Suçta yaş sınırı tartışılıyor, ceza yaşı değişmeli mi?

Son yıllarda sık sık suça karışan çocuklar gündem oluyor. Son olarak, Kadıköy'de bir pazarda 18 yaşından küçük iki çocuk tarafından bıçaklanarak hayatını kaybeden 14 yaşındaki Ahmet Mattia Minguzzi’nin ölümünün ardından suça sürüklenen çocukların ceza sınırı gündem oldu. Toplumun bir kesimi ceza yaş sınırının 18'den aşağıya çekilmesi gerektiğini savunuyor. 12 yaş altı, 12-15 yaş ve 15-18 yaş grubundaki çocuk suçlulara hukukta ayrı cezalar veriliyor.
İstanbul Kadıköy'de bir pazarda 18 yaşından küçük iki çocuk tarafından bıçaklanarak hayatını kaybeden 14 yaşındaki Ahmet Mattia Minguzzi’nin ölümünün ardından Türkiye'de çocuklara yönelik adalet sistemi tartışmaya açıldı. Toplumun bir kısmı çocuklarda ceza yaşının 18 altına düşürülmesi gerektiğini belirtiyor ve yetişkin gibi yargılanması gerektiğini savunuyor. Peki, bu mümkün mü? Avukat Gizem Gonce, Türk Ceza Kanunu'nun 31. maddesinde 12 yaşın altındaki çocukların fili ve sonucunu anlama yeteneğinin gelişmemiş olduğu kabul edildiğinden, bu yaş aralığındaki çocukların fiil ehliyeti olmadığı gibi, ceza ehliyeti de bulunmamakta, suç teşkil eden eylemlerinden dolayı cezalandırılmaları mümkün olmadığını belirtti.
AYRI DEĞERLENDİRİLMELİ
12-15 yaş aralığındaki çocukların ceza hukuku açısından durumunu anlatan Gonce, "Suça sürüklenen çocuğun faili olduğu fiil neticesinde ortaya çıkabilecek hukuki durumu algılama yeteneği var ise çocuk bu suç türü bakımından cezalandırılabilirken; çocuk faili olduğu fiilin hukuki sonuçlarını anlayabilecek algıda bulunmuyor ise ilgili suç bakımından cezalandırılamayacaktır. Her bir çocuk ve fiil açısından ayrı değerlendirme yapılması zorunludur" ifadelerini kullandı.

SUÇU ALGILAYABİLİYOR MU?
Gonce, çocuğun suç işleyip işlemediğinin ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin ancak "adli rapor" veya "sosyal inceleme raporu" ile net bir şekilde ortaya konulabileceğini söyledi. Gonce ayrıca, çocuğun, işlediği fiilin suç olduğunu algılayabildiği ve buna göre davranışlarını yönlendirebildiği tespit edilirse, yargılama yapılabileceğini; ancak bu durumda kanun gereği cezasında indirime gidilmesi gerektiğini de belirtti.
CEZA 12 YILI AŞAMAZ
Günümüzde en çok suç işleyen yaş gruplarından olan 15-18 yaş arası çocukların durumunu da anlatan Gonce, şu uyarıları sıraladı: "Bu yaş grubundaki çocukların akli melekelerinde anormal durum yok ise isnat edilen suçun anlam ve sonuçlarını algıladığı ve eylemini de bu doğrultuda yönlendirebildiği kabul edilir. Bu yaş grubundaki suça sürüklenen çocuğun yargılaması, çocuk mahkemeleri veya çocuk ağır ceza mahkemeleri tarafından değerlendirilirken filin karşılığı cezada indirime gidilmesi gerekmektedir. TCK uyarınca bu yaş aralığındaki suça sürüklenen çocuklara müebbet hapis ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları verilemez. Çocuğun cezalandırılmasına karar verilecek ise ceza miktarları 1/3 oranında olmak üzere indirilir ve suç tipine bakılmaksızın suça sürüklenen çocuğa verilecek cezalar 12 yılı aşamaz."

CEZADA İNDİRİM UYGULANIYOR
Avukat Kevser Yıldırım da konuya dair şunları söyledi:
"Fiili işlediği sırada 12 yaşını doldurmamış olan çocukların cezai sorumluluğu bulunmamakta, fiili işlediği sırada 12 yaşını doldurmuş olup 15 yaşını doldurmamış olan çocukların algılama ve irade yeteneklerinin sorgulanması ile ceza verilip verilmeyeceğine karar verilmekte ve ceza verilmesi halinde indirim uygulanmakta, 15 yaşını doldurmuş ancak 18 yaşını doldurmamış olan kişiler için ise cezada indirim uygulanmaktadır."
18 yaş altında olan kişilere cezada indirim uygulanmasının sebebi algı ve irade yeteneklerinin tam gelişmemiş olmasını gösteren Yıldırım, "Ceza tayininde, 12-15 yaş arasında algı ve irade yeteneklerinin sorgulanması her çocuk için bu yeteneklerin aynı yaş grubunda aynı etkinlikte olmamasıdır. Öyle ki aynı yaş grubunda bulunan çocuklar için, yaşadıkları çevre, biyolojik faktörler, eğitim düzeyi gibi başka faktörler algı ve irade yeteneğini etkilemektedir. İradesini tam kullanamayan bir kişiye cezada indirim uygulanması adil bir ceza sistemin gereğidir. 18 yaş sınırının dünya çapında da dikkate alınan genel bir algı ve irade sınırı olarak kabul edildiği düşünüldüğünde bu sınırın makul olduğu söylenmelidir" diyerek değerlendirmesini noktaladı.
Kaynak: Web Özel