Ziyaretçi yükünü kaldıramadı, 'Mavi Salon'da çatlaklar oluştu
Her yıl bir milyondan fazla kişinin ziyaret ettiği Dolmabahçe Sarayı'ndaki 'Mavi Salon'dan yansıyan çatlak görüntüleri endişe yaratıyor. Atatürk'ün yaşama gözlerini yumduğu 71 numaralı odayı da çevreleyen Mavi Salon'un acilen elden geçirilmesi gerektiği uyarısı yapıldı. Yapının daha fazla zarar görmemesi için günlük ziyaretçi sayısının da sınırlandırılması gerektiğine dikkat çekildi.
İstanbul'un mimari şahaserlerinden Dolmabahçe Sarayı'ndaki Mavi Salondan yansıyan çatlak görüntüleri endişe yaratıyor. 1843 yılında başlayıp 1856 yılında bitirilen neobarok tarzı eşsiz güzellikteki yapı, 6 padişaha ev sahipliği yaptıktan sonra Cumhuriyet döneminde, Atatürk ve İnönü tarafından İstanbul'daki Cumhurbaşkanlığı makamı olarak da kullanıldı... Atatürk'ün yaşama gözlerini yumduğu Dolmabahçe Sarayı, her 10 Kasım tarihinde, 'Atası'na vefasını göstermek isteyen on binlerce vatandaşı ağırlamaya devam ederken, varlığını ise müze olarak sürdürüyor. Ancak Atatürk'ün yaşama gözlerini yumduğu 71 numaralı odayı da çevreleyen Mavi Salon'dan yansıyan görüntüler, tarihi eserin acilen elden geçirilmesi gerekliliğini ortaya seriyor.
RAPORLANMASI ŞART
Her yıl bir milyondan fazla kişinin ziyaret ettiği sarayın Mavi Salon kısmında hem tavan, hem duvar hem de kirişlerde oluşan çatlakların olası büyük bir depremde nasıl tepki verecği bilinmezken, 'haberglobal.com.tr'ye konuşan Mimar Dr. Sinan Genim ise "Yapının bilim heyeti tarafından kontrolden geçirilerek sorunlu yerlerin raporlanması gerekiyor. Dolmabahçe Bilim Heyeti bunu yapacak bilgi ve birikime sahip. Ancak duvar, tavan ve kiriş gibi yerlerde oluşan çatlaklara bir an önce müdahale edilmesi gerekir. Çatıdan kaynaklı bir takım sıkıntılar da söz konusu olabilir" dedi.
SAYI AZALTILMALI
Dolmabahçe Sarayı'nın kısımlar halinde 168 yıl önce inşa edildiğine dikkat çeken Dr. Genim, "Normalde 10, 15 kişinin kullanımı için tasarlanan mekanlara günde iki, üç bin kişi ziyaret ediyor. Tarihi binaların bu yükü kaldırması mümkün değil. Bu durum Topkapı Sarayı ve Ayasofya Cami için de geçerli. Özellikle Topkapı Sarayı'nın yerdeki döşemelerde ciddi erimeler söz konusu. Tarihi binaları korumak istiyorsak, binaların iç kısımlarına bu kadar yoğun ziyaretçi alınmaması gerekir" diye konuştu.
ABDÜLMECİD'İN ESERİ
Dolmabahçe Sarayı her ne kadar 168 yıl önce hizmete girmiş olsa da hikayenin başlangıcı 16.yüzyılın sonuna kadar uzanıyor. Öyle ki, Dolmabahçe Sarayı'nın bugünkü yeri, 16.yüzyılın sonuna kadar Osmanlı donanma gemilerinin demirlediği 'Boğaziçi'ndeki en büyük koylarından biriydi. Ancak gün geçtikçe kıyı kesimlerinin adeta bataklığa dönüşmesi sonucunda 17. yüzyılda doldurulmaya başlanan "Kaptan-ı Deryalar Koyu" bir süre sonra Dolmabahçe olarak anılmaya başlamıştı. Dolgu alanda has bahçeye dönüştürüldüğünde ise artık padişahların dinlenme ve eğlence yeri haline gelmişti. Has bahçe her geçen gün büyüyor, büyüdükçe de bir yandan köşk ve kasırlar toplulukları inşa ediliyordu. Uzun süre "Beşiktaş Sahil Sarayı" adıyla anılmaya başlanan Dolmabahçe'nin işlevi, Sultan Abdülmecid döneminde bambaşka bir çehreye dönüştürüldü.
285 ODALI ŞAHASER
Atatürk'ün yaşama gözlerini yumduğu tarihi eser, zaman içinde müzeye dönüştürülürken, günümüzde İstanbul'un en çok turist ağırlayan mekanlarından biri haline geldi. Bir kez gezip, görenleri büyüleyen Dolmabahçe Sarayı, 285 odası, 44 salonu, 68 tuvaleti ve 6 hamamı ile 14 bin 595 metrekarelik bir alan üzerine ihtişamını sürdürüyor. Günümüzde oluşan çatlakların dikkat çektiği Mavi Salon'un aydınlık mahallinde ise Haziran 1937'de Atatürk için yaptırılan asansör kullanılır durumda bulunuyor.
Kaynak: Web Özel