Bilinen gezegen 5005 ve hayat sadece Dünya'da! (Şimdilik)

Türkiye Uzay Ajansı Mars
Bilinen gezegen 5005 ve hayat sadece Dünya'da! (Şimdilik)
Güneş sisteminin içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi 13.6 milyar yaşında. İllüstrasyon: Shutterstock

Varlığı bilimsel olarak kabul edilen son 65 gezegenle birlikte bilinen gezegen sayısı 5 bin 5'e çıktı. Henüz ortada Dünya'nın eşi benzeri yok. 'Bu evrende yalnız mıyız?' sorusu hala yanıtını arıyor.

Dünya dışında bir hayat var mı? İnsanoğlu yıllardır bu sorunun yanıtını arıyor. Kimilerine göre bu bir soru bile sayılmaz yanıtı belli; tabii ki var. Kimileri ise uzayda olduğu varsayılan bir hayatın bilim kurgu filmlerinden ibaret olduğunu düşünüyor.

Modern zamanlarda Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) çalışmaları Mars’ta bir dönem su olma ihtimalini ortaya koydu. Bu da Mars’ta hayat olmuş olabileceğini düşündürüyor.

NASA’nın bu hafta yaptığı bir açıklamaya göre varlığı yeni ortaya çıkan 65 gezegen ile birlikte insanlığın bildiği gezegen sayısı 5 bin 5’e çıktı. NASA’da Güneş Sistemi Dışındaki Gezegenler Bilim Enstitüsü’nde çalışan astrofizikçi Jessie Christiansen, “İnsanlar binlerce yıldır gezegenleri sayıyor ve bu rakamı bulmak çok zor oldu” ifadelerini kullanıyor. "Ben de gerçekten bir gezegen keşfedilen projede yer alana kadar başarılı olmak için çok uğraştım” diyor.

Dünya’nın yer aldığı Güneş Sistemi'nin dışında Merkür’den daha küçük ancak Jüpiter’in iki katı hacimde olan gezegenlere rastlamak mümkün. Bazıları Dünya'dan 4.2 ışık yılı uzakta. Dünya'nın yer aldığı Samanyolu galaksisinde (yıldızlar topluluğu) yıldızlardan çok gezegenler olduğu düşünülüyor.

Bilinen gezegen 5005 ve hayat sadece Dünya'da! (Şimdilik) - Resim : 1

Güneş sisteminin dışındaki galaksilerde yer alan yıldızlarda suyun oluşması için elverişli koşulların oluştuğu biliniyor. Uzmanlara göre bilim insanları 5 bin gezegen daha keşfetseler bile hala oralarda hayat olup olmadığını bilemeyebiliriz.

2009 KIRILMA NOKTASI OLDU

Güneş Sistemi'nin dışındaki ilk gezegenler 1990’lı yıllarda devasa teleskoplarla tespit edildi. Bu alandaki asıl keşifler ise NASA’nın uzaya gönderdiği Kepler’le 2009 yılından sonra başladı. Kepler yüzlerce yıldızı aynı ayna tespit ederken teleskop yakıtı bittiği için 2018 yılında ömrünü tamamladı.

Güneş sistemi dışındaki gezegenler HD 209458, HD 189733, GJ 1214 gibi isimlerle adlandırılıyor, bu sistemlerde bulunan gezegenlerin güneş sistemindekilerle olan benzerliği ise bazen korkutucu derecede benzer. Örneğin 2017 yılında keşfedilen TRAPPIST-1 yıldızının etrafındaki gezegenlerin yedisinin de yüzeyi taşlık bir yapıya sahip ve hepsi Dünya ile aşağı yukarı aynı boyutlarda.

Bu yıldız sisteminde teoride yaşam olabilir çünkü üç gezegenin yörüngesinde yaşam olabileceğinin izleri bulundu. Astronomlar daha bu gezegenlerin atmosferi hakkında fikir sahibi değiller. Fakat James Webb Uzay teleskobunun uzaya fırlatılması ile birlikte bu gezegenlerin atmosferindeki moleküllerin de tespit edilmesi mümkün olabilecek.

KİMYASAL OLARAK ZENGİN ATMOSFER

Bilim insanları henüz Dünya gibi bir gezegene rastlamadı. Dünya'nın en enteresan özelliklerinden biri kimyasal olarak zengin bir atmosfere sahip olması, yüzey ısısının suyun varlığına müsaade etmesi.

NASA’da Güneş Sistemi Dışındaki Gezegenler Bilim Enstitüsü’nde çalışan astrofizikçi Jessie Christiansen daha fazla gezegen keşfedilmesi durumunda üzerinde hayat olan gezegen bulma olasılığının arttığını ifade ederken şu sözleri kullandı: “Bu zarı ne kadar sallarsan, sonunda yaşam olan bir gezegen bulma ihtimalin o kadar yüksek.

NASA başka gezegenlerde hayat olup olmadığı sorusuna internet sitesindeki Sık Sorulan Sorular kısmında şöyle cevap veriyor:

Şimdiye kadar üzerinde hayat olduğunu bildiğimiz tek gezegen Dünya. Bilim insanları Dünya'ya benzer gezegenleri bulmak için galaksiyi tarıyor. Dünya'da gördüğümüz gibi insanlar zor olarak belirtilen farklı yaşam koşullarında yaşayabiliyor. (Sıcaklık, radyasyon, asidik) Yani yaşam başka dünyalarda başlamış ve koşullara adapte olmuş olabilir.

GEZEGENLER NASIL OLUŞUR?

Yıldızların etrafında dolaşan ince çakıl taşlarından oluşan tozlar sürtünerek daha büyük kaya parçalarına dönüşüyor. Ortaya çıkan gaz bu parçaların bir arada tutunmasını sağlıyor. Böyle bir süreç sonucu Büyük Patlama olmuş ve Dünyamız oluşmuştu.

Kaynaklar: The Atlantic, NASA

Kaynak: Web Özel

Mars Türkiye Uzay Ajansı