Yağmur boşa mı yağıyor? İstanbul barajları dolmuyor
Yaz ve sonbahar döneminden sonra Aralık ayında yağmur hasretini dindiren İstanbul'da halihazırda barajlardaki doluluk oranı yüzde 37 seviyesinde. Ömerli, Terkos, Büyükçekmece ve Darlık barajları dışındaki kaynak ise neredeyse tükenme noktasına gelirken, İstanbul'un mevcut nüfus yükünü kaldıramadığı ve su kullanımındaki hoyratlıklara son verilmesi gerektiği gündeme getirildi.
Yaz ve sonbahar döneminde kuraklığın pençesine düşen İstanbul'da; Aralık ayındaki başlayan yağışların barajlara etkisi beklenen düzeyde olmadı. Yeni yıla girerken İstanbul barajlarındaki doluluk oranı yüzde 37'de kalırken, Ömerli, Terkos, Büyükçekmece ve Darlık barajları dışındaki kaynak ise neredeyse tükenme noktasında kaldı. Vahim tablo Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan son istatistiklere de yansıdı. Kasım ayı yağış dağılım haritasında İstanbul ve Trakya Bölgesindeki yağışlar geçen yıl kasım ayı yağışına göre yüzde 50 azalmadığı saptandı. İstanbul'u içine alan bölgede yağışlar normale göre yüzde 15, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 70 azaldı.
BİTMEYEN HOYRATLIK
İstanbul'a İSKİ tarafından günde ortalama 3 milyon metreküp su verilirken, bu miktarın büyük kısmı Avrupa Yakası'nda tüketiliyor. Aralık ayındaki yağışlara rağmen İstanbul ve Trakya için kuraklık irskinin devam ettiğinin söyleyen DSİ eski yöneticisi Dursun Yıldız ise tablonun vahim olduğunu belirterek, "İstanbul'da kayıp, kaçak oranı yüzde 19 seviyesinde. Bu oranın yüzde 10'e düşürülmeli. Biz söylemekten yorulduk ama oto yıkama, bahçe sulama, kapalı havuz kullanımı, halı yıkama gibi su tüketimine yönelik hoyratlıklar sürüyor" dedi.
MELEN DE YETMEYECEK
Eylül, Ekim ve Kasım aylarında yağışların ortalamanın altında kaldığını belirten Yıldız ayrıca "Melen Barajı’nın gövdesindeki çatlaklar nedeniyle işletmeye alınamaması İstanbul’un su temini planını tamamen bozdu. Ayrıca Melen sistemindeki Cumhuriyet arıtma tesisinin kapasitesinin yetersiz kalması da Avrupa ‘ya gönderilen su miktarını kısıtladı. Bir süre sonra Melen'de yetmeyecek ve deniz suyunu arıtma gündeme gelecek. Ancak deniz suyu arıtma son olarak başvurulması gereken teknik çözüm. Bu yöntem dışa bağımlı kalacağımız, maliyeti halen yüksek olan bir teknoloji. Söz konusu yöntem çevresel etkileri açısından da ekolojik dengeyi rahatsız eden bir alternatif su üretim şekli" diye konuştu.
8 MİLYON KİŞİYE YETER
Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi ve iklim uzmanı Prof. Dr. Levent Kurnaz ise
yıllardır iklim krizi ve kuraklık riski konusunda uyarılarda bulunduklarını ifade ederken, şunları söyledi: "Kış ayında bile halen yol kenarlarında bahçe sulama aparatlarının otomatik devreye girdiğini görüyoruz. İstanbul halkı Melen ve Düzce için dua etmeli. İstanbul'a ne kadar yağmur yağarsa yağsın, kentteki barajların kapasitesi 7, 8 milyon kişiye yetecek kadar. Düzce'yi etkileyecek kuraklık olursa duvara toslanır. Bu kent bu nüfusu kaldırmıyor."
HAVZALAR YETMİYOR
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eski Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk de İstanbul ve çevresindeki riskleri anlatırken, "Yer altı sularımızın emniyetli rezervinin tespiti için daha detaylı çalışmalar yapılmalıdır. Su azaldıkça yer altı sularına yöneliyoruz. Bir diğer önemli sorunun da havzalar arası su transferi. Özellikle Marmara Bölgesindeki kentlerin ihtiyaçları, havzalardaki kaynakların potansiyelini aşmış durumda. DSİ verilerine göre ülkemizde yılda 2 milyar metreküp su havzalar arası transfer ediliyor" bilgisini verdi.
Kaynak: Web Özel