Hangi toplum neye gülüyor? Birine komik gelen şaka diğeri için neden anlamsız?

Hangi toplum neye gülüyor? Birine komik gelen şaka diğeri için neden anlamsız?

Kültürler arası mizah farkları son derece keskin olabiliyor. Araştırmacılara göre doğu toplumları batıya göre daha az şakacı. Batılılar şakayı stres ile mücadele etmek için kullanırken, doğu toplumlarında mizah özel bir yetenek olarak kabul ediliyor.

Sizin için en büyük komedyen kim? Aklınıza pek çok isim geliyor olabilir. Örneğin son yıllarda sineması ile ön plana çıkan Cem Yılmaz, Türkiye’de bir marka. Veya kara mizah örneğini sergileyen Feyyaz Yiğit, Doğu Demirkol gibi yeni nesil komedyenlere mi kendinizi daha yakın hissediyorsunuz.

ABD’li ünlü talk şovcu David Letterman’a göre dünyadaki en komik adam David Chapelle. Pek çok streaming platformunda gösterileri bulunan Chapelle’in gösterisi ABD dışındaki insanlara pek de komik gelmeyebilir.

Uzmanlara göre İngilizlerin iğneleyici bir mizah anlayışı varken, Amerikalılar psikolojik bir komediye aşina. Japonlar ise kelime oyunlarından hoşlanıyor. Kültür uzmanı Dean Foster, “İçerik ve üslup kültürel olarak uygun değilse, hiçbir beceri bir şakanın veya mizahi anektodun başarısını garanti edemez” diyor.

Mizah tarihi üzerine çalışan uzmanlara göre; komedi çoğu zaman pozitif bir duygu ile özdeşleşiyor, doğuda ise farklı bir bakış var. Çin vatandaşlarının mizahı günlük hayatta sık kullanmadıkları, bunun uzmanların işi olduğunu düşündükleri ifade ediliyor. Kültür uzmanlarına göre bir Çin’de şaka yapabilen birinin özel yeteneği olduğu düşünülürken batı toplumlarında şaka yapan insanlara daha sık rastlanıyor.

SİNGAPURLU ŞİDDET ŞAKASI YAPABİLİR

Batılı insanlar stresle başa çıkmak için mizaha sarılıyor. Yabancı öğrenciler arasında yapılan bir araştırma Japon, Çinli ve Singapurlu öğrencilerin batılı arkadaşlarına göre daha az şaka yaptığını ortaya koydu. Başka bir araştırmacı ise ABD’lilerin şakalarında cinsel unsurların ön plana çıktıklarını söylerken, Singapurluların şiddete odaklandıkları sonucuna ulaştı.

Yapılan akademik çalışmalar dört farklı mizah tipi olduğunu ortaya koyuyor.

😁Katılımcı mizah (Başkalarını güldürmek için şakalar yapmak)

😁Kendini geliştiren mizah (Hayatın zorluklarının üstesinden gelmek için yapılan şakalar)

😁Kendini yenen mizah (Başkalarını güldürmek için kendi ile dalga geçmek)

😁Agresif mizah (Başkalarını güldürmek için birilerine sert şakalar yapmak)

Doğu toplumlarında kolektif yaşam süren kişilerin daha katılımcı ve kendileriyle dalga geçen bir mizah biçimini benimsedikleri biliniyor. Daha bireyselci toplumlarda yaşayan kişilerin ise agresif mizaha yöneldikleri düşünülüyor.

Bazı ülkelerde, farklı toplumlara ilişkin şakalar da var. Örneğin Fransızlar, Belçikalılarla ilgili, İsveçliler de Norveçlilerle ilgili şaka yapmayı seviyor. Tabi her ülkede şaka yapılacak konularda da farklı tabular olduğunu belirtmek gerek. Örneğin Almanya’da Nazi geçmişine ilişkin şakalara pek rastlanmıyor, İngiltere’de, aşırı kibarlık ve yabancılarla konuşmaya gönüllü olmama hali için şakalar yapılabilirken, ülkenin kolonyal geçmişine ilişkin şakalar bazen hoş karşılanmayabiliyor.

DİL ÖĞRENMEK İÇİN FAYDALI

Rusya’da YouTube’un komedi alanına oldukça hakim olduğu belirtiliyor. Yalnız, şakaların ve jestlerin önemli bir kısmı Rus kültürüne ait olduğu için yabancı biri için bu şakaları kavramak zor. Yeni bir dili öğrenmek isteyen insanlara da o dilin kültürünü kavramak için şakalara aşina olmaları tavsiyesinde bulunuluyor.

‘Farklı kültürler arasında şaka yapma: Mizah perspektifi, duygular ve çok dillilik’ üzerine isimli bir çalışma yapan Jyotsna Vaid, herhangi bir ülkede azınlık olan insanların çoğunluk olanlara göre farklı bir mizah dili geliştirdiğini aktarıyor.

Sigmund Freud, 1928 yılında kaleme aldığı bir çalışmasında mizahın stresle mücadele için kullanıldığına vurgu yapmış. Bazı psikanaliz uzmanları bireylerin mizahı korkularla yüzleşmek için de kullanıldıklarına işaret ediyor. 1990'lı yıllarda ise komik olan insanların daha çekici olduklarına ilişkin akademik çalışmaların çokluğu dikkat çekiyor. Türkiye'de de stand-up'ların bu yıllarda ortaya çıktığını anımsatmakta fayda var. Mizah tarihçileri, espri anlayışı olmayan bir topluma rastlamadıklarını vurguluyor. 

Şaka yapmanın tarihi milattan öncesine kadar uzanıyor. Kimi araştırmacılar tarihin en eski şakasının bronz çağından bir Sümer tabletinin üzerinde yazdığını belirtirken, bu şakanın "Ezelden beri duyulmayan şey neydi? Genç bir eşin kocasının kucağında gaz çıkarmaması" olduğunu ifade ediyor. 

UZMANI NE DİYOR?

İstanbul Üniversitesi'nden Profesör Arsun Uras ve İstiklal Üniversitesi'nden Öğretim Görevlisi Kübra Çakıroğlu mizahın kültürler arasındaki farkına ilişkin sorularımıza şu yanıtları verdi:

Bildiğiniz üzere bir dilde komik olan bir şaka başka bir toplum için bir şey ifade etmeyebiliyor. Sizce bu neden kaynaklanıyor?

Bir dilde komik olan bir şaka başka bir toplum için bir şey ifade etmeyebilir. Çünkü kaynak ve hedef metinlerin dilleri ve kültürleri birbirinden farklı olabilir, dolayısıyla bu iki dilin kültürünün mizah anlayışları da farklılık gösterebilir. Bazen en ilginç şakalar ve diğer mizah örnekleri bir tür kurban ya da hedef içerebilir. Kurbanlar kişiler, bireyler ya da gruplar, kurumlar, fikirler, genel uygulamalar ya da inanışlar olabilir. Bu unsurlara yapılan göndermeler, görsel ya da işitsel yöntemlerle açık ya da üstü kapalı olarak kaynak filmde yer alabilir. Mizah unsurlarının belli bir kültüre ait bazı özel kavramları çağrıştırması, kaynak metin izleyicisi tarafından anlaşılabilir, ancak bu şakaların hedef metne aktarımında benzer algının yaratılabilmesi için uyarlama (adaptation) yoluna gidilebilir.

Öte yandan, bazı mizah unsurları ise, herhangi bir kültürel kavramdan bağımsız belirli bir topluluğa ait nesiller boyu aktarılmış bilgi, tecrübe, inanış ve değer birikimleriyle ilgili olabilir. Bu mizah kategorisindeki şakalar her ulus tarafından hoş karşılanmayabilir. Bu türdeki mizah dini, tarihi ya da kültürel olgulara dayandırılabilir. Çevirmen bu tür şakaları hedef metne yansıtırken kültürel ikame (cultural substitution) stratejisini kullanabilir.

Bazı durumlarda ise mizah karşı taraftan o kadar çok beklenir ki mizahın kullanılması zorunlu olur. Örneğin İngilizce konuşulan ülkelerde halka açık konuşmalarda mizaha her zaman başvurulur, bu her ülkede böyle olamayabilir. Öte yandan daha ciddi konularda (savcının davalının idam edilmesini istemesi gibi) mizahın olması beklenmez. Çevirmenin işi, kaynak metindeki mizahın hedef metin kitlesinde nasıl bir etki uyandıracağına karar verip ona göre mizahın derecesini azaltmak ya da mizahı tamamen hedef metinden çıkarmak olabilir.

Tabu kavramı ve varlığı evrensel olsa da aynı zamanda kültüre bağlı bir unsurdur. Tabu mizahın bir parçası ya da kendisi olabilir. Tabunun yaratacağı etki ise toplumdan topluma değişkenlik gösterebilir. Bu konuda çevirmen yine hedef kitlenin tepkisini ölçerek ona göre kaynak metindeki mizahı çeviri metinde değiştirebilir.

Bazen mizah dilsel olmayan belli bir kültüre özgü araçlarla da ifade edilebilir. Çizgi romanlar, filmler ve televizyon programları bu kategoriye örnek olarak verilebilir. Çevirmen eğer hedef metinde bu araçları göz ardı ederse iletişimde boşluk oluşabilir.

İngilizce komedi dizileri, altyazı ile çevrildiği zaman sizce mizahından bir şey kaybediyor mu?

Görsel-işitsel metinlerin altyazı çevirisinde çevirmen bazı kısıtlamalardan dolayı birçok güçlükle karşılaşabilir. Altyazılar, karakterlerin ekranda yaptıklarıyla çelişmemeli, çevrilen metin orijinal diyaloglarla eş zamanlı ekranda görülmelidir.

Buna ek olarak, altyazılar sözlü biçimden yazılı biçime geçen bir değişime neden olur ve orijinal metinden sözcüklerin atılması altyazılarda sıklıkla görülen bir durumdur. Yer söz konusu olduğunda ise gerçek ekranın boyutları sınırlıdır ve hedef metin ekranın genişliğine uydurulmak zorundadır. Bu da altyazının en fazla iki satır olup 32-41 karaktere sığdırılmasına neden olur. Bu açıdan bakıldığında altyazı çevirmeni sadece kaynak metindeki diyalogların çevirisini yapmaz.

Çevirmen, ekrandaki karakter ve satır sınırlandırmalarına göre anlamlı bir bütün oluşturacak şekilde çevirisini yapar. Altyazı çevirisinde karakter kısıtlaması nedeniyle mizahın etkisi azalabilir ya da kısmen sağlanabilir. Bununla birlikte, özgün filmde yer alan görsel unsurların desteklediği mizah, ancak erek okurun donanımına göre algılanabilir.

Altyazıda mizah çevirisinde “söz oyunları” çevirmeni zorlayan diğer bir konudur. Söz oyunları evrensel olmadığı için çevirmen her durum için farklı stratejiler uygulayabilir. Kaynak ve hedef dil yapılarının birbirine benzer olduğu örneklerde çevirmenin işi nispeten daha kolaydır fakat iki dil de birbirinden farklıysa bu noktada çevirmen erek metne özgü dilsel ve kültürel yaratıcılığını kullanmak zorundadır.

Kaynaklar: The Converstaion, Frontiers in Psychology, haberglobal.com.tr