Masasında oturuyor ama aslında istifa etmiş! Patron ne yapmalı?
Çalışanların iş yerinde yaşadığı sıkıntılar karşısında işten ayrılmayıp, efor sarf etmeden çalışmaya devam etmesi, hem çalışan hem de işveren için zararlı bir durum. Bunun önüne geçmek için yöneticilerin, çalışanlar lehine bazı adımlar atması gerekiyor.
Bazı çalışanların iş yerleri ile gönül ilişkisi kopar. Bazen gördükleri kötü bir muamele de çalışanı küstürebilir bazen ise kişi artık o şirkette çalışmak istemiyordur ancak daha iyi bir alternatifi de yoktur. İşte bu duruma uzmanlar ‘sessiz istifa’ adını veriyor. Bu kişiler tabii ki işe asılmamanın yarattığı performans sonuçlarından dolayı işten kovulma tehlikesi ile karşı karşıya olabilir ancak şirketler de onları kazanmaya çalışıyor.
Bugün ‘sessiz istifa’ (Quiet quitting) TikTok’ta bir akım haline dönüştü. Pek çok çalışan özellikle pandemi sürecinde evde oldukları anlarda özel hayatlarına hiç saygı göstermeyen işverenlerine tepki olarak ‘sessiz istifa’ sürecinde olduklarını söylüyor.
Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Dr. Murat Tuysuz, ise sessiz istifa hakkında "Çalışanlar işinden ayrılmıyor, eforunu azaltıyor. Pandemi ile uzaktan çalışma ile ortaya çıkan kavram. Pandemi ile çalışanların iş yaşam dengesi kavramı özgürlük alanlarının yaşam noktasına kaymasıyla karşımıza çıktı. Çalışanlar yaşamlarını önceleyip işlerini geri plana atıyorlar" diyor.
Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (PERYÖN) Yönetim Kurulu Başkanı ve Stratejik Yönetim Danışmanı Buket Çelebiöven, iş ve yaşam dengesinin, çalışan motivasyonu üzerinde de anlamlı bir etki yarattığını fakat pandemi ile iş hayatı ve özel yaşam arasındaki sınırların eskiye göre daha belirsiz hale geldiğini söylüyor.
"Bu durum da çalışanların öncelikli olarak motivasyonunu etkiledi" diyen Çelebiöven, özellikle sosyal medyada genç kuşak arasında viral hale gelen sessiz istifa akımının, evden çalışma ile birlikte işverenlerin çalışanların kişisel zamanını ihlal edecek şekilde görev vermelerine karşı bir başkaldırı olduğunu söylüyor.
Çalışanların, gelişen evden çalışma, hibrit çalışma modelleri ile sürekli olarak “online” olmak zorunda kaldıklarını söyleyen Çelebiöven "Normalde en doğal hakları olan ve istedikleri gibi geçirebilecekleri zamanlarını işe verdiler" diyor.
'YÖNETİCİMİN SÖZLERİ...'
S.U. medya sektöründe çalışıyor. Pandemi döneminde daha önce çalıştığı işyerinde motivasyonunu kaybettiği için kendini geri plana çektiğini belirtiyor. S.U. "Her gün aynı işi yapma sıkıntısının ve kendinizi geliştiremediğiniz hissinin üstüne, ekibin bir parçası olarak hissedememe, iş yerinde maruz kaldığınızı düşündüğünüz haksızlıkların ortadan kaldırılmaması da eklenince işinizden soğuyorsunuz" diyor.
H.S. ise tasarımcı olarak çalıştığı eski iş yerindeki yöneticilerin "Sana vereceğimiz yüksek ücret ile 3 kişi çalıştırırdık" sözleri üzerine çalışma şevkini kaybettiğini ifade ediyor. H.S. bunun üzerine çalışmaya devam ettiğini ama motivasyonunu kaybettiği için verimsiz çalıştığını sözlerine ekliyor.
YÖNETİCİLER NE YAPMALI?
PERYÖN Yönetim Kurulu Başkanı Buket Çelebiöven, şirketlerin çalışan deneyimini iş planlarının merkezine koymadıkça, sessiz istifa yaklaşımının kısa süre içinde çalışanların daha fazla yıpranmasına yol açabileceğini ifade ediyor.
Çelebiöven, "Öncelikle çalışanlarla yüz yüze görüşmenin ve şartların tekrar gözden geçirilmesinin faydalı olabileceğini söyleyebiliriz" diyor. İş insanı, yöneticilerin çok resmi görüşmeler yerine daha samimi, içten bir şekilde çalışan sorunları dinlemesi gerektiğini ifade ederek "Ortak çözümler bularak çalışan motivasyonuna pozitif katkı sağlanmalı" diyor. Çelebiöven sözlerini şöyle sonlandırıyor:
"Yine de unutmayalım ki, ekonomik krizler sebebiyle çalışan motivasyonu ve bağlılığında dalgalanmalar yaşanabilir. Tüm bunlarla birlikte şirketler yeni çalışma düzeninde çalışan deneyiminde çok daha yaratıcı uygulamalar hayata geçirmek için şartlarını zorlamalı, alışılmışın dışında çıkmalılar."
Dr. Murat Tuysuz, çalışanın verimli olarak çalışabilmesi için beklenti içinde olmasının gerektiğini söylüyor. Tuysuz "Çalışanın yaptığı efor karşısında ödüllendirileceğini beklemesi lazım. Öte yandan çalışanın kendi kafasında işine inanmasının sağlanması, ekstra çabayı kendi dünyasında anlamlandırması gerekiyor. Bu yüzden yöneticiler tarafından ödüllerin ve hedeflerin doğru koyulması lazım" diyor.
Tuysuz, çalışanların adaletli bir ücret aldığını algılamasının da gerektiğini ifade ediyor. Bilim insanı, ücretin yanında çalışanların kendini şirket içinde ifade etmesine izin verilmesinin, kritik kararlar hakkında fikir belirtebilmesinin ve sesini yöneticilere duyurabilmesinin de önemli olduğunun altını çiziyor.
Dr. Murat Tuysuz, iş yeri ile yapılan yazılı sözleşmelerin yanında psikolojik sözleşmelerin de önemli olduğunu vurguluyor. Çalışanın şirketten psikolojik beklentilerinin karşılanması gerektiğinin altını çiziyor.
Kaynak: Web Özel