Dünyanın merkezine yolculuk! En derininin iki katı!

Şu günlerde de net bir şekilde görüldüğü üzere dünyanın en büyük sorunları arasında enerji ihtiyacı yer almakta. “Yenilenebilir enerji” son yıllarda adeta bir slogana dönüşürken bu yolda atılan adımlar da dikkat çekmekte. En çarpıcı adımlardan birine imza atılıyor.

Gezegenimiz Dünya'nın merkezine doğru yaklaşık 20 kilometre derinliğe inmeyi hedefleyen bir şirket, 2020'deki projeyi lanse ettiklerinden bu yana 63 milyon doların üzerinde bir yatırım topladı.

Axios'un raporuna göre jeotermal enerji pazarında devrim yaratmayı amaçlayan bir girişim olan Quaise Energy, Şubat 2022'de 40 milyon dolar değerinde bir finansmanı daha güvence altına aldı. Peki bu rekor derinlikteki çukurlar ile amaçlanan ne?

Aslında amaç basit; Dünya'nın derinliklerindeki ısıdan faydalanarak sınırsız miktarda yenilenebilir enerjiye erişmek.

Quaise Energy CEO'su ve kurucu ortağı Carlos Araque şöyle aktarıyor:

“Bu finansmanlar bizi, temel enerjiyi temiz ve yenilenebilir bir şekilde elde etmeye daha da yaklaştırıyor. Teknolojimiz, enerjiye dünyanın her yerinden, rüzgar ve güneş enerjisinden çok daha büyük bir ölçekte, erişmemizi sağlayarak gelecek nesillerin bol miktarda temiz enerjiyle dönen bir dünyada yaşamlarını sürdürmelerini sağlıyor.”

'ENERJİDEN BAĞIMSIZ BİR DÜNYANIN MERKEZİNDE'

Jeotermal enerji mevcut şartlarda güneş, rüzgar ve hidroelektrik gibi diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına kıyasla daha düşük bir profile sahip ancak Quaise ise “jeotermal enerjinin enerjiden bağımsız bir dünyanın merkezinde” olduğuna inanıyor.

Günümüzde adını duyduğumuz diğer enerji türlerine kıyasla en azından ticari kullanım noktasında daha az bilinen jeotermal enerjinin, insanlar tarafından kullanılan en eski güç kaynakları arasında olduğunun altını çizmekte fayda var. Buna rağmen söz konusu alanda dünyanın en büyük üreticisi olan Amerika Birleşik Devletleri'ndeki jeotermal enerji üretimi, net enerji üretiminin yalnızca yüzde 0.4'ünü oluşturmakta.

Mevcut jeotermal santraller, tipik olarak, tektonik açıdan aktif fay hatları gibi, sıcak kayaların Dünya yüzeyine yakın olduğu bölgelerde inşa ediliyor ve bu da gezegenimizin doğal ısısından faydalanmayı ve elde edilen bu ısıyı buharla çalışan elektriğe dönüştürmeyi kolaylaştırıyor.

Ancak santraller, gezegen yüzeyinin birkaç kilometre altında küresel olarak bulunan sıcak kayaya erişebilirse, jeotermal enerji dünyanın enerji ihtiyaçlarını karşılamada çok daha büyük bir rol oynayabilir.

EN DERİNİNİN İKİ KATI!

MIT'ye (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) bağlı bir yan kuruluş olan Quaise bu teknolojiye öncülük etmek istiyor ama nasıl? Güçlü bir manyetik alanda elektronlarla desteklenen, milimetrik ışık demetleri çeken ve jirotonlar olarak adlandırılan vakum tüplerini kullanarak bunu başarmak istiyor.

Bu teknoloji sayesinde açılacak olan çukurlarla, dünyanın en derin insan yapısı çukurları olan Kola Superdeep Borehole (Rusya) ve Al Shaheen (Katar) petrol kuyularının iki katı derinliğe ulaşılmış olacak.

Jirotonlar, nükleer füzyon deneylerinde plazmaları ısıtacak kadar güçlü. Yani çok yüksek sıcaklıklara dayanabiliyor ve bu jirotonları yaklaşık 500 derece sıcaklıktaki yeraltı kayalarını araştırmak için oldukça ideal araçlar haline getiriyor. Bu ortama pompalanan su, çok hızlı olarak verimli bir şekilde elektriğe dönüştürülebilen buhar olarak enerji elde edilmesini sağlayacak.

Projeyle, 2028'e kadar kömür yakıtlı elektrik santrallerinin jeotermal enerji santrallerine dönüştürülmesi planlanıyor. Sondajı birkaç ay sürecek olan bu süper derin delikler, 100 yıla kadar enerji üretebilecek. Gezegenin derinliklerine inme fikri soru işaretleri doğursa da uzmanlar bu yöntemle ve bu teknikle Dünya için rahatsız edici bir durumun ortaya çıkmayacağını öne sürüyor.

metin.aktasoglu@haberglobal.com.tr 

*Bu haberdeki bilgilerin büyük bir kısmı Vice'ta “Company Plans to Dig World's Deepest Hole to Unleash Boundless Energy” başlığıyla yayınlanan makaleden derlenmiştir.

Kaynak: Web Özel