Tartışma yaratacak Mevlana kitabı
Hz. Mevlana'nın Moğollar ile gizli ilişkisini anlatan ve Tarihçi Ümit Doğan tarafından yazılan "Mevlana Gerçeği, Mevlana'nın Bilinmeyen Yönleri ve Sarsıcı Gerçekler" raflardaki yerini aldı. Kitapta hoşgörünün simgesi kabul edilen Hz. Mevlana'ya yönelik iddialar ise tartışmaları ateşleyecek.
Hz. Mevlana'nın yaşadığı döneme ilişkin tartışma yaratacak son çalışma Tarihçi Ümit Doğan tarafından kaleme alındı. "Mevlana Gerçeği, Mevlana'nın Bilinmeyen Yönleri ve Sarsıcı Gerçekler" isimli Doğan imzalı kitapta, Hz. Mevlana'nın özellikle Moğollarla olan ilişkileri ile Ahi Evran ile arasında yaşanan çatışmanın perde arkası dikkat çeken kısımları oluşturuyor. Kamuoyunda büyük tartışma başlatması beklenen kitabın çıkış hikayesine ilişkin 'haberglobal.com.tr'ye bilgi veren Doğan, "Bu kitabın öyküsü öğrencilik yıllarıma kadar uzanır. Mevlânâ gerçeğiyle tanışmam üniversite yıllarında oldu. Daha ilk günlerde 'Tarih adına size öğretilen ne varsa unutun, tarih sizin bildiğiniz gibi bir şey değil' diyerek söze başlayan bir hocamız tarihte doğru bilinen yanlışlara dair birkaç örnek verdikten sonra sözü Mevlânâ’ya getirdi ve anlatmaya başladı. Yaşadığı dönemdeki siyasî ve toplumsal olayların tam ortasında yer alan Mevlânâ’nın Anadolu’yu istila eden Moğollarla işbirliği yapıp bağımsızlık taraftarı Türkmenlerin karşısında yer aldığından bahsetti" dedi.
*Yıllar süren uzun araştırmaların sonunda elde ettiğiniz bilgiler neler?
-Hz. Mevlana'nın Moğollara karşı Türkmen direnişin sembolü haline gelen Ahî Evran arasında düşmanlık vardı. Üstelik Ahî Evran’ın aslında güldürürken düşündüren fıkralarıyla hepimizin sevgilisi haline gelen Nasreddin Hoca’nın ta kendisiydi! Diğer taraftan, bize Mevlana’nın diye öğretilen tasavvufî sözlerin neredeyse hiç birisi Mevlânâ’ya ait değildi. Mevlânâ’nın evrensel hoşgörü mesajı olarak bildiğimiz meşhur 'Ne olursan ol, yine gel' bile Mevlânâ’dan asırlar önce yaşamış bir başka sûfînin sözleri idi.
*Pekiyi, ya Şems-i Tebrîzî?
-Mevlânâ’nın mürşidi Şems-i Tebrîzî boynuna çanlar ve boyalı kemikler takarak yarı çıplak dolaşan, saçlarını, sakallarını, bıyıklarını, hatta kaşlarını bile usturayla tıraş eden, yemek bulursa karnını doyuran, elinde zembil köy köy gezen, davul ve borular çalarak tuhaf sesler çıkartıp dans eden, sürekli cezbe halindeki Kalenderîlere mensup bir derviş idi. Onun bu garip hallerinden ve Mevlânâ’yı kendilerinden almasından rahatsız olan Konya halkının baskısı sonucunda Şems şehri terk etmek zorunda kalmış, Mevlânâ’nın davetiyle geri dönmüş, bir süre sonra öldürülmüştü. Mevlânâ’nın oğlu Alâeddin Çelebi, Ahî Evran taraftarıydı. Şems cinayetinin sorumluları arasında gösterilmiş, Ahî Evran’la birlikte Konya’yı terk etmek zorunda kalmış, yine Ahî Evran’la birlikte Kırşehir’de Moğollar tarafından öldürülmüştü.
*Mevlânâ ve Nasreddin Hoca gibi çok kıymet verdiğimiz iki büyük şahsiyetin arasındaki düşmanlığın sebebi ne olabilir?
-Tüm bu soruların cevabı Anadolu Selçuklu Devleti tarihini detaylıca öğrenmeden olmaz. Mevlana, Moğollarla iyi geçinerek kendisi ve yakınları adına bazı imtiyazlar elde etme yolunu seçmiştir. Hacı Bektâş-ı Velî bir mektubunda Mevlânâ’ya 'Ne iştesin, ne istiyorsun? Dünyada kopardığın bu kıyamet nedir?' diye soruyor. Bir başka mektupta ise yine Mevlânâ’ya diyor ki: 'Eğer aradığını buldunsa sus, bulmadınsa dünyaya saldığın bu gürültü nedir? Kendini insanoğullarının manzuru yaptın. Halkın bu kadar hanümanını (evini barkını) birbirine kattın.' Yaşananlar güç savaşının yansımasıdır."
Kaynak: Web Özel