Faylar aynı sonuçlar farklı! Neden ikiye bölündük?

İstanbul ve çevre illeri sarsan 6,2'lik depremin ardından kamuoyu Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ve Prof. Dr. Naci Görür'ün açıklamalarıyla ikiye bölünmüş durumda. Marmara Denizi'nden geçen fayların yerleri ve yapısı belli olduğuna göre iki taban tabana zıt görüş nasıl ortaya çıkıyor? Sismolog ve veri uzmanları, jeologların neden bölündüğünü anlattı.
Silivri açıklarında meydana gelen 6,2'lik depremin, beklenen büyük Marmara depremi olup olmadığı konusunda kamuoyu ikiye bölündü. Tartışmanın bir tarafında, Marmara'da olası büyük deprem tehlikesinin yaşanan son sarsıntı ile bittiğini öne süren Prof. Dr. Şener Üşümezsoy bulunurken; Prof. Dr. Naci Görür'ün tezi ise vatandaşların uykularını kaçırıyor. Marmara Denizi'nden geçen fayların yerleri, konumları ve tarihte gerçekleşen depremlerin periyotları bilinmesine karşın birbirine zıt iki görüşün nasıl ortaya çıktığı ise merak ediliyor. Bu soruyu, bir türlü "uzlaşmaz deprem modellerini" ortaya atan deprem bilimcilerin dışındaki isimlere sorduk.

VERİLERE NASIL BAKILIYOR?
Yapay zeka ve bilgisayar sistemleri alanında çalışan ve uzun yıllardır deprem tahminleri üzerine çalışmaları olan Prof. Dr. Berk Üstündağ, jeologların fayların üzerindeki incelemelerini nasıl yaptıkları ve elde edilen sonuçları nasıl değerlendirdikleri konusunda Haber Global Web Özel'e bilgi verdi. Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerine Aykut Barka'nın yaptığı çalışmalardan bu yana gelen bir süreç olduğunu belirten Üstündağ şu açıklamaları yaptı:
TARİHSEL DEPREMLER
"Tarihsel depremleri incelediğimiz zaman iki farklı yaklaşım var. Kuzey Anadolu Fayı'nın Batı'ya aktarılmasıyla ilgili yaklaşımlar var. Bir ileri iki geri gibi periyotalar halinde Batı'ya ilerleyen şeritler olduğu belirlendi. Naci Görür ve ekibinin tetkiklerine göre İstanbul ve Kumburgaz olarak iki parça fay var. Naci Hoca diyor ki 'Kocaeli'den sonra Çınarcık'a kadar geldi ve kilitlendi. Batı'ya geçemedi. Onun devamı olan fay Kumburgaz kırılırsa İstanbul fayını etkileyebilir. Ya da İstanbul fayı kırılırsa Kumburgaz'ı etkileyebilir.' İkisi arka arkaya kırılırsa fay uzunluğu arttığı için büyüklüğü de artabilir. 6,2'lik deprem ikisinin birleştiği yerde çaprazlama bir hatta oldu."
DENİZDEKİ ARAŞTIRMALAR
"Üşümezsoy ise Kocaeli depreminde orta parçanın kırıldığını, 1912 depremiyle ise Ganos Fayı'nın kırıldığını söylüyor. Ona göre aradaki parça eksikti, o da son depremle kırıldı. Aradaki fark şundan kaynaklanıyor; 1999 öncesi uydu ölçümleri bugünkü kadar hassas değildi. Deniz dibindeki ölçümleri Naci Hoca ve ekibi yaptı. Deniz dibine baktıklarında enerji boşaltımının beklenen periyotta olmadığını gördüler. Deniz dibi ölçümlerinde fayı takip ettiler ve fayın enerji biriktirmeye devam ettiğini söylüyorlar. Ancak şimdi 6,2'lik depremin ardından bu fayda beklenen depremin 7,6 değil de 7,2 olabileceğini de söylüyorlar."

SİSMİK YANSIMALAR
Paleosismolog Ramazan Demirtaş ise tarafların elindeki fay modellerinin farklı olduğunu belirterek şu bilgileri verdi: "Burada Kuzey Anadolu Fayı'nın kolları var. Marmara'nın hem doğusuna hem batısına baktığınız zaman 7,4'lük 7,6'lık depremler görüyoruz. Bunlar varken, 'Marmara'da fay yok demek doğru olabilir mi?' Fay modelleri doğru olmadığı için görüş farkı ortaya çıkıyor. Sismik yansıma kesitlerini yorumlarken birçok kişi farkı yorumlara varabilir. Eğer siz o konunun uzmanıysanız doğru sonuca giderseniz. Beyin tomogrofisi gibi düşünün. Biri der ki 'siz kanserseniz', diğeri der ki 'değilsiniz.' Yerin derinlik boyutlarını gösteren röntgenler bunlar. Gemilerle röntgen çekiliyor. Bu kesitleri doğru yorumlamak gerekiyor."
[email protected]
Kaynak: Web Özel