudeu’ya kızdığı anlar zirveye damgasını vurdu.

İLK KEZ YÜZ YÜZE GÖRÜŞME

Xi’nin diğer bir görüntüsü ise Başkan Biden ile samimi bir şekilde el sıkışmasıydı. İki lider ilk kez bu zirvede yüz yüze görüştü. Xi, eylül ayında Kazakistan’ı ziyaret ederek, Covid-19 salgınından sonra ilk kez ülke dışına çıkmıştı. İki lider ilk kez burada yüz yüze görüşse de daha önce konuşmalarında birbirlerini 5 kez anmışlardı.

Yapılan resmi açıklamalara göre, ikilinin görüşmesinde nükleer bir savaştan kaçınılması gerektiği vurgulandı, Biden ise “Çin’in Tayvan’a saldırması için bir sebep” görmediğini söyledi. Geçen aylarda ABD Temsilciler Meclisi Başkanı sıfatı ile Nancy Pelosi’nin Tayvan’ı ziyaret etmesi bölgeyi germişti.

Biden ve Xi'nin el sıkışması dünyaya ne söylüyor? - Resim : 1

Çin basını iki liderin görüşmesini memnuniyet ile karşılarken, Rusya ile ABD ilişkilerinin tarihin en kötü olduğu dönemlerinden birinde Çin ile ABD’nin liderler bazında böyle bir fotoğraf vermesi önemli. Watergate skandalı sonrası görevinden istifa eden ABD Başkanı Richard Nixon 1972 yılında sürpriz bir hamle ile Çin Halk Cumhuriyeti’ni diplomatik olarak tanıma kararı almış, karar Sovyetler Birliği-Çin ilişkileri için de belirleyici olmuştu. Biden ile Xi’nin görüşmesinin ardından ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in Çin’e bir seyahat yapması için de karar verildi.

DERİN SORUNLAR

Xi ile Biden karşılıklı pozitif bir görüntü verseler de iki ülke arasındaki sorunlar derin. Washington, Çin’e mikroçip ambargosu uyguluyor. Öte yandan ABD 1970’li yıllardan bu yana en ciddi enflasyonunu yaşıyor. Petrol üretimini istediği gibi artıramayan dünyanın en büyük ekonomisinin şu dönemde Çin ile yeni bir ticaret savaşı da istemediği kesin.

Çin’de de içeride her şeyin olumlu gittiğini söylemek güç. Ülkede emlak şirketleri borçlarını ödemekte zorlanırken, Komünist Parti yönetimini uzun süredir ayakta tutan ekonomi sinyalleri veriyor.

Biden-Xi zirvesinin ardından Xi, “İçinde bulunulan şartlar altında, Çin ve ABD daha çok ortak hedef paylaşıyor, daha az değil” değerlendirmesinde bulundu. Çin Komünist Partisi lideri Xi Jinping, “İki ülke ekonomisi iç içe geçmiş durumdadır ve gelişmek için yeni engeller görülmektedir. Ortak çıkarımız birbirimizin gelişmesidir” ifadelerini kullandı.

ÇİN'İN UKRAYNA POZİSYONU NE?

Çin, Rusya-Ukrayna savaşının başından beri, Rusya’ya ambargo uygulamıyor ancak açıktan destek de vermiyor. İşgalden birkaç gün önce Xi ve Putin, Beijing 2022 Kış Olimpiyatları için bir araya gelmişlerdi. Ayrıca Çin'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Zhang Jun, Rusya ve Ukrayna’yı sükunete davet eden bir açıklama yapmıştı. Çin diplomasi geleneği olarak sınırların değişmesini desteklemiyor. 2014 yılında da Rusya’nın Kırım'ı ilhakını tanımamışlardı.

'BÜYÜK GÜÇ OLMA YARIŞI YENİDEN'

ABD Savunma Bakanlığı dünya hegemonyasında Çin ve Rusya ile yeni bir yarışa girdiklerinin farkında. 2015 yılında resmi olarak bu dönemi, ‘büyük güç olma yarışının yeniden ortaya çıkması’ olarak tanımladılar. Savunma Bakanı Lloyd Austin ise sık sık şu an en büyük rakiplerinin Çin olduğunu, Rusya’yı daha uzun vadeli bir rakip olarak gördüklerini aktarıyor. 

Kaynaklar: Bloomberg, Wall Street Journal, Beyaz Saray, Haberglobal.com.tr

Kaynak: Web Özel

ABD Çin