Sosyete semtinde bedava deniz keyfi
Ege ve Akdeniz otellerine gidemeyenler soluğu İstanbul Boğazı'nın sosyetik semtinde alıyor. Tatil fiyatlarının cep yakmasıyla kentli, orta yaş çalışanlar bile Bebek sahilinden denize girmeyi tercih ediyorlar. Boğaz'ın yeni çehresi ise en pahalı "beach"lere nazire yapan görüntülere sahne oluyor.
İstanbul Boğazı'nın sosyetik semti "Bebek" artık deniz tutkunlarının adeta yeni adresine haline geldi. Tatil beldeleri ve otel fiyatlarındaki fahiş artış nedeniyle tatile gidemeyen kentli orta yaş çalışanlar bile Bebek Türkan Sabancı Parkı'nın önünden kulaç atmayı tercih ediyor. Bir zamanlar Kuruçeşme, Arnavutköy, Bebek, Aşiyan ve Emirganlı emeklilerin mesken tuttuğu sahil bandında artık genç ve orta yaş beyaz yakalılar bile denize girmekten çekinmiyorlar. Sabahın ilk ışıklarıyla yürüyüş veya koşu yapan birçok kişi serinlemek için Bebek-Aşiyan arasındaki kıyıdan suya atlıyor.
KALDIRIMDA BRONZLAŞMA
Sosyetik semtten denize girenler ise iki gruba ayrılıyor. İlk grupta olanlar, genç ve orta yaş kentli çalışanlar. Sabahın erken saatlerinde yürüyüş veya spor sonrası 10-15 dakikalık serinlik için suya girenler ardından ev veya işinin yolunu tutuyor. Emekli ve dar gelirliler ise günlükçüler olarak da biliniyor. Genellikle gün batımına kadar sahilde keyif yapanlar, İstanbul Boğazı'nın gediklileri. Öğlen saatlerinde 35 dereceyi bulan sıcaklara aldırmayan pek çok kişi kaldırım üzerinde güneşlenmeyi tercih ederken, bazı müdavimler ise çilingir sofrası kuruyor.
"BİZ HALK ÇOCUĞUYUZ"
Geçmişte neredeyse sadece erkeklerin tercih ettiği Bebek-Aşiyan sahil bandında artık her yaştan kadın da denize girip keyif yapıyor. Türkan Saylan Parkından haftanın üç günü denize giren iç mimar Orçun A., "Sabah yürüyüşünden sonra kimseler yokken, 10 dakika yüzüp, kulaç atıyorum. Boğaz suyunun serinliği iyi geliyor. Sonrasında evde duşumu alıp, işime gidiyorum" diyor. Bir diğer müdavim olan ve adını vermekten çekinen emekli Ahmet K. ise "Hiçbir yer Boğaz'ın yerini tutmaz. Buranın suyu hepsinden farklı. Siz bir kere dalıp çıksanız ne dediğimi anlarsınız. Üstelik şemsiye, şezlong parası da yok" ifadelerinin kullanıyor.
Denize girenlere ünlü "beach" kulüplerde lahmacun 300, 400 lira diye sorduğumuz da ise okkalı cevaplar alıyoruz. Beşiktaş'tan yüzme için Aşiyan'a gelen Mehmet C. ise "Soframız herkese açık. Biz halk çocuğuyuz. En büyük zevkimiz, rakılama eşliğinde Boğaz keyfi yapmak. Bunalınca suya girip çıkıyoruz" diyor.
DENİZANASI RİSKİ
Ancak Boğaz'da denize girenler için bir takım risklerde dikkatlerden kaçmıyor. Kıyıya yakın geçen tekneler, oltacıların misine ucundaki iğneler, denizanası ve kirlilik riski ile şiddetli akıntı, deniz keyfini kabusa dönüştürecek etkenler arasında bulunuyor. Felç riskine karşı "balıklama atlamayın uyarıları" da sahil boyunca dikkatlerden kaçmıyor.
Öte yandan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici ise İstanbul Boğazı'nda denize girenler için özelikle denizanası riskine dikkat çekerken, "Plastik kirlilik de kıyıda birikebiliyor. Denizde öbekleşen plastik çöp yığınlarının zamanla parçalanarak 5 mm'den daha küçük olan mikro plastiklere dönüşüyor. Denize giren vatandaşların bu riskleri akılda tutmaları gerekir" dedi.
Kaynak: Web Özel