Küresel liste açıklandı! En büyük risk dezenformasyon
Küresel Riskler 2024 Raporu'nda ikinci derece tehlike olarak dezenformasyon yer alıyor. Artan kutuplaşma ve yanlış bilgi bombardımanının felaketlere yol açacağı belirtiliyor. Raporda geleceğe yönelik karamsar tablolar çiziliyor.
Dünya Ekonomik Forumu'nun yıllık toplantısı öncesi hazırlattığı Küresel Riskler 2024 Raporu'nda gezegeni bekleyen tehlikeler anlatıldı. Birinci sırada küresel iklim değişikliğine bağlı çevre felaketleri yer alırken ikinci sırada ise bilgi kirliliği yani dezenformasyon vardı. Raporda 2024 yılının dünyanın büyük ekonomilerinde seçim yılı olduğu hatırlatılarak, dezenformasyonun küresel siyaseti etkileyecek düzeyde sonuçlar doğurabileceği vurgulandı.
KUTUPLAŞMA ARTACAK
Küresel riskler arasında ilk sırada olan iklim değişikliğinin muhtemel sonuçlarının yer aldığı raporda iklim felaketlerine bağlı zorunlu göçlerin, kuraklık nedeniyle düşük üretimin dünyadaki kutuplaşmayı artıracağı vurgulanıyor. Raporda iklim ve çevreyle ilgili güvenlik riskinin artık geri döndürülemeyecek bir boyutta olduğu belirtiliyor.
İLK KURBAN HAKİKAT
Rapora göre küresel iklim felaketleri nedeniyle yaşanacak kaosta ilk kurban “hakikat” olacak. Raporda toplumsal kutuplaşma ilk üç sırada yer alırken uzun vadede ise 9. sırada gösteriliyor. Kutuplaşmanın en doğrudan sonucu ise yönlendirme amaçlı yanlış istihbarat olarak belirtiliyor. Raporda şunlar yer alıyor: “Önümüzdeki iki yıl içinde en ciddi küresel risk olarak ortaya çıkan 'yanlış bilgi' yani dezenformasyon ülkelerin hem kendi içlerinde hem de dışarıya dönük ilişkilerinde siyasi bölünmeleri artırmak için kullanılacaktır.”
KRİTİK SEÇİMLER VAR
Raporda 2024'ün pek çok ülke için seçim yılı olduğu hatırlatarak şunlar kaydediliyor: “Başta Birleşik Krallık, ABD, Bangladeş, Endonezya, Meksika, Hindistan, Pakistan gibi büyük ekonomiler olmak üzere yaklaşık 3 milyar insan sandık başına gidecek. Böyle bir ortamda dezenformasyon hükümetleri zayıflatmak için kullanılacaktır. Ortaya çıkacak huzursuzlukta nefret suçlarına kadar varabilecek şiddet olayları yaşanabilir.”
HER ALANA SIZABİLİR
Raporda karşı karşıya olunan küresel riskin seviyesi şöyle ifade ediliyor: “Seçimlere müdahalenin de ötesinde toplumların gerçeklik algılarının bozularak kutuplaşmanın kamu sağlığından sosyal adalete kadar her alana sızması gerçekleşebilir. Hükümetler de yanlış bilgi ve dezenformasyona karşı koymak için bilgiyi daha fazla kontrol etmeye yönelebilirler.” Raporda bu durumda bilgiye erişme özgürlüğü, ifade gibi alanlarda sorunlar yaşanmasının muhtemel olduğu da not ediliyor.
KUZEY-GÜNEY ÇEKİŞMESİ
Raporda küresel koşulların Kuzey-Güney gerilimini daha ileri boyutlara taşıyacağı belirtiliyor. Bölünmelerle ilgili “ideolojik” ve “jeo-ekonomik” nitelemesinin yapıldığı raporda şunlar yer alıyor: “Küresel güçlerin rekabetinden duyulan memnuniyetsizlik arttıkça bir dizi devlet askeri ve ekonomik olarak güçlerini birleştirip hakimiyet kurmak isteyecektir. Güneyde iklimin ve pandemi benzeri krizlerin etkileri bu ülkeler içinde uyumu artırabilir. Küresel meselelerde değişen etki dengesi çatışmaların uluslararası hale gelmesinde kendisini gösterir.
ÇÖZÜM YOLU DA VAR
Raporda çözüm olarak ise “Yatırım ve düzenlemeden yararlanan yerelleştirilmiş stratejiler" öneriliyor. Yaşanan krizin yeni işbirliği modellerine zemin teşkil edebileceği vurgulanıyor. Raporda “Giderek parçalanan dünyada sınır ötesi işbirliği güvenlik için belirleyici olmaya devam edecektir. Önümüzdeki 10 yıl boyunca uyum kapasitemizi sınırlarına kadar zorlayacak bir değişim dönemi başlayacak. Küresel riskleri ele almak için farklı yollar bulabiliriz. Küresel risklerin azaltılmasını sağlayabiliriz” görüşüne yer veriliyor.
Kaynak: Web Özel