Richarlison | Tek yöne otobüs bileti ve emanet kramponlar...

Haberglobal.com.tr’de Brezilya milli takımının turnuva öncesi incelemesini yayımladığımız derleme yazısında “Bu kez 9 numarayı Ronaldo giymiyor ancak yeni 'R9' olma potansiyeli Richarlison da var” ifadelerini kullanmıştık. Richarlison bizi haksız çıkarmadı. Hele Sırbistan ağlarına öyle bir ikinci gol gönderdi ki bütün Brezilya gibi Fenomen Ronaldo’nun da havalara uçtuğunu tahmin ediyoruz.

Brezilya uzun süre sonra turnuvaya gerçekten ‘Brezilya’ gibi geldi. Neymar’ın liderliğinde derinlemesine paslar ile Sırbistan savunmasını delik deşik eden sambacılar, maçı 2-0 gibi net bir skorla geçmesini bildiler. Harry Kane gibi inanılmaz bir forvete sahip, Tottenham’ın Başkanı David Levy de Richarlison’ın fiyat etiketini artırdığını görmekten inanılmaz memnun olmuştur.

Peki 25 yaşındaki yıldızın İngiltere macerası nasıl başlamıştı? Brezilya’da ucuza yemek satın alabildiği ve sarhoşlarla dolu bir mahallede büyüdü. 17 yaşına kadar pek çok takım tarafından reddedildi, bir kez daha denemeye karar verdiğinde evinden 600 kilometre ötedeki Belo Horizonte’ye bir bilet aldı, kramponları başkasınındı. Evine geri dönüş için otobüs bileti almamıştı.

Bu macera iyi sonuçlanmadı. O sene zaten Brezilya da Dünya Kupası’nı evinde düzenlemesine rağmen 7-0’ın şoku içerisindeydi. Pes etmedi. Ülkenin batısına doğru yolculuğuna devam ederek İkinci lig ekiplerinden America MG’nin denemelerine yine emanet bir krampon ile katıldı. Bu kez oldu ve onu Premier Lig’e götüren ilk adım atıldı.

Futbola profesyonel olarak çok geç başladı. Anne babası 6 yaşından beri ayrıydı. 3 yılını babası Antonio ile birlikte yaşayarak geçirdi, kahve tarlalarında çalıştı. Futbol oynamak için hafta sonları uzun yolculuklar yaptı.

Babası Antonio o günleri şöyle anlatıyor: Onun için de benim için de zordu. Durumumuz yoktu, maçlar için çok uzun yollardan geliyorduk. İnsanlar onun önünde bir gelecek olduğunu söylüyorlardı. 9 yaşına geldiğimde onu kız kardeşime bıraktım.

'ÇİKOLATA SATTI, ARABA YIKADI'

Richarlison çocukluğundan beri çalıştı. Amcası ile garsonluk yaptı, sokaklarda çikolata sattı, araba yıkadı. Aralarında çok yaş farkı olmamasın rağmen idolü hep Neymar’dı. Saçını bile o boyattıktan sonra sarıya boyattı. Okulla arası tahmin edilebileceği gibi çok yoktu.

11 yaşındayken onu okutan hocalarından Elisangela Monteiro Guidi, “Ders çalışmayı sevmezdi ancak onun için ‘disiplinsiz’ diyemem” ifadelerini kullanıyor. 14 yaşında bir çete lideri tarafından yüzüne silah çekildi. Pek çok arkadaşı yanlış tercihler yaparak hayatlarını kararttı. O futbolla nefes alıyordu. 16 yaşındayken bir forvet oyuncusu olarak fiziksel gücüyle dikkatleri topladı. Amatör bir takımda top koşturmaya başlamıştı.

'BU HALİ RONALDO'NUN GENÇLİĞİ GİBİYDİ'

America MG’nin o dönemki teknik sorumlusu, Euler de Almeida kendisini Fenomen Ronaldo’nun gençliğine benzettiğini şu sözlerle aktarıyor: “Defans oyuncuları tarafından itilip kakılıyor ama tekrar yerden kalkmasını biliyordu, bu hali ile Ronaldo’nun gençliği gibiydi. Richarlison America ile Serie B’den Serie A’ya çıktı. America’da 24 maça çıkıp 9 gol attıktan sonra Serie A takımlarından Fluminese’ye transfer oldu. America’da profesyonel olduktan sonra tesislerdeki odasını boşaltmadı, takım arkadaşları ile kalmaya devam etti. Zaman zaman odalarını farelerin bastığı oluyordu.

Özellikle İngiltere’ye transfer olduktan sonra ülkesinde yaşananlarla ilgili sesini yükseltmeye başladı. Muhalif olduğu söylenebilirdi. “Biz ünlü oyuncuların medyada kapladığı bir alan var, bu bize sorumluluk yüklüyor. Para ile aileme ev almak istedim ancak daha büyük şeyler yapabileceğimi de gördüm” demekte.

Everton ile 152 maça çıkan süperstar 53 gol atıp 14 asist yaptı. Adaya ayak bastığı Watford’da 41 maçta sadece 5 gol atabilmişti. Hayat ona biraz daha adil davransa şu an futbolda da daha başka bir noktada olabilirdi.

Kaynaklar: BBC Sport, Transfermarkt Haberglobal.com.tr

Kaynak: Web Özel